Ve bir gök gözlemcisi,
"Peki, Zaman için ne dersiniz?" diye
sordu.
Şunları söyledi, Tanrı-Elçisi:
Zamanı ölçmek istersiniz;
gerçekte ölçüsü olmayan'ı,
ölçülemez olan'ı
ölçülere sığdırmak istersiniz hep.
Davranışınızı saatlere ve mevsimlere
göre düzenlemek,
ruhunuzun tutacağı yolu da onlara göre
belirlemek istersiniz.
Zaman'dan kendinize bir ırmak
yapmak
ve kıyısında oturup,
akışını izlemek istersiniz, onun.
Oysa, sizde zamansız olan özne,
farkındadır ki,
hayat da zamansızdır.
ve bilir, dün bugünün hatırasından,
yarın da bugünün rüyasından başka
nedir ki.
Ve yine bilir ki, içinizde terennüm
eden
ve düşünen yanınız,
yıldızları göğe saçan o ilk müessirin,
o ilk sanatçının atölyesinde
dolaşmaktadır.
Aranızda, içindeki sevme gücünün
sınırsız olduğunu hissedeniniz var mı?
diye sormak geliyor içimden;
ama kim hissetmez ki, bu aynı
sevginin,
sınırsız olsa da, kişinin varlığının
merkezinde,
yüreğinin başında odaklandığını?
ve sevgi düşüncesinden yine sevgi
düşüncesine,
sevgi ediminden, yine sevgi edimine
koşup durduğunu?
Sevgi gibi, aşk gibi bölünemez
ve ölçülemez değil midir,
Zaman da?
Ama, yine de, düşüncede, onu
ölçmeniz,
ölçülere sokmanız gerekiyorsa,
ben derim ki, her mevsiminiz
öteki mevsimleri de içinde taşıyor olsun,
Ve Bugün, hatırlama yoluyla
Geçmişi,
muhayyile yoluyla da
Geleceği
kucaklasın.
🌼