İlk Meclis binası, "Milli Mücadele"nin sanki soluk alıp verdiği "göğüs kafesi" idi. Bu mücadelenin yüreği onun içinde çarpıyor, cepheye ve yurdun her yanına her gün inanç, yüreklilik, savaş azmi, umut ışığı oradan dağılıyordu. "Milli Mücadele" ve "Kuvayı Milliye" ruhu Türkiye'nin her yanına oradan yayılıyordu. Bu bina bu ruhun bir "füze rampası" idi.
Meclis'te çalışmak, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını çok yakından görmek benim için bir nimetti.
Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığında, direniş
odakları dağınık ve güçsüzdü. Mustafa Kemal'in parolası, "Kuvayı
Milliye'yi amil, İradeyi Milliye'yi hakim kılmak" idi. Bu parola "Amasya
Buluşması"ndan "Erzurum Kongresi"ne, oradan "Sivas Kongresi"ne ulaştı.
"Sivas Kongresi"nde yurttaki bütün müdafaai hukuk dernekleri "Anadolu ve
Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında birleştirildi. "Kuvayı
Milliye'yi amil, İradei Milliye'yi hakim kılmak" sloganı Amasya'dan
Erzurum'a, Erzurum'dan Sivas'a, oradan da Ankara'ya ulaşarak ilk "Büyük
Millet Meclisi"nin de parolası oldu.