insanlar yorgun,
hayat tarafından cezalandırılmış,
ya sevgiyle ya da sevgisizlikle
sakatlanmış.
müşfik davranmıyor insanlar birbirine.
hayat tarafından cezalandırılmış,
ya sevgiyle ya da sevgisizlikle
sakatlanmış.
müşfik davranmıyor insanlar birbirine.
çok fazla
çok az ya da çok geç çok şişman çok zayıf ya da çok kötü kahkaha ya da gözyaşı ya da kusursuz kayıtsızlık nefret edenler sevenler ellerindeki şarap şişelerini sallayarak önlerine çıkanları süngüleyip kadınların ırzına geçen ordular ya da ucuz bir pansiyon odasında Marilyn Monroe'nun fotoğrafıyla yaşayan bir ihtiyar o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık onu saatin kollarının ağır hareketlerinde bile görebilirsiniz. o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık onu Vegas'ta, Baltimore'da ya da Münih'te yanıp sönen neon ışıklarında görebilirsiniz. insanlar yorgun, hayat tarafından cezalandırılmış, ya sevgiyle ya da sevgisizlikle sakatlanmış. yeni hükümetlere ihtiyacımız yok yeni devrimlere ihtiyacımız yok yeni kadınlara ihtiyacımız yok yeni yollara ihtiyacımız yok şevkate ihtiyacımız var. müşfik davranmıyoruz birbirimize. müşfik davranmıyoruz. korkuyoruz. nefretin gücü simgelediğini sanıyoruz. cezalandırmanın sevgi olduğunu. daha az sahte bir eğitim bize gereken daha az kural daha az polis ve daha iyi öğretmenler. bir odada bir başına acı çeken öpülmemiş dokunulmamış bir başına bitki sulayan olsa da çalmayacak bir telefondan yoksun insanın dehşetini unutuyoruz. müşfik davranmıyoruz birbirimize müşfik davranmıyoruz birbirimize müşfik davranmıyoruz birbirimize boncuklar sallanır, bulutlar örter köpekler gül bahçesine işer bir çocuğun kafasını koparır cani dondurma külahından bir ısırık alır gibi okyanus bir gelip bir giderken anlamsız bir ayın esaretinde. müşfik davranmıyor insanlar birbirine |