22 Kasım 2013

Sabahattin Kudret Aksal - Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler

  Sabahattin Kudret Aksal, şairliği ve oyun yazarlığı yanında, çağdaş öykücülüğümüzün yazık ki az yazmış. Ama her yazdığında belli bir dil ve üslup kalitesini titizlikle korumayı bilmiş, alçakgönüllü ustası. Ustalığı, öykülerini topladığı iki kitabının önemli ödüller almasıyla da belgelenmiş durumda; “Gazoz Ağacı” 1955 Sait Faik Hikaye Armağanı’nı, “Yaralı Hayvan” ise 1957 Türk Dil Kurumu sanat armağanı’nı kazanmıştı. Son şiirlerini topladığı “Batık Kent”le başladığımız “Bütün Eserleri” dizisinin bu ikinci kitabında Aksal’ın, 1940’ta Küllük dergisinde çıkan ilk öyküsünden son yazdığına kadar, öykü alanındaki bütün verimini bulacaksınız.
 
 Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler
Herkesin bir akşamüstü, bir delicesine yalnız kalmak, yalnızlığında bir şeyler bulabilmek istediği saat vardır. Benim bu akşamki vapur arkadaşımın böyle bir saati yoksa bana ne? Yarım saatlik boşuna bir konuşmanın verdiği hınçla ayrılacağım yanından, çarşıya doğru yürüyeceğim. Dünyayı yavan, yaşamayı tatsız bulmaya başlayanlara benden küçücük bir öğüt: Boş lakırdılar çuvalı bir tanıdığın yanından, hafif de olsa şöyle kabaca ayrılıp, bir sigara yaktıktan sonra, gelişigüzel birkaç adım yürümenin tadını denesinler. Şimdi nereye gitmeli diye düşündüm. Şimdi ne yapmalı? Bir akşam saatinde kafasında belli bir düşünce, içinde bir duyguyla yürüyeceği yol, gideceği bir ev, içeceği bir içki, oturacağı bir kahve, göreceği bir insan olmayan kişinin halini ne diye anlatmalı? Oraya mı gideyim, yoksa başka bir yere mi? Bu saatte böyle düşünenin içinde bir daha onarılmamak üzere çöken, çürüyen, bir şeyler vardır, zehir gibi bir birikinti, tortu gibi bir şeyler...