01 Nisan 2021

Bir Adın Yolculuktu - Ülkü Tamer


 Kavaklık neresiydi, İthaka neresi
Belki Kırkayak bahçesinden başlamıştı yolculuğun senin
Belki Nurgana'dan
Başpınar'da konaklar mıydı Odysseus
Penelope kurar mıydı tezgâhını Kayacık'ta
Troya neresiydi
Agamemnon
Bir dağ-yüreğinin sesiydi
Meyan şerbetçileri dolduruyor sokakları
Sebil sarıp sarmalıyor ikindiyi
Alçalan güneşin altında Kyklops
Birecik yolunu gösteriyor tek gözüyle
Dağ yeli, dağın yüreği, söyle
Kimdi Odysseus
Antep'e gelenlerin delisi miydi
Berberlerin artık yorulma saatinde
Düşlerin bitip bitip başladığı bu saatte
Eşekleriyle yola koyuluyor pazarcılar
Bu adam Mazmahor'a yakın oturur
Bir adı İbrahim'dir, bir adı başka
Turuncu güvercinler yetiştirmeyi koymuş aklına
Güneş doğdu muydu üzülür
Olmayan kılıcını takıp beline
Hüyüklerde bir Aias aranmaya başlar hemen
O gelen kim
Sorma bana
Adını hiç söylemez
Sirenlerin diliyle konuşur sadece
Şu gelen Humanızlıdır
Güvercin değil, evler büyütür içinde
Boş vakitlerinde taş yontar
Öyle bir sur yapacak
Öyle bir kale kuracak ki günün birinde
Tahta atlar değil, uçan atlar bile giremeyecek
Gümbür gümbür yalnızlığına Hektor'un
Berideki ise leblebi satar
Akhilleus'n düşlerine mi özenir kalburu başında
Yoksa Patroklos'un ölümüne mi
Kendisi bile bilmez bunu
Kafası karıştı mıydı
Alır bir avuç leblebisinden
Alleben'de rakı içmeye gider
Neresiydi İthaka
Ne işi vardı burada Odysseus'un
Yılanların uykusunda ne işi vardıSığırcıkların akşamında
Kanatlı kısrakların uçuştukları gecede
Sabahın sessiz patlayışında ne işi vardı
Hep bunu soruyor, bunu konuşuyordun
Yolculuğun nereden başlamıştı senin Antepli
Bir yolculuğun Davut'un demirci dükkânından
Bir yolculuğun Şükrü'nün götürdüğü bayram yerinden
Bir yolculuğun Mehmet Efendi'nin Camlı Kahve'sinden
Bir yolculuğun Nakıp Ali'nin sinemasından
Bir çok yolculuğun Nakıp Ali'nin sinemasından
Bir yolculuğun Arasa'daki isimsiz kebapçıdan
Bir yolculuğun Uzunçarşı'daki buzlanmış tuluklardan
Bir yolculuğun Kalealtı'ndaki boya kokularından
Bir yolculuğun Dunlop Garajı'ndaki dokuma tezgâhlarından
Bir başka yolculuğun
Narlı'daki sivrisinek uykularından başlamıştı senin
Narlı neresiydi, İthaka neresi
İthaka neresiydi, Troya neresiydi
İstanbul neresiydi Ulukışla'dan sonra
Kayacık'ta mekik atarken Penelope
Düşünüyordu:
İstanbul
Uslu bir çocuğun sesiydi
Günlerden, güneşlerden, karanlıklardan geçtin
Dehlizlerden, akrep sırtlarından geçtin
Karpuzatan'dan, Dülük Baba'dan ve her gün Saburcu'ndan
Hacivat oynatanların şarkısından
Kaçakçıların saatinden, Çukurbostan'da bekçi düdüklerinden
Her gün en az bir kere geceden geçtin
Bir adın yolculuktu, bir adın başka
Şafak sökerken Zeus
Hemingway'in öykülerini bırakıyordu senin sunağına
Tarancı, Necatigil, Ziya Osman Saba
Kitapçı dükkânını taşıyordu Arif Güzel'in
Yılanın su içtiği pınar başına
Lady Macbeth'i savuruyordu düşlerine uyku
Kimbilir nereden başlatmıştın yolculuğunu
Sait Faik'den mi, O'Henry'den mi, Çehov'dan mı
Su almak için indiğin istasyon
Bozkırında mıydı Gorki'nin, Konya ovasında mı
Vagon penceresinden arılar giriyordu
Gümüş örümceklerle savaşarak
Günlerden geçiyordun, gecelerden
Troya'da arıyordun Antep'te yitirdiğin dizeleri
Eliot koşuyordu yardımına, Pound, Jacob, Frost,
Dıranas, Nâzım, Dağlarca,
Caldwell, Steinbeck, Istrati, Poe, Kafka, Silone,
Bruegel, Dufy, Picasso, Degas, Vlaminck,
Alberti,
Andrade,
Lorca.
Bu arada adını soruyordu koridordaki saraç.
Bir adın yolculuktu, bir adın sevda.
Çocukların artık yorulma saatinde
Güneşin batıp batıp doğdurğu bu saatte
Yola koyulan pazarcılar oldun
Tahta bir iskemleye oturup kahveleri dolaşyın
Hermes'in sandalları bile gerekmiyordu sana
Haritalarını çizmek için Olympos'un, Gâvur Dağı'nın
Surlar yaptın
Leblebi sattın kendine
Narlı, Haydarpaşa, Waterloo, Gare du Nord, Termini
Bütün istasyonlarına uğradın dünyanın
Her yere biletini her yerden aldın
Kavaklık neresiydi, İthaka neresi
Kimdi Odysseus
Antep'ten gidenlerin delisi miydi

 https://img.kitapyurdu.com/v1/getImage/fn:8143605/wh:true/wi:220

Türk şiirinin yaşayan en büyük şairlerinden Ülkü Tamer Yıllar sonra yeni bir şiir kitabıyla Türk okurunun karşısında..

Bir Adın Yolculuktu adını taşıyan kitap, Ülkü Tamer’in şiir heyecanını hiç yitirmeyen ve genç bir şair olduğunu gösteren yepyeni bir ustalık belgesi.

Anadolu’nun mitolojik kâinatıyla şahsi tarihin, aşkla ölüm düşüncesinin koyun koyuna girdiği “Bir Adın Yolculuktu”, Ülkü Tamer’in geleneksel sesini ve arayışlarını iç içe taşıyor. Son sözünü söylememiş bir şairin diri soluğunu okuruna ulaştırıyor.

“Bütün tarihini sırtına vurup
Denizi üç günde geçen serçenin
Bir seher vaktinde soluk soluğa
Tünediği dalda şenlik gibisin”

diyerek aşkı yücelten Tamer, bir yandan da sevgili Antep’ine duyduğu sadakati, Anadolu’nun kadim söylencelerinden yola çıkarak gösteriyor.

“Kavaklık neresiydi, İthaka neresi” dizesiyle başlayıp “Açtı kapıyı geldi yâr imiş.” dizesiyle sona eren “Bir Adın Yolculuktu”, karanlığın içinden geçerken “bir ıslık yeter” diyenlere cansuyu taşıyor.