Her sanat dalı disiplin, odaklanma ve sabır gerektirir. Sanatta
ustalaşma, bir çocuğun yeni yürümeye başladığı evredeki gibi düşe
kalka ama denemekten vazgeçmemekle elde edilir. Sevmek de içinde sevme
ve sevilme eylemini birlikte muhafaza eden bir sanattır. Hatta diğer
sanat dallarından daha fazla içgörüye ve anlayışa sahip olmaya ihtiyaç
duyar. Bir ustası, bir kılavuzu yoktur; kişinin salt kendisi için ve tek
başına edinebileceği bireysel bir deneyimdir.
Sevme Sanatı, bu sanatın nasıl ve hangi araçlarla icra edileceğinin
anlatıldığı bir reçete ya da sevginin ne olduğu konusunda binlercesi
bulunan bir kişisel gelişim kitabı değildir. Bunun çok ötesinde, artık
bir klasik sayılan, hemen hemen tüm dünya dillerine çevrilen,
yayımlandığı ülkelerde milyonlarca satan bu kitap, insanlığın geleceği
için hümanist bir yaklaşım, sevme hakkında kusursuz bir felsefi
manifestodur.
Sevme Sanatı, “sevmek” eyleminin ana hatlarını belirleyen ve bunu
felsefe ve psikoloji temelinde ele alan, incitmeyen, eleştirmeyen, dili
ve içeriği asla eskimeyen bir kitap.
“Psikoloji alanındaki en önemli çalışmalardan biri.” —The New York Times
Bu kitap, sevme sanatı konusunda hazır bilgi
isyetenleri umut kırıklığına uğratacaktır. Tersine, burada gösterilmek
istenen şey sevginin, belli bir olgunluğa erişmeden, rastgele herkesin
tadabileceği bir duygu olmadığıdır. Kitabın amacı okuyucuya, bütün
kişiliğini yaratıcı yönde geliştirmedikçe sevme çabalarının boşa
çıkacağını, komşusunu sevme yetisi, gerçek alçakgönüllülük, gözüpeklik,
inanç ve disiplin olmadan sevgide doygunluğa eremeyeceğini
göstermektedir.
“Sevgi, kişiyi diğer insanlardan ayıran duvarları yıkan, onu diğerleriyle birleştiren, insanın içindeki etkin güçtür.”
Önsöz Bu kitap, sevme sanatı konusunda hazır bilgi isteyenleri umut kırıklığına uğratacaktır.
Tersine, burada gösterilmek istenen şey sevginin, belli bir olgunluğa erişmeden, rastgele
herkesin tadabileceği bir du
ygu olmadığıdır. Kitabın amacı okuyucuya, bütün kişiliğini
yaratıcı yönde geliştirmedikçe sevme çabalarının boşa çıkacağını, komşusunu sevme yetisi,
gerçek alçakgönüllülük, gözüpeklik, inanç ve disiplin olmadan sevgide doygunluğa
eremeyeceğini göstermektir
. Bu özelliklerin az bulunduğu bir ekinde sevme yetisi, ele
geçirilmesi zor bir başarı olarak kalır. Ya da herkes kendi kendine gerçekten sevmeyi bilen
kaç kişi tanıdığını sorar durur.
Gene de işin güçlüğü kişiyi, sevgi için gerekenleri, sevgi konusundaki
güçlükleri
alıkoymamalıdır. Gereksiz bir karışıklık yaratmamak için bu konuyu elimden geldiğince
teknik olmayan bir dille işlemeye, gene aynı düşünceyle sevgi üzerine daha önce yazılanlara
çok az değinmeye çalıştım.
Uygun bir çözüm yolu bulamadığım bir baş
ka sorun da şu oldu: Daha önce yazdığım
kitaplarda açıkladığım düşünceleri burada yinelemekten kaçınamadım. Özellikle Özgürlükten
Kaçış, Kendini Savunan İnsan ve Sağlıklı Toplum’u okuyanlar bu kitapta, daha öncekilerde
rastladıkları birçok düşünceyi bulaca
klardır. Bununla birlikte Sevme Sanatı hiç de baştan
sona bir yineleme değildir. Daha önce anlatılanların ötesinde pekçok yeni düşünce vardır
burada; sonra, eski düşünceler de bir tek konuda, sevme sanatı çevresinde toplandıklarından
yeni boyutlar kazanmıştır.
Erich Fromm
Arka Kapak
Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez.
Hiçbir şey yapamayan, hiçbir şeyden anlamaz.
Hiçbir şeyden anlamayan insan değersizdir.
Oysa anlayan biri, hem sever hem fark eder hem de görür...
Bir şeyde ne kadar çok bilgi varsa,
O
kadar büyük sevgi vardır...
Bütün meyvelerin çileklerle aynı zamanda olgunlaştığını zanneden biri,
üzümleri hiç tanımıyor demektir.
Paracelsus