Watt, yüzyıla damgasını vurmuş birkaç yazardan biri olan Samuel Beckett'in yazdığı ikinci “roman.” 2. Dünya Savaşı sırasında yazılmasına ve Beckett'in Fransız direniş hareketine aktif olarak katılmış olmasına rağmen savaşla ilgili hiçbir şey içermiyor. Peki neyle ilgili bu roman? Hiçbir şeyle! Olay örgüsü yok (olay yok ki zaten); karakter deseniz, Watt'ı ya da Bay Knott'u ne kadar karakter sayabilirseniz o kadar var, yani hak getire; parlak cümleler, Joycevari üslup cambazlıklarıarıyorsanız, üzgünüz: Namevcut. Simgesever okurları da önceden uyarmalı: Beckett son cümlede, “yazdıklarımda simgesel anlamarayanların boynu altında kalsın” demekte, aman dikkat!Ne var peki? Watt diye bir adam var, gülmeyi bile bilmiyor, sessizsinema komikleri gibi yürüyor, acayip bir biçimde konuşuyor. Garip bir “anlamsal kesinlik” ihtiyacı içinde, her şeye bir de kendisinin ad vermesi; zihninde en sıradan işlerin (sözgelimi bir köpeğe yemek verilmesinin) olası bütün yürütülüş biçimlerini gözden geçirip en akla uygun biçimde yeniden kurması gerekiyor. (Metin bu türden, kimilerine iç bayıcıkimilerine ise çok eğlenceli gelebilecek, kılı kırk yaran akıl yürütmelerle dolu).
Watt, Bay Knott diye birinin evine uşak olarak giriyor, bir süre kalıyor, sonra da ayrılıyor. “Olay” bundan ibaret. Arada da birbirinden grotesk birkaç kişi girip çıkıyor metne. Hepsi bu!Başka ne var; eşi benzeri olmayan, müthiş bir kara mizah, “insan türünün soyluluğu” denen şeyin, özellikle de insan zihninin abuk sabukluğunun acımasızca teşhir edilmesi, olağanüstü yalın ve karmaşık olmayı inanılmaz bir biçimde birleştiren bir de dil var bizce.“Güldürürken can acıtan” bir kitap.“Zor” metinler okumayı göze alanlar için vazgeçilmez...
İnsan sefaletinin inanılmaz boyutlara ulaşan derecelerini ürkütücü bir biçimde kavraması Mr. Beckett'e dehşet ve şefkat hisleri veriyor olmalı. Öte yandanİrlandalılara özgü mizah duygusu ve gerçekçiliği, insanların alışamayacağı hiçbir şey olmadığını söylüyor herhalde ona...Cyril Connelly
Watt grotesk ve rahatsız edici ama olağanüstü komik bir hikâye. Mr. Beckett'in mizah anlayışı her zaman nezih şeylerden kaynaklanmıyor elbette. Ama Shakespeare'in mizahı da pek nezih sayılmazdı...Harold Hobson