Bruno’nun gençliği Dominiken manastırında geçer. Manastırda kapıyı kilitlemek yasaktır ama kitap okumak daha çok yasaktır. Bruno kilitli kapılar ardında gizli gizli kitap okumaktadır. En yakın çocukluk arkadaşı onu yakalar ve günah işlediği için ona çok kızar. Bruno da çocukluk arkadaşına en masum şekilde açıklar; çocukken ağaca çıkardık. Ağaca çıkmak yasaktı. Senin amcan bizi yakalar ve kolumuzdan tuttuğu gibi eve götürürdü. Biz ne yapardık? Yasak olduğu için ilk fırsatta yine ağaca çıkmaya çalışırdık. Sonra düşmüştük. Sen bacağını kırmıştın. Oysa amcan yasaklamak yerine, ağaca nasıl çıkılacağını bize öğretse daha iyi olmaz mıydı? Böylece düşmezdik. Kitapları yasaklamak yerine okumama izin ver. Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki…Ağaca çıkıp, özgür ve mutlu olduğumuz günleri hatırla, der arkadaşına ve ortak eder günahına.(!)
30 Mayıs 2021
Giordano Bruno “Ağaca çıkmak istiyorum. Ağaca çıkmak istiyorum.”
Bruno işkence ile sorgulanırken, gücünün tükendiği bir an da sayıklayarak; “Ağaca çıkmak istiyorum. Ağaca çıkmak istiyorum.” diye avaz avaz bağırır.
Bruno’nun
ölümünden 10 yıl sonra Galileo teleskopundan baktığında ilk kez
Bruno’nun haklı olduğuna inandı. Samanyolunun gerçekten çıplak gözle
görülemeyecek sayısız yıldızdan oluşuyordu. Her bir ışık bir gezegeni
temsil ediyordu. Bruno ne yazık ki bir bilim adamı değildi. Evren
hakkında görüşü sadece bir düştü. Sadece bir tahmindi. Fikrini
ispatlayabilecek bir bir kanıtı yoktu.