04 Ocak 2014

Paul Auster

...Ve ondan sonra kafamın içinde çarklar dönmeye başladı... Derken koca bir olanaklar dünyası açıldı önümde. Bir yıl sonra Cam Kent'i yazmaya giriştiğimde o yanlış numara, kitabın en önemli olayına dönüşmüştü, yani bütün o hikayeyi başlatan hataya. Özel dedektif Paul Auster'le konuşmak isteyen biri, 'Quinn' adlı bir adama telefon eder. Ve tıpkı benim yaptığım gibi, Quinn de o adama yanlış numara çevirdiğini söyler.Ertesi gece yine aynı şey olur ve Quinn yine kapar telefonu. Ama benimkinden farklı olarak Quinn'e bir şans daha tanınır. Üçüncü gece telefon yine çaldığında arayanın oyununa katılır Quinn ve işi üstlenir. Evet, der ona, ben Paul Auster'im, ve o dakikada karmaşa başlar...Kırmızı Defter

......İlk mektubunda kendi yazdığı sözcüğü tekrarlayarak, Korku iyi şeydir, diye devam ettim, korku biraz risk almaya, kendimiz aşmaya yöneltir; kendini güvende hisseden hiçbir yazar değerli bir yapıt üretemez...O, senin bu dünyanın tahmin edemeyeceği kadar iyi biri olduğuna, bu yüzden de dünyanın seni ezip geçeceğine inanıyor...Gerçek aşk, diyor, zevk almaktan olduğu kadar zevk vermekten de haz duymaktır...Görünmeyen

Parlak ışık, sonra karanlık. Gökyüzünün her köşesinden yağan güneş ışığı, ardından gecenin karası, suskun yıldızlar, dalların arasında dolaşan rüzgâr. Günlerin değişmeyen akışı...Karanlıktaki Adam (Man in the Dark)

... olduğumuz yerde değiliz, sahte bir konumdayız. Doğamızdaki bir zaaf yüzünden, bir durumu varsayıyoruz, kendimizi onun içine yerleştiriyoruz ve bu yüzden de kendimizi aynı anda iki durum içinde buluyoruz, içinden çıkılması iki kat zor oluyor...Hayaletler 

 (Bay Hiçkimse'den...)
Destedeki bütün kartlar sizin kaybedeceğiniz biçimde dizilmişse,o eli kazanmanın tek yolu,kurallara karşı gelmektir.Yalvar,ödünç al,ne yaparsan yap;suçüstü yakalansan da hiç değilse bir amaç uğruna mücadele etmiş olursun...Yanılsamalar Kitabı(The Book of Illusions)