Ekonomik Sistem
Ben ekonomik hayat denince, tarım, ticaret, sanayi faaliyetlerini ve bütün bayındırlık işlerini, birbirinden ayrı düşünülmesi doğru olmayan bir bütün sayarım...Bir millete bağımsız hüviyet ve kıymet veren siyasi varlık makinesinde; devlet, fikir ve ekonomik hayat mekanizmaları, birbirlerine bağlı ve birbirlerine bağımlıdırlar. O kadar ki, bu cihazlar birbirine uyarak aynı tempoda çalıştırılmazsa, hükümet makinesinin çekici gücü boşa harcanmış olur; ondan beklenen tam verim elde edilemez. Onun içindir ki, bir milletin kültür seviyesi üç sahada; devlet, fikir ve ekonomi sahalarındaki faaliyet ve başarılarının, sonuçlarının ürünü ile ölçülür. 1937
Ben ekonomik hayat denince, tarım, ticaret, sanayi faaliyetlerini ve bütün bayındırlık işlerini, birbirinden ayrı düşünülmesi doğru olmayan bir bütün sayarım...Bir millete bağımsız hüviyet ve kıymet veren siyasi varlık makinesinde; devlet, fikir ve ekonomik hayat mekanizmaları, birbirlerine bağlı ve birbirlerine bağımlıdırlar. O kadar ki, bu cihazlar birbirine uyarak aynı tempoda çalıştırılmazsa, hükümet makinesinin çekici gücü boşa harcanmış olur; ondan beklenen tam verim elde edilemez. Onun içindir ki, bir milletin kültür seviyesi üç sahada; devlet, fikir ve ekonomi sahalarındaki faaliyet ve başarılarının, sonuçlarının ürünü ile ölçülür. 1937
Memleketimizin ekonomik kaynakları bütün dünyanın hırslarını çekecek verim ve zenginliğe sahiptir. Halkımızın çiftçi olması, topraklarımızın dünyanın en bereketli topraklarından bulunması, maddi hayat için hiçbir endişeye yer bırakmamaktadır.
1922
1922
İç ticarete gelince, bunda, en önde gördüğümüz esas; teşkilatlandırma ve belirli tipler üzerinde işleme ve akılcı çalışmadır. Kesin zorunluluk olmadıkça piyasalara karışılamaz; bununla beraber, hiçbir piyasa da başıboş değildir...Tüccar, milletin emek ve üretiminin kıymetlendirilmesi için eline ve zekâsına güvenilen ve bu güvene layık olduğunu göstermesi gereken kişidir.
1937
Devlet gelirlerinin arttırılmasını, yeni vergiler konulmasından çok, devamlı bir programla mevcut vergilerin takdir ve toplanma usullerinin iyileştirilmesinde aramak lazımdır.
1937
Memleketin mali durumu, düzen, emniyet ve disiplin üzerine kuruludur.
iyi yöntem ve iyi uygulamanın memnun edici sonuçlarını vatandaş, hiçbir işte vergi konusu kadar hassasiyetle takdir etmez...
Vatandaşa hâzineye karşı yükümlülüğünün, en önemli vazifesi olduğunu anlatmak için, yorulmamak lazımdır. Şüphe yoktur ki, hele devletçi ve halkçı olan bir idare ve ekonomi hayatında, hazinenin kudret ve düzeni, başlıca dayanaktır. Cumhuriyetin kudreti de, her sahada ve milli savunma sahasında, ihtiyaçlarını karşılayan hazinesinin (mâliyesinin) düzenli oluşmadadır.
1936
Vatandaş olan bir kişinin, verginin kalkabileceğine inandırılması ve böyle bir düşünceye itilmesi, devletin yıkılmasını istemekle eşittir. Askerlik nasıl bir vatan borcu ise, vergi de vatandaşın ödemesi gereken borcudur. Vatandaşı; millete karşı milletin büyüyüp yaşaması için alman tedbirlere karşı harekete geçirmek, en büyük ihanettir.
1931
Her vatandaşın arzu ettiğini yapmasını düşünmek hayalperestliktir. Yapılabilecek şey herkesin arzularının toplamının ortalaması olabilir.
1931
Bütün vatandaşlar gerektiğinde ağır yükümlülüklere ve her türlü fedakarlığa katlanacaklardır. Hep beraber yapacağız. Vatandaşların şunu isterim bunu isterim demesi, şunu bunu yapmağa mecburum demektir. Bu yapılması gereken şeyler için vatandaş maddi, mali ve manevi varlığını hazır tutarsa, ancak o zaman ideale ulaşmak mümkündür.
1931
Memleketimizde yetişmeyen hammaddeler ve üretim maliyetine tesir ederek, dış ülkelerin ürettikleri mallar ile rekabeti güçleştiren her çeşit vergi ve resimlerin kaldırılması lazımdır. Gerek bu konular üzerinde çalışırken, gerek herhangi bir mali karar alırken, ilk göz önüne getireceğimiz şey, milli faaliyet ve milli üretim, yani verginin bizzat ana kaynağı üzerinde yapacağı etkiler olmalıdır. Maliye memurları da içişleri memurları gibi, halkla devamlı ilişkisi olan kişilerdir. Bunların da, halk ile ilişkilerinde, halk için çalışan bir halk hükümetinin doğal niteliği olan azami dikkat ve özen göstermek ve azami güven ve inan vermek niteliklerinin gelişmesine, özellikle itina etmeleri lazımdır. Cumhuriyet rejiminde, hazine yararına demek, kanunun hazine lehine tespit ettiği hak ile kanunun yükümlüyü karşılaştırdığı vazifeyi gayet denk bir halde elde tutmak demek olduğunu bir an hatırdan uzak tutmamak önemli prensibimizdir.
1937
Milli paranın kudretini ve milletin milletlerarası buhrana karşı yüksek varlığının esaslarını korumak başlıca gayemizdir.
1931
Samimi bir bütçeye ve gerçek bir ödeme dengesine dayanan paramızın fiili istikrar durumunu kesin olarak koruyacağız.
1937
Açık bir bütçenin, sayısız sakıncalarını iyi bilen Büyük Millet Meclisinin, denk bütçe yönünde kesin karar sahibi bulunması, devletin mali ve hatta genel politikası için büyük güvencedir.
1933
Takip ettiğimiz program, bir yönden tamamıyla demokratik, halkçı bir program olmakla beraber, ekonomik açıdan devletçidir.
1931
Küçük esnafa ve büyük sanayicilere muhtaç oldukları kredileri kolayca ve ucuzca verecek bir kuruluş meydana getirmek ve kredinin normal şartlar altında ucuzlatılmasına çalışmak da çok lazımdır.
1937
Ekonomik alanda düşünürken ve konuşurken sanılmasın ki, biz yabancı sermayeye karşıyız; hayır, bizim memleketimiz geniştir. Çok çalışmaya ve sermayeye ihtiyacımız vardır. Bundan dolayı kanunlarımıza uymak şartıyla yabancı sermayelerine gerekli olan güvenceyi vermeye her zaman hazırız. Arzu edilir ki, yabancı sermaye, çalışmamıza ve sabit servetimize eklensin, bizim için ve onlar için, faydalı sonuçlar versin.
1923
Memleketimizi medeniyetin gerektirdiği dereceye bir an önce yükseltmek için, yalnız milli sermaye yeterli olmaz. Yabancı sermayeye ve uzmanlığına da ihtiyacımız vardır. Bu noktada dar bir milliyetçilikten çıkıyoruz, daha geniş milliyetçi oluyoruz.
Hükümetimizin her medeni devlet gibi dış borçlanmalar yapmasına lüzum vardır. Şu kadar ki, borç alınan yabancı paraların... Ödemeye mecbur değilmişiz gibi, amaçsız israf ve tüketim ile borçlarımızın yükünü arttırarak mali bağımsızlığımızı tehlikeye düşürmeye kesin şekilde karşıyız. Biz memlekette, bayındırlığı, üretimi ve halkın refahın temin edecek, gelir kaynaklarımızı geliştirecek verimli borçlanmalara taraftarız.
1922
Benliğimize, varlığımıza hiç bir zarar vermeksizin, dış sermaye memleketimize girebilir.
Biz ekonomik genişliğin temelinde, ancak her mületin refah içinde yaşamaya ve ilerlemeye hakkı olduğunu kabul eden bir zihniyetle, bütün milletlerin birlikte çalışmaları yolunun bulunmasında görüyoruz.
1932
Ekonominin gelişmesi için başlıca gerekli olan; yollar, demiryolları, limanlar, kara ve deniz ulaşım araçları milli varlığın maddi ve siyasi kan damarlarıdır. Refah ve kuvvet vasıtasıdır.
1930
Ekonomik hayatın faaliyet ve canlılığı, ancak ulaştırma vasıtalarının, yolların, trenlerin, limanların durumu ve derecesiyle (nitelik ve niceliğiyle) orantılıdır.
1922
En güzel coğrafi durumda ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; sanayisi, ticareti ve sporu ile, en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten yararlanmayı bilmeliyiz; denizciliği, Türkün büyük milli ideali olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız.
1937
Demiryolları bir ülkeyi medeniyet ve refah nurlarıyla aydınlatan kutsal bir meşaledir.
1937
Yollarımızı çağın, bugünkü ilerlemelerin gerektirdiği mükemmel bir duruma getirmemiz lazımdır. Ancak bu şekilde memlekette hüküm süren fakirlik ve sefalete çare bulabiliriz.
1923
Paramızı, hayatımızı dış düşmanların etki ve saldırısından kurtarmak, bu memleketin dış düşmanlara esir olmasına müsaade etmemek ne kadar gerekiyorsa, aynı zamanda ve onlardan daha fazla bir uyanıklıkla iç düşmanları, yurt içindeki zararlı kişileri de dikkatle izlemek ve onların her hareketlerini gözden kaçırmamak mecburiyetindeyiz. Biz ancak bu gayretle, bu uyanışla çalışarak başarılı olacağız. Bütün dünya Türkiye'nin saygın varlığına özenecek ve milletimize lâyık ve hak etmiş olduğu yüksek yeri verecektir.
1923
Tam bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin asıl ruhudur. Bu vazife, bütün millete ve tarihe karşı yüklenilmiştir. Bu vazifeyi yüklenirken, uygulanabilme imkanı hakkında şüphe yok ki çok düşündük Fakat sonunda, edindiğimiz kanaat ve iman, bunda, başarılı olabileceğimiz biçimindedir. Biz böyle bir işe başlamış adamlarız. Bizden öncekilerin işledikleri hatalar yüzünden, milletimiz, sözde var olduğu zannedilen bağımsızlığa sahip bulunuyordu. Şimdiye kadar Türkiye'yi medeniyet dünyasında kusurlu gösteren neler düşünülebilirse, hep bu hatadan, bu hataya bağımlılıktan kaynaklanmaktadır. Bu hataya bağımlılığın sonucu; mutlaka, memleket ve milletin bütün onurundan ve bütün yaşama kabiliyetinden sıyrılmasını ve uzaklaşmasını gerektirebilir. Biz; yaşamak isteyen, onur ve şerefi ile yaşamak isteyen bir milletiz. Bir hataya bağımlılık yüzünden bu nitelikten yoksun kalmaya katlanamayız. Bilgin, cahil, istisnasız bütün millet fertleri, belki içinde bulundukları güçlükleri tamamen anlamaksızın, bugün yalnız bir nokta etrafında toplanmış ve kanını sonuna kadar akıtmaya karar vermiştir. O nokta; tam bağımsızlığımızın sağlanması ve devam ettirilmesidir. Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, mali, ekonomik, adli, askeri, kültürel v.s. her hususta tam bağımsızlık ye tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımızın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, millet ve memleketin gerçek manası ile bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir.
1919
Tasarruf ve Dış Borçlar:
Bir taraftan gelecek yılların para gelirini arttıracak ve bizi refah dolu zamanlara yaklaştıracak kaynakların verimli bir şekilde işletilmesine başlamakla beraber, diğer taraftan da günlük hayatımızdan tasarruf yollarını özenle aramak doğaldır. Basılı bütçede...inşaat, kira, harcırah ve kırtasiye, diğer harcamalar ve saire gibi masraflar indirilebilir...Milli savunma hazırlığını ve teşebbüslerini bütçemize rahatlık verecek bir dereceye indirmek için mümkün olabilen dış teminatı maddi şekillerde çoğaltmak hususundaki siyasi faaliyetimize ciddiyetle devam edilmesi doğaldır. Bu hareket şekli, dış siyasette faaliyetimizi ifade eder ki, yalnız bu bile başlı başına bir faydadır. Meselâ Ege denizindeki, durumu dikkati çeken bazı adalar bir üs haline getirilmeyebilir.
Ana Program:
Bütün bu çeşitli işlerin birlikte düşünülmesi, iki taraflı ve karşılıklı bir ana programın lüzumunu gösteriyor. Bir taraftan devletin gelirini arttırmak, öte taraftan hükümetin her dalına ait gelişmeleri sağlamak için...bir çalışma planı çizilir. Bu planda, bugünkü bilgiye ve geleceğin... genel manzarasına göre işlerimizin her meclis devresi sonunda hangi hedeflere varacağı ana hatları ile tespit edilir. Ana programımızın uygulama hızı, bütün devlet işlerinde halkın hissedebileceği en az bir ölçüde olmalı ve bu, safha safha görülecek gelişmelere ve geniş imkanlara uyacak fiili bir çoğalmayla artmalıdır. Mali yılın, üzerinde bulunan işleri yürütmekle beraber, kısmen hazırlık yılı olarak geçmesi bir deneme olur. Bu yıl içinde programların dayanacağı, özellikle mali nitelikli tedbirleri düşünebilir ve düzenleyebiliriz.
1931
Herhangi bir bölgede, tarımsal üretimi önemini hissettirecek derecede sarsan kuraklık olduğu, ilgililerin müracaatı üzerine mahalli makamlarca tespit ve Bakanlar Kurulu'nca tasdik edildiği takdirde, mevcut tehlikeli durumun derecesine göre o sene için arazi vergisinin bir kısmı veya hepsi affedilir. Affedilecek vergi oranı, kuraklığın doğuracağı derece ile orantılı olmalıdır.
1931
Beyannameye tabi olan yükümlülerin kendi yapacakları hesap üzerinden vergilerini ödedikten sonra araştırma yapılması yolundaki yeni şekil isabetli olacaktır. Beyannameleri inceleyecek memurun yükümlü aleyhine bir şey gördüğü takdirde, bunu hazine lehine bizzat düzeltmeyerek bu işi bir komisyonun incelemesine arz etmesi çok yerindedir. Yalnız bu şekil, yükümlü aleyhine tek memurun karar vermesi sakıncasını yok etmekle beraber beyannamesini hazine aleyhine yapmış olan bir ticarethanenin kendi gösterdiği yanlış miktar üzerinde bunu sezecek memurla uyuşmasına engel olamaz. Yani yeni şekil, yükümlünün keyfi işleme uğramasına engel olmakla beraber, hazine hukukunun korunması açısından eksik görünüyor. Bunun için her halde beyannameyi ilk inceleyecek memurun hiç olmazsa İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Samsun, Ankara, Konya gibi yerlerde tek olmaması ve bu işin tasarıda belirtilen uzmanlardan birisi ile bir memurdan meydana gelmesi hazine hukuku açısından çok fayda sağlar.
1931
Genel ekonomik koşullar ne olursa olsun, köylüyü sade yaşamında gerekli olan vasıtalarla donatacak yine düşük faizli ve uzun vadeli bir tesis kredisi temin etmek (tir). Çiftçileri, yılın ürününü paraya çevirmeleri mümkün olan zamandan önce borç ödemeye mecbur etmeyecek esaslı usuller koymalı (dır.)
1931
Dışarıdan yedek parça getirtmek her günkü işlerdendir. Bu parçaların tarifeye uygulanmasını çözümlemek için bütün gümrükte bir tek fen memuru bulundurulması yeterli olabilir. Böyle bir memur olmaması yüzünden, iş sahipleri bazen ucuz bir parçanın cinsini tespit ettirmek için dışarıdan bir kaç lira ücret karşılığında uzman veya fen memuru çağırmak zorunda bırakılıyor.
1931
Her cins ürünün yetiştiricileri tarafından yapılacak satış teşkilatı arasında, birlikler meydana getirmek ve nihayet bütün vatana yayılmış bir satış kooperatifi federasyonu kurmak bir taraftan da, bunların kredi kooperatifleri ile, bağlantı ve ilişkilerini düzenlemek amaç olmalıdır. Kredi kooperatiflerine oranla, çok nazik ve daha karışık bir şey olan satış kooperatiflerinde bu hedeflere varmak için, uzun yıllar bir idealist heyecanı ile çalışmak ve işçileri, birbirini kovalayan uygulama programlarına bağlamak lüzumlu görünür.
Kredi kooperatiflerinin yeni kanunla yürürlükteki kanunlarımız arasında az çok şeklini bulmuş olmasına karşılık, satış kooperatiflerinin kuruluş şekli ve vazifeleri için yeni ve ayrıntılı hükümler koymak lazımdır. Ticaret kanunumuzun kooperatif işleri ile ilgili maddeleri açıklanmalı ve genişletilmelidir.
Üreticilere ürünün teslim alındığı anda peşin olarak önemli miktarda para ödenmesi, satış kooperatiflerinin esası olduğuna göre, bu kooperatiflerin de uygun faizli büyük kredilere ihtiyacı olacağı şüphesizdir. Ziraat bankası...Aşamalı olarak büyük bir ticari kuruluş durumuna gelecek satış kooperatifleri ile ilgilenmelidir. Ziraat bankası, tarım kredi kooperatiflerinin ana bankası rolünü alacağı gibi, satış kooperatiflerini besleyecek diğer bir ana bankaya da ihtiyaç vardır. Bu maksatla, bir dış ticaret bankası kurulması lüzumludur.
Bu bankaya, hazine ile beraber milli bankalarımız ve tüccarlarımız da belirli oranlarda hisselerle katılır. Böyle bir kuruluşun kendi işleteceği paranın faizinden daha düşük bir faizle dışarıdan da devamlı veyahut mevsimlik krediler bulacağı tahmin edilir. Nihayet, milli gücümüzle işin önemi karşılıklı değerlendirilerek bu ihtiyacın derecesi ve sağlanma şekli ayrıca incelenmeye ve tespite değer bir konudur. Bununla birlikte yavaş yavaş şekillenip kuvvetlenecek satış kooperatifleri teşkilatı, şimdi bunun yanında çok kâr güden milli ihracat tüccarlarımızı, dış ticaret bankasının vereceği uygun kâra karşı, sermayelerini bu banka hisselerine yatırmaya özendirebilir. Bir taraftan da, geçecek gelişme yıllan süresinde bir sınıftan olanlar herhangi bir üretici durumuna da geçmek fırsatını bulurlar. Satış kooperatifleri teşkilatı teşebbüsü, fikir olarak milli ihracat tüccarlarımızı endişeye düşürebilir. Fakat yukarıda özetlendiği gibi bu kooperatiflerin meydana gelmeleri o kadar yavaş ve doğal bir yol takip edecektir ki, zaten sermayeleri olan tüccarlarımız için memlekette daha uzun yıllar iş sahası açıktır.