Sağlığında, Bedri Rahmi’nin “Abi Reis” i Sabahattin Eyüboğlu’ nun evinde, her pazartesi akşamı, çağrı beklemeden toplanılırdı. Gelenler kendi “nevale” lerini getirirlerdi. Sabahattin Bey’ in eşi Magdi de bir tencere fasulye ile pilav çıkarırdı ortaya.
Önceden belirlenmemiş bir konu üzerinde söyleşilirdi Abi Reis’ in “pazartesi” lerinde, tartışılırdı… Kimi akşamlar öyle doyurucu olurdu ki bu söyleşiler, ayrılmak zor olurdu.
Sabahattin Eyüboğlu’nu yitirdikten sonra Magdi, her yıl “13 Ocak” da yineledi bu toplantıları. Bu toplantılarda da birimiz açış gibi bir konuşma yapardı önce. Söyleşi başlardı böylece… Sonra da kendi yolunu bulur giderdi. Gece türkülerimizle sürerdi son aşamada.
Kimler olmazdı ki o toplantılarda… Sayamadıklarım aldırmasınlar da bir kaçının adını vereyim;
Azra
Erhat, Türkan Saylan, Özden Mürtezaoğlu, Mualla Eyüboğlu, Mustafa
Eyüboğlu-eşi-kızı, Dağlarca, Yaşar Kemal, Vedat Günyol, Oğuz Akkan,
Güngör Dilmen, Gönül- Cevat Çapan, Yelda- Erol Uras, Ali Uğur………
Oturamazdık bile bir yerlere…
Ayakta zor sığardık, Magdi’ nin Sabahattin beyden kalan her şeyi (betikler, saydamlar…) koruduğu o küçücük yarı bodrum kata…
Magdi’ yi de yitirdik bir süre sonra.
Türkan’ ın evinde sürdü toplantılar.
Sonra da benim işliğimde…
Katılanlar değişirdi, çeşitlenirdi… Kimileri o gün gelemezdi, ya da yeni katılımlar olurdu.
Yenikuşak Köy Enstitüler Derneğinin İstanbul kolunun başkanlığına Pelin Bektaş geldiğinde toplantıları orada yapmağa başladık. Oraya da kimler geldi kimler konuşma yapmağa… Her ayın bir çarşambasında damlacıklar gibi toparlanıyoruz S. Eyüboğlu sevgisi çevresinde… 25 Ocak 2016