- Yaz geçiyor şair, yolculuk nereye?
- Yola elbette.
- Ahmet Erhan'ın 'Ankara-İstanbul Karatreni' seni bekliyor, belki yeni yazlara götürür seni, şiirin henüz çocuk olduğu masumiyet yıllarına...
- Ahmet'i de beni de artık hiçbir tren, hiçbir şiir hiçbir yere götüremez, ikimiz de söküldük bir kere yerimizden yurdumuzdan!
- İyi yolculuklar şair, iyi duruşlar, kalışlar, gidemeyişler...
- Yola elbette.
- Ahmet Erhan'ın 'Ankara-İstanbul Karatreni' seni bekliyor, belki yeni yazlara götürür seni, şiirin henüz çocuk olduğu masumiyet yıllarına...
- Ahmet'i de beni de artık hiçbir tren, hiçbir şiir hiçbir yere götüremez, ikimiz de söküldük bir kere yerimizden yurdumuzdan!
- İyi yolculuklar şair, iyi duruşlar, kalışlar, gidemeyişler...
- - - - - -
- Ne diyordu Cemal Süreya: "Daha nen olayım
isterdin / onursuzunum senin".
- Aşk üzerine yazılabilecek en hakiki şiir bu bence:
Yürekli, cüretkâr ve korkusuz!
- Korkuyla hiçbir şey yapılmaz ki! Ne sevebilir
insan, ne koruyabilir, ne de sözünü söyleyebilir!
- "Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük" diyordu ya Ece Ayhan, aslında onlar korku tüzükleri...
- Korkak aşk olmaz, korkarak aşk olmaz! Aşk çarpışmaktır bir bakıma: Kendinle, aşkınla, öteki'nle, yalnızlığınla, alışkanlıklarınla, hastalıklarınla, klişelerle, kelimelerle, cümlelerle, dünyayla...
- Şiir de öyle değil midir, o da aşk gibi bir çarpışma değil midir? Hem şiiriyle arasında aşk olmayan bir şaire kim inanır, öyle bir şiire kim inanır?
- Öyleyse aşk hususunda şunları yazan şaire inanmak gerekir: 'Çatarsınız, kavga edersiniz, uğraşırsınız, gömleğinizin düğmeleri, saçınızın telleri eksilir, çorak kalırsınız, viran olursunuz, perişan olursunuz, hayatınızın ve ruhunuzun bütün ilmek yerleri tek tek sökülür, deyim yerindeyse sürünürsünüz...'
- Şiir de böyle bir eğitim, ama aşk dersini almak ya da aşktan dersini almak kaydıyla. Ve elbette her zaman öğrenci olmak kaydıyla. Çünkü ne aşktan ne şiirden mezun olan görülmemiştir!
- Aşk önce çarpışmadır, sonra da barışmak ve teşekkür etmektir bence. İlhan Berk'in 'Teşekkür' şiirini hatırla, muazzam bir aşk ve şiirin büyüttüğü bir teşekkürdür o:
"Evet hep açık gidip gelen ağzın içindi;
Gökyüzünün o huysuz maviliği içindi;
Elma kokan bir Türkçeyle konuştuğun içindi;
Ölümün sefil, kötü belleği içindi;
Her gün pazar kurulan o sokaklar içindi;
Saçında uykusu kaçmış çiçekler ıslattığın içindi;
Çocuklar okuldan dönüyormuş gibi sesin içindi;
İşte bütün ama bütün bunlar için sana teşekkür ederim."
- Üstüne bir şey söylemek gereksiz.
isterdin / onursuzunum senin".
- Aşk üzerine yazılabilecek en hakiki şiir bu bence:
Yürekli, cüretkâr ve korkusuz!
- Korkuyla hiçbir şey yapılmaz ki! Ne sevebilir
insan, ne koruyabilir, ne de sözünü söyleyebilir!
- "Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük" diyordu ya Ece Ayhan, aslında onlar korku tüzükleri...
- Korkak aşk olmaz, korkarak aşk olmaz! Aşk çarpışmaktır bir bakıma: Kendinle, aşkınla, öteki'nle, yalnızlığınla, alışkanlıklarınla, hastalıklarınla, klişelerle, kelimelerle, cümlelerle, dünyayla...
- Şiir de öyle değil midir, o da aşk gibi bir çarpışma değil midir? Hem şiiriyle arasında aşk olmayan bir şaire kim inanır, öyle bir şiire kim inanır?
- Öyleyse aşk hususunda şunları yazan şaire inanmak gerekir: 'Çatarsınız, kavga edersiniz, uğraşırsınız, gömleğinizin düğmeleri, saçınızın telleri eksilir, çorak kalırsınız, viran olursunuz, perişan olursunuz, hayatınızın ve ruhunuzun bütün ilmek yerleri tek tek sökülür, deyim yerindeyse sürünürsünüz...'
- Şiir de böyle bir eğitim, ama aşk dersini almak ya da aşktan dersini almak kaydıyla. Ve elbette her zaman öğrenci olmak kaydıyla. Çünkü ne aşktan ne şiirden mezun olan görülmemiştir!
- Aşk önce çarpışmadır, sonra da barışmak ve teşekkür etmektir bence. İlhan Berk'in 'Teşekkür' şiirini hatırla, muazzam bir aşk ve şiirin büyüttüğü bir teşekkürdür o:
"Evet hep açık gidip gelen ağzın içindi;
Gökyüzünün o huysuz maviliği içindi;
Elma kokan bir Türkçeyle konuştuğun içindi;
Ölümün sefil, kötü belleği içindi;
Her gün pazar kurulan o sokaklar içindi;
Saçında uykusu kaçmış çiçekler ıslattığın içindi;
Çocuklar okuldan dönüyormuş gibi sesin içindi;
İşte bütün ama bütün bunlar için sana teşekkür ederim."
- Üstüne bir şey söylemek gereksiz.
İlhan Berk'e teşekkür edelim ama, aşka teşekkür etmeyi unutmadan.
- Aylardan ağustos, vakitlerden yalnızlık, şehirlerden aşk da gezer, şiirlerden Paris Bir Kadındır, şarkılardan Jacques Brel'in tüm söyledikleri, bekleyenlerden İstanbul, anılardan yağmur, gibilerden İdiller Gazeli: 'Gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış / gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak'...
- Aylardan ağustos, vakitlerden yalnızlık, şehirlerden aşk da gezer, şiirlerden Paris Bir Kadındır, şarkılardan Jacques Brel'in tüm söyledikleri, bekleyenlerden İstanbul, anılardan yağmur, gibilerden İdiller Gazeli: 'Gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış / gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak'...
23/08/2001