Frida Kahlo, 20. yüz yılın başlarında Alman bir babanın ve Meksika'nın yerlisi, dinine, geleneklerine bağlı bir annenin kızı olarak dünyaya gelir. Babası, Nürnberg Üniversitesi'nde okurken, geçirdiği kaza sonucu öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kalır. Baba Kahlo, babasının yaptığı evliliği hazmedemeyerek, Meksika'ya yeni bir hayat kurmak umuduyla gider. Orada iki evlilik yapar. İkinci evliliğinden olan Frida Kahlo , romantik bir Alman olan babasının gözdesi olur.
Daha İlkokul sıralarında Frida ve Christina , babalarının Alman olması nedeniyle, tam bir yerli olmadıklarını, "öteki" olduklarını duyumsarlar. Bu durum özellikle Frida'yı biraz daha asi olmaya iter. O dönemde, Frida ateşli bir hastalığa yakalanır, ailesinin durumu geç kavramasından dolayı çocuk felci geçirir. Bu hastalık, bedeninde, özellikle de, sağ bacağında ağır bir hasar bırakır. Babası bu olaydan sonra Frida'ya daha çok destek verir, onu bir erkek çocuk gibi yetiştirir. Çünkü, Frida'nın iyi bir Lise’ye, oradan da Üniversiteye giderek doktor olmasını hayal eder.
Daha çok zengin erkek çocuklarının ve az sayıda kızın gittiği, Latince, Fransızca, İlahiyat gibiderslerin okutulduğu , National Preparatory School -Prepa- Meksika 'nın en önemli ikinci Orta Eğitim Kurumu'ydu. Christina'nın böyle bir okula gitmesi istenmeyip desteklenmezken, Frida Kahlo ise bu okula gitmeyi kafasına koyar. Beklenildiği gibi, giriş sınavlarını kazanır. Öğrencilerin hepsi birbirinden akıllıydı ve geleceğin Meksikası'nda önemli roller üstleneceklerdi. İber- Amerikan Kütüphanesi öğrencilerin okuldan sonra uğrak yeriydi.Orada felsefe ve edebiyat okuyorlar, tartışıyorlardı. Frida babasının kütüphanesi sayesinde Alman felsefesi hakkında pek çok şey öğrenmişti. Ancak, Christina böyle konulara ilgi duymuyor, ayrıca yüreklendirilmiyordu da. Bu sıralarda, Frida, Alejandro adlı okul arkadaşınailgi duymaya başlar, ilk başlarda karşılık göremese de sonunda onu ikna etmeyi başarır.
Frida Kahlo, 1.80 boyunda 140 kilo ağırlığında olan Meksikalı ressam Diego Riviera ile tanışmayı aklına koyar. O sırada, Bolivar Amfitiyatrosu 'nun freskleriyle uğraşan Diego'yla tanışması için bir kız arkadaşı yardım eder ona. Orada çalışan herkesin gitmesini bekler, Diego'nun yalnız kaldığını görünce kapılara yüklenir, iki kız ve kapıyı açmayı başarırlar. Şaşıran Diego, Frida'nın kendisini izlemesine izin verir. Frida saatlerce, kıpırdamadan onu izler.
FRİDA KAHLO ÜZERİNE BİR KİTAP Sanatçıların yaşamları üzerine birçok yazılar kaleme alınıyor, biyografileri kitaplaştırılıyor. Frida Kahlo'nun yaşamı da dilimize kazandırıldı. Sözünü edeceğim kitap, kurmaca biyografi türünde ve Barbara Mujica'nın, " Frida " adlı romanı. Zeynep Akkuş çevirisiyle Oğlak Yayınları tarafından 2001 yılında yayımlandı. Çok çocuklu ailelerde bazı kardeşler arasında gel - gitli de olsa özel bağlar oluşabilir.Yazar, romanı, Christina'nın ablası Frida Kahlo, Diego Riviera, ailesi ve o dönemin Meksika'sı üzerine anlattıklarını kurmaca biyografi olarak oluşturuyor.Frida Kahlo, 20. yüz yılın başlarında Alman bir babanın ve Meksika'nın yerlisi, dinine, geleneklerine bağlı bir annenin kızı olarak dünyaya gelir. Babası, Nürnberg Üniversitesi'nde okurken, geçirdiği kaza sonucu öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kalır. Baba Kahlo, babasının yaptığı evliliği hazmedemeyerek, Meksika'ya yeni bir hayat kurmak umuduyla gider. Orada iki evlilik yapar. İkinci evliliğinden olan Frida Kahlo , romantik bir Alman olan babasının gözdesi olur. Daha İlkokul sıralarında Frida ve Christina , babalarının Alman olması nedeniyle, tam bir yerli olmadıklarını, "öteki" olduklarını duyumsarlar. Bu durum özellikle Frida'yı biraz daha asi olmaya iter. O dönemde, Frida ateşli bir hastalığa yakalanır, ailesinin durumu geç kavramasından dolayı çocuk felci geçirir. Bu hastalık, bedeninde, özellikle de, sağ bacağında ağır bir hasar bırakır. Babası bu olaydan sonra Frida'ya daha çok destek verir, onu bir erkek çocuk gibi yetiştirir. Çünkü, Frida'nın iyi bir Lise’ye, oradan da Üniversiteye giderek doktor olmasını hayal eder.Daha çok zengin erkek çocuklarının ve az sayıda kızın gittiği, Latince, Fransızca, İlahiyat gibiderslerin okutulduğu , National Preparatory School -Prepa- Meksika 'nın en önemli ikinci Orta Eğitim Kurumu'ydu. Christina'nın böyle bir okula gitmesi istenmeyip desteklenmezken, Frida Kahlo ise bu okula gitmeyi kafasına koyar. Beklenildiği gibi, giriş sınavlarını kazanır. Öğrencilerin hepsi birbirinden akıllıydı ve geleceğin Meksikası'nda önemli roller üstleneceklerdi. İber- Amerikan Kütüphanesi öğrencilerin okuldan sonra uğrak yeriydi.Orada felsefe ve edebiyat okuyorlar, tartışıyorlardı. Frida babasının kütüphanesi sayesinde Alman felsefesi hakkında pek çok şey öğrenmişti. Ancak, Christina böyle konulara ilgi duymuyor, ayrıca yüreklendirilmiyordu da. Bu sıralarda, Frida, Alejandro adlı okul arkadaşınailgi duymaya başlar, ilk başlarda karşılık göremese de sonunda onu ikna etmeyi başarır.Frida Kahlo, 1.80 boyunda 140 kilo ağırlığında olan Meksikalı ressam Diego Riviera ile tanışmayı aklına koyar. O sırada, Bolivar Amfitiyatrosu 'nun freskleriyle uğraşan Diego'yla tanışması için bir kız arkadaşı yardım eder ona. Orada çalışan herkesin gitmesini bekler, Diego'nun yalnız kaldığını görünce kapılara yüklenir, iki kız ve kapıyı açmayı başarırlar. Şaşıran Diego, Frida'nın kendisini izlemesine izin verir. Frida saatlerce, kıpırdamadan onu izler.Romanın devam eden bölümlerinden biri de Diego'nun yaşamı üzerine de bilgiler içeriyor. Babası oğlunun general olmasını istediğinden onu askeri okula yazdırır, bunu duyan Diego çılgına döner ve San Carlos Güzel Sanatlar Fakültesi 'ne gitmek için babasını ikna eder. Her zaman olayların ortasında olan Diego, Devrim öncesi öğrenci olayları sırasında okuldan uzaklaştırılır. Bunun üzerine fırçalarını toplar, akademi kurallarını geride bırakıp, dört sene boyunca Meksika taşrasında dolaşır, gördüğü her şeyin resmini yapar. Ünü Meksika'da yayılmasına rağmen, Diego, Avrupa'ya gitme tutkusuyla yanıp tutuşur, ancak oraya gidecek parası yoktur. Kendisinin ve babasının çabasıyla, İspanya 'ya gitmek üzere bir burs alır. İspanya'da resimden çok siyasetle ilgili birçok şey öğrenir. Hollanda, Belçika ve İngiltere 'ye gider ve orada büyük ustaların eserleri üzerinde çalışır. Sonunda kendini bulacağı yere, Paris 'e gider ve burada Picasso 'yla arkadaş olur.
Diego’nun, Paris’te, kendi biçemi belirmeye başlar. O sıralarda, Kübizm, Plastik Sanatlarda ağırlığını hissettiriyordu. Diego, Picosso, Juan Gris ve Modigliani , Paris’te tutunmaya çalışan sanatçılardı ve içlerinden biri resim sattığında- ki bu çok olmuyordu.- diğerleri de bir araya gelip karınlarını doyuruyorlardı. Diego, 1921’de Meksika’ya döner ve Meksikalılara kendi tarihsel değerlerini öğretecek, duvar resimleri projesine katılmak üzere Vasconceles tarafından davet edilir. Frida ise ailesinin bozulan ekonomik durumuna katkıda bulunmak için çeşitli işlere girip çıkar. Sekreter olabilmek, özel şirketlerde iş bulabilmek umuduyla steno ve daktilo öğrenir. Ne var ki o yıllarda Mexico City ’de sekreterlik daha çok erkeklerin yaptığı bir iştir.
Sonunda bir kütüphanede memur olarak çalışırsa da bu uzun sürmez. Baba Kahlo, arkadaşı Fernando Fernandez ’in matbaasında çırak olarak çalışmasını sağlar. Stüdyoda birçok Empresyonist ( izlenimci ) ressamın tıpkı basımlarıyla karşılaşır ve bazı kopyalar yapması için Fernandez tarafından yüreklendirilir. 17Eylül 1925 Christina için önemli bir gün olacaktır. Onunla evlenmek isteyen Pinedo isimli genç, babasıyla görüşmeye gelecektir. Ancak, o gün, Frida’nın başına gelenler, Christina’nın geleceğini etkileyecektir. O gün, Alex’le şehirde geziye çıkan Frida, eve dönüş için bindiği troleybüsden iner. Çünkü Alex’in kendisine hediye ettiği şemsiyeyi aldığı yerde unuttuğunu fark eder. Şemsiyeyi alıp geri döndüğünde, troleybüs yerine, daha yeni kullanılmaya başlanan renkli otobüse binerler Alex’le. Çok geçmeden, otobüs şoförünün troleybüsten önce geçme ısrarı nedeniyle troleybüs otobüsü ikiye böler ve korkunç kaza meydana gelir. Alex fazla yara almazken, Frida ağır yaralanır, hastaneye kaldırılır. Frida için ikinci bir darbe olacaktır bu kaza. Hayatta kalmasınınmucize olacağını söyler doktorlar. Yine de Frida beklenildiğinden daha kısa sürede ayağa kalkar. İlk yaptığı iş, Alex’i görmeye gitmek olur. Ancak bir kız arkadaşı, ona, Alex’in peşini bırakmasını söyler.
Frida fiziksel ağrıları nedeniyle günlerinin bir bölümünü yatakta bir bölümünü ise evde dolaşarak geçirmek zorundadır. Resim yapmaya karar verir. Babasından yıllardır bir köşede duran boyalarını ister. Baba Kahlo önce hayır derse de kızını kıramaz, sonunda resim malzemeleri vermeye razı olur. Uzun süre ayakta kalamadığından, annesi, yatakta resim yapabilmesi için bir şövalye ve ayna astırır yatağına. Frida, başlangıçta, yaptığı resimlerden hoşnut kalmaz, hatta bir gün yaptığı resimlerden birini, yatağını, üstünü başını kırmızıya boyar, sinirden çıldırmış gibidir. Onun bu zor günlerinde hep yanında olan Christina ise evlilik hazırlıkları yapmak istemekte, ancak ailenin geçtiği bu zorlu dönemeçte gerekli ortamı yakalaması mümkün değildir.
Frida, yaptığı resimlerini bir bilene gösterme ihtiyacı duyar. Resme devam etmeli mi yoksa bırakmalı mıdır bu uğraşı? Christina, resmini Diego’ya göstermesini önerir ona. Frida ise Diego’nun kendisini hatırlayıp hatırlamayacağından emin değildir. Christina’nın da yardımıyla resimlerini Diego’ya göstermek üzere birlikte yola çıkarlar.
O sıralarda Eğitim Bakanlığı binasının Fresklerini yapan Diego’nu n yanına giderler. Christina’ya dışarıda beklemesini söyler. Çünkü resimlerini tek başına göstermek ister. Diego,Frida’nın resimlerine bakmaya ikna olur. Frida’ya “ yetenekli “ olduğunu, resimleri içinden ençok kendi portresini beğendiğini söyler. Frida bir adım daha atarak, evlerine gelmesini, diğer resimlerine bakmasını ister Diego’dan. Çok meşgul olduğunu bilse de adresini verir ona ve bir Pazar günü beklediğini söyler. Diego, çok bekletmeden Frida’yı ziyaret eder hem ailesiyle tanışır hem de resimlerini görür. Frida, Diego’dan düşüncesini çok açık olarak iletmesini ister.Bunun üzerine Diego, onu resme devam etmesi konusunda cesaretlendirir. Frida, bu sıralarda yirmi bir yaşında Diego ise kırk yaşındadır. Frida’nın annesi, bu tombul, komünist ve ateisttenhiç hoşlanmasa da Diego, her Pazar Frida’yı ziyaret etmeye başlar.
Bu arada Christina evlenmiş ilk çocuğunu da doğurmuştur. Frida ise 21 Ağustos 1929’da evlenir Diego’yla. Dini tören yapılmadığından annesi ve kız kardeşleri bu mutlu günekatılmazlar. Sadece baba Kahlo kızını yalnız bırakmaz evlilik töreninde. Frida’nın sanatsal kariyeri bundan sonra ivme kazanacaktır. Diego’nun sadakatsiz oluşu, özelliklede kız kardeşi Christina’yla olan ilişkisi Frida’yı çok kıracaktır. Yine de zaman zaman Frida, Diego’nıun bu davranışlarını sanatçı kişiliğine bağlayıp affetmeye çalışır, ancak sırası geldiğinde intikamını da alır. Bütün çatışmalara karşın Diego, Frida’yı sanatında destekleyecekti sonuna kadar.
“Frida”
romanını özetlemeye çalışmamın elbette bir nedeni var. Bir kadın sanatçının hayatına ışık tutmayı, aynı zamanda, hiçbir sanatçının tek başına var olamayacağını, yaşamını etrafındaki insanların etkilediğini, Frida Kahlo’yu anlatan bu yapıtla örneklemeyi ve bu tür kitaplara ilgi çekmeye amaçladım.
İmren Çalışkan Tüzün