Parçalanmış kayalar gibi gece
Tutsak
Ve güzel düşlerden uzak
Hangi kapıyı çalsak bu saatte
Kanayan bir yara çıkar karşımıza
Bir sinsi tuzak
Aşklar ter içinde sanki
Sevdalar çatlamış bir toprak
Ne kar altında tohum çığlıkları
Ne ağaçlarda bir yaprak
Pınarlar susuz
Tarlalar baştanbaşa kurak
Biz ki bağdaş kurup yaşamın yüreğine
Dopdolu sofralar donatmışız
Davul zurnayla kararlar alıp
Halaylarla kavgalar başlatmışız
Avunmanın anlamı yok boş yere
Şimdi geceler düğünsüz
Ağıt karanlığında bütün yıldızlar
Umutlar tükenirken umutsuzluk içinde
Varsın kabarsın içimizdeki sular
Bahar değil işte mevsim
Bahar içinde bir sonbahar
Nerdesiniz ey çocuk umutlar
Yapay umutlar aşık umutlar
Dallardan kopan yapraklar
Koşup duruyor rüzgarlarda
Birbaşlarına ve kimsesiz
Çıplak ayaklı çocuklar gibi sokaklarda
Biz ki uçurum gecesindeyiz şimdi
Önümüzde kuşkunun namluları
Arkamızda bizi koşturan duygular
Ne lambalar açık
Ne kitaplar
Nerdesiniz ey güzel umutlar
Çiçek umutlar gelecek umutlar
Yarım kalmış şiirler gibi gece
Ay da tükenmiş yıldız da
Başka çaresi yok yürümenin
Tutuşturup yüreğimizi
Bir kandil yakıyoruz bağrımızda
Acımız da diniyor ağrımız da.
Soframda Kaval Sesi