“David and Goliath” yani “Davud ve Golyat” İngilizce’de önemli bir anlama sahiptir. Örneğin bir spor müsabakasında ya da iki karşıt olgunun karşı karşıya geldiği durumlarda “David can beat Goliath” sözü kullanılır. Bu söz güçsüz olanın güçlü olanı yenebileceğini, her zaman favorilerin kazanmadığını bizlere aktarmaktadır.
Davud'un Golyat ile Mücadelesi
Davud ile Golyat, Eski Ahit’te geçen mitolojik bir efsanenin kahramanlarıdır. Eski Ahit’ten günümüze kadar gelen bu efsaneden sizlere bahsetmek istiyorum. Efsane Filistin’de geçmektedir ve aynı soydan gelen İsrailoğulları ve Filistinlilerin savaşı esnasında yaşandığı bilinmektedir. Kral Talut önderliğindeki İsrailoğulları Elah Vadisi’nde Filistinlilerle karşılaşır.
Guillaume Courtois, Davud ve Golyat, 1650 - 1660, Kapitolin Müzesi, Roma, İtalya
Filistinlilerin en güvendikleri, oldukça fazla güce sahip askeri olan Dev Golyat, neredeyse her gün İsrailoğullarına meydan okur ve karşısına çıkabilecek güçlü birisinin olup olmadığını sorar. Kendisine bu kadar güvenmesinin sebebi ise iri ve dev cüsseli, güçlü bir savaşçı olmasından kaynaklanmaktadır. Golyat, günlerce kendisiyle savaşacak bir İsrailliyi savaş meydanına gelmesi için çağırır ve İsraillilere; “Benimle savaşmaya cesaret edebilen bir savaşçı seçin, eğer beni yenerse biz Filistinliler sizin köleniz olacağız. Fakat ben onu öldürürsem siz bizim kölemiz olacaksınız.” diye seslenir. Fakat İsrailliler, Golyat’ın dev cüssesinden korkar ve savaşmaya cesaret edemez. Golyat kırk gün boyunca sabah-akşam bunu tekrarlar. Her şeye ve herkese rağmen cılız bir genç olan ve savaşta getir götür işlerini yapmakla görevli Davud cesaretlenir ve gönüllü olur. Askerlere, bu Filistinli'yi öldürüp İsraillileri bu durumdan kurtaran adama ne verileceğini hakkında bir soru sorar. Askerler, Davud’a “Kral Talut, onu zengin edecek ve kızını ona verecek.” diye cevap verirler. Daha sonra askerler Kral Talut’a gidip Davud’un Golyat’la savaşmak istediğini söylerler. Kral, Davud’un cesaretine hayran kalır fakat bu karardan vazgeçirmek için çok uğraşır.
Kral, Davud’a; “Bu Filistinliyle savaşamazsın, sen çok güçsüz ve acemisin, o ise hayatını savaş meydanlarında geçirmiş güçlü bir devdir.” diye söyler. Davud ise Kral Talut’a; “Daha önce babamın koyunlarına saldıran ayı ve aslanı öldürdüm, bu Filistinli devi öldürebilirim. Yehova bana muhakkak yardım edecektir.” der. Buna cevaba karşı Kral, Davud’a; “Git ve Yehova seninle beraber olsun.” diye cevap verir. Davud’un büyük ısrarları sonucu Kral Talut kabul eder ve Davud’u zırh ve silah ile kuşatır.
Fakat savaş meydanına çıktıktan sonra zayıf ve güçsüz Davud’un işini zırh ve silah dahada zorlaştırır. Üzerinden zırh ve silahı atan Davud bir adet sapan ve birkaç adet taş ile savaşmaya karar verir. Golyat, Davud’u görür ve kahkaha atar, gözlerine inanamaz. Davud’u çok kolay öldürebileceğini düşünür. Tam Davud’a doğru harekete geçmeye hazırlanırken, Davud sapanını sallar ve Golyat’ı hassas noktası olan alnının tam ortasından vurarak etkisiz hale getirir. Ardından yerde hareketsiz olarak yatan Golyat’ın kafasını keser ve mücadeleyi kazanır. En değerli savaşçıları Golyat’ın öldüğünü gören Filistinliler korkudan dağılır ve savaşı kaybederler.
Caravaggio, Golyat'ın Başı ile Davud, 1610, Borghese Galerisi, Roma, İtalya
Küçük cüssesine ve acemiliğine rağmen, savaşçı bir devi yenen Davud bu olaydan sonra efsaneleşir ve daha sonrasında İsrail Krallığı’nın başına geçer. Aslında bu efsanede bize anlatılmak istenen kazanma arzusunun ne kadar önemli olduğu ve bir taraf her ne kadar güçlü olursa olsun karşısındaki rakibini küçük görmemeli ve önemsemesi gerektiğidir. Hayatınızın her anında kararlı ve kendinden emin bir şekilde Golyat'lara karşı Davud olmanız dileğiyle...
MEHMET EMRE İNAL