1. Tabiatın belirleyiciliği,
2. Tarihin belirleyiciliği,
3. Toplumun belirleyiciliği,
4. Kendi belirleyiciliği.
(Tanıtım Bülteninden)
İnsanın dört zorunluluğu vardır; İnsan zindanın tutsağıdır. Doğal olarak bu dört zorunluluktan kurtulduğu zaman insan olabilir ve bu dört zindandan kendi özgürlüğünü elde ettiği zaman gerçek manasıyla insan olabilir.
İnsan ilk zindandan, tabiat zindanından bilinç, irada ve yaratıcılığını tabiatı tanımak suretiyle yani bilimle çekip kurtarabilir.
İkinci zindandan, yani historizm zindanından tarih bilimini tanımakla kendi kurtuluşunu temin eder.
Üçüncü zindandan, yani sosyolojizm zindanından ise kendilerini bilim ile kurtarabilir ve kendi toplumsal düzenlerinin kurucusu olabilirler.
Dördüncü zindan en kötü zindandır ve insan bu zindan karşısında en aciz tutsaktır. Çünkü bu zindan “KENDİM” dir. Şeriati’nin görüşüne göre günümüz insanının bu dördüncü belirleyicinin tutsağı oluşu, birinci, ikinci ve üçüncü zindanlardan kurtulmuş olmayı da boş, anlamsız ve beyhude kılmıştır. Diğer üç zindandan kurtulan insan boşluğa düşmektedir. Bunun nedeni ise “kendim” zindanının tutsağı oluşudur.
Sözler
Kölelerin başları kölelik bağından kurtulmuştur; fakat “başların içi” köleleşmiş ve köleleşmektedir.
Başkalarına nasihat etmek yerine onları bilgilendirin, bilgiyle donatın, onlar kendi yollarını bulacaklardır.
İnsan beşerden başka bir şeydir ve insan için, özgür seçici irade olmadıkça özgürlük, bilgi, bilinç, yapıcılık, yaratacılık, bilgi imkanı ve yaşama imkanı yoktur.
İnsan, kendi türünün maddi tabiat türünden olmadığını hissettiği, buralı olmadığını anladığı; onun fıtri yapısının türünün diğer hayvanlardan farklı olduğunu fark ettiği; tabiatta bulunmayan ideallerin onu kendi tarafına çektiğini gördüğü zaman yalnızlığa erer.
Dördüncü zindan, en kötü zindandır ve insan bu zindan karşısında en aciz tutsaktır. Bu zindan , "kendimdir".
İnsan bugün, her günkünden daha meçhuldür.
İnsan, bilim ile tarih zindanından çıkabilir, tabiat zindanından kurtulabilir; yine bilim aracılığıyla toplumsal esaslara egemen düzenin zindanından çıkabilir. Fakat ne yazık ki kendi zindanından bilim ile kurtulamaz.
İnsan, bu varoluş sahrasında yalnız bir varlıktır.
Ezeli bölüşümü, bizim yokluğumuzda yaptılar diye Birazcık rızaya uygun değilse kendini paralama.
Günümüz insanı “ne yapacağı”na dair her zamankinden çok güce sahiptir. Ancak “ne yapması gerektiği”ni her zamankinden daha az bilmektedir.
Dün komşumuz açlıktan öldü, bugün cenazesinde kurban kestiler."
O halde iki insan vardır. Biri biyolojinin bahsettiği insan, diğeri ise hakkında şairin konuştuğu, filozofun söz söylediği, dinin ilgilendiği insandır.