04 Şubat 2017

Ralph Waldo Emerson - İnsanın Görkemi

 
“Kendimi Emerson’a o denli yakın buluyorum ki onu övmekten çekiniyorum, çünkü kendimi övmüş gibi olmaktan korkuyorum.” -Friedrich Nietzche

Bu kitap, düşünce tarihinin önemli isimlerinden Amerikalı düşünür Ralph Waldo Emerson’ın Türkçede ilk kez yayımlanmış denemelerinden oluşuyor. Aynı zamanda büyük bir yazar-şair olan Emerson, aralarında Walt Whitman, Emily Dickinson, Edwin Arlington Robinson, Wallace Stevens, Hart Crane ve Robert Frost’un bulunduğu uzun bir dizi Amerikan şairine ilham verdi. Düşünceleri ise John Dewey, George Santayana, Friedrich Nietzsche ve William James gibi filozofların felsefesini etkiledi.

"Her insan, evrensel aklın vücut bulmuş bir başka halidir. Bütün nitelikleri insanın içinde mevcuttur." (Kitaptan)
 
TIK

 Kefaret ödemek değil, yaşamak istiyorum ben. Hayatım; kendisi için vardır, bir gösteri için değil.

Dünyanın ne düşündüğüne göre yaşamak kolaydır bu dünyada, yalnızken de kendi kafamıza göre yaşamak kolaydır, ancak büyük insan, kalabalığın ortasında yalnızlığın bağımsızlığının kusursuz tadını yaşayandır.

Toplum her yerde her bir üyesinin yiğitliğine dair bir kumpas kurar. En revaçta olan erdem, itaattir. O da özgüvenden tiksinir. Gerçekleri ve yaratanları değil, isimleri ve gelenek görenekleri sever…

Hakikat, yapmacık sevgiden daha güzeldir. İyiliğin bir keskinliği olmalıdır, aksi halde hiçbir şey değildir.

İnsan yüreğini yaptığı işe koyup elinden gelenin en iyisini yaptığında rahat ve neşelidir.

Hayatımız, kanatlı hakikatlerin ve olayların sonsuz uçuşundan başka nedir ki? Bu değişimler müthiş bir çeşitlilikle gelir, hepsi insan ruhuna sorular sunarlar. Bu hakikatlere ve zamana dair sorulara üstün bir akılla yanıt veremeyen insanlar, onlara hizmet ederler. Gerçekler onlara sorumluluklar yükler, onları ezer, insanı gerçek bir insan yapan her ışık belirtisini söndüren hakikatlere tam anlamıyla itaat eden kalıp ve sağduyu insanları yaratır. Ancak insan içgüdülerine, duygularına sadık kalır, sanki üstün bir ırka aitmiş gibi görünen hakikatlerin hakimiyetini reddederler, ruhuna sımsıkı yapışır ve özü görürse, o zaman hakikatler yerine oturur, yerleşir, efendilerinin kim olduğunu bilir ve en zalimi dahi efendisini yüceltir.

İnsanların çoğu, gözlerini öyle ya da böyle bir mendille bağlamış, fikir topluluklarından birine ilişmişlerdir. Bu uyum, onları yalnızca birkaç ayrıntıda sahicilikten uzak ve birkaç yalanın müellifi kılmaz, ayrıntıların tümünde sahte kılar.

Her insan, evrensel aklın vücut bulmuş bir başka halidir. Özel olarak yaşadığı her yeni olay, büyük insan topluluklarının yaptıkları üzerine ışık tutar, hayatındaki buhranlar ise ulusal buhranları işaret eder.

Yüzeyde sonsuz bir çeşitlilik, merkezde ise sebebin basitliği vardır ki! Bir insanın -aynı kişiliği gördüğümüz kaç hareketi vardır ki!

Anlatılan bir olayın, inanılır ya da anlaşılır olması için benim içimdeki bir şeye karşılık gelmesi gerekir.

Deha sebep-sonuç ilişkisine dayalı düşünceyi inceler ve her şeyin ta menşeinde, bir küreden çıkan ışınların, düşmeden önce sonsuz çapa ayrıldığını görür.

Nişanlara, isimlere, büyük topluluklara ve ölü kurumlara ne kadar kolayca teslim olduğumuzu düşününce utanıyorum

Yetişkin; kendi zihninde, bilincinde hapsolmuştur. Yaptıkları ya da söyledikleri övgü toplar toplamaz, bağlı biridir artık.

Ruh; insanın aklı aracılığıyla nefes aldığında deha, iradesi aracılığıyla nefes aldığında erdem, şefkati aracılığıyla nefes aldığında ise sevgidir.

Zihnin içgüdüsü, doğanın amacı, tarihin işaret veren öykülerini kullanışımızda kendi sırlarını ele verir. 
 
Zaman, parlayan gökyüzüne savurur gerçeklerin katı köşeliliğini.

Her insan, evrensel aklın vücut bulmuş bir başka halidir. Özel olarak yaşadığı her yeni olay, büyük insan topluluklarının yaptıkları üzerine ışık tutar,hayatındaki buhranlar ise ulusal buhranları işaret eder.

Deha sebep-sonuç ilişkisine dayalı düşünceyi inceler ve her şeyin ta menşeinde, bir küreden çıkan ışınların, düşmeden önce sonsuz çapa ayrıldığını görür.

Kendi fikrine inanmak, kalbinde senin için doğru olana inanmak; herkes için doğrudur, deha denen budur. İçinizde gizli düşünceyi dillendiriniz.

Yetişkin; kendi zihninde, bilincinde hapsolmuştur. Yaptıkları ya da söyledikleri övgü toplar toplamaz, bağlı biridir artık.

Toplum her yerde her bir üyesinin yiğitliğine dair  bir kumpas kurar. En revaçta olan erdem, itaattir. O da özgüvenden tiksinir. Gerçekleri ve yaratanları değil, isimleri ve gelenek görenekleri sever…

Gerçek şiir şairin zihnidir, gerçek gemi, gemiyi inşaa edendir.

Deham beni çağırdığı zaman babamdan, annemden, karımdan ve erkek kardeşimden uzak dururum. Kapıya “heves” yazarım.

İnsan yüreğini yaptığı işe koyup elinden gelenin en iyisini yaptığında rahat ve neşelidir.