Borges Alef’te düş ile gerçek, eski ile yeni, Batı ile Doğu arasındaki ikiliklerde gidip gelen bir zenginliğin anlatısını sunuyor.
Borges’in en verimli döneminde yazdığı hikâyeleri bir araya getiren
Alef, İbrani alfabesinin ilk harfi olan “alef”i merkezine alarak, bizi
evrenin kökenine ve sonsuzluk düşüncesine götürüyor. Alef uzay
boşluğundaki tüm noktaları kapsayan bir noktadır; bu noktadan içeri
bakan kişi evreni görür ve onu kucaklar. Burası, sonsuzluğun hem
başladığı hem bittiği yerdir. Zaman, kimlik ve ölümsüzlük temaları
çevresinde kurulan Alef, farklı gerçeklik ve anlam katmanları vaat eden
bir metin.
Üstelik Borges’in bu kitapta okuruna bir de sürprizi var:
Modern edebiyatın zaman ve uzam sihirbazı, kitapta sadece
anlatıcı olarak yer almıyor, karşımıza hikâye kahramanı olarak
da çıkıyor.
“Jorge Luis Borges, kaderi ince, yıkıcı ve empatik bir tanrının çizimlerine göre cisimleştirir.”
RICCARDO CAMPA