15 Ocak 2021

Nazım Hikmet - Salkım Söğüt

  İyi ki doğdun

Akıyordu su
Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını
Salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını
Birden bire kuş gibi
Vurulmuş gibi kanadından
Yaralı bir atlı düştü atından
Bağırmadı
Gidenleri geri çağırmadı
Baktı yalnız dolu gözlerle
Uzaklaşan atların
Parıldayan nallarına
Ah ne yazık
Ne yazık ki ona
Dört nal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak
Beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak
Nal sesleri sönüyor perde perde
Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde
Atlılar atlılar kızıl atlılar
Atları rüzgâr kanatlılar
Atları rüzgâr kanat
Atları rüzgâr
Atları, At
Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat
Akarsuyun sesi dindi
Gölgeler gölgelendi
Renkler silindi
Siyah örtüler indi
Mavi gözlerine
Sarktı salkım söğütler
Sarı saçlarının üzerine
Ağlama salkım söğüt ağlama
Karasuyun aynasına el bağlama
Akıyordu su
Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını
Salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını

 GRUP BARAN - SALKIM SÖĞÜT - YouTube

 

(Türk kütüphaneciliğinin kilometre taşlarındanProf. Dr. Meral Alpay’ın vefatı nedeniyle kaleme alınananı yazısıdır) Bu gezi sırasında aklımda yer eden en önemli anekdot ise sosyal etkinlik olarak Elbe nehrinde yaptığımız tekne gezisiydi. Gezi esnasında nehrin bir bölümünde sıra sıra salkım söğütler suya eğilmiş bir halde olağanüstü bir görüntü sergiliyorlardı. Hoca manzarayı görür görmez “salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını” şiirini okumaya başladı. Hoş ambiyasında etkisiyle hepimiz hayranlık içinde hocamızı dinlemiştik. Meral Hocam, grupta bulunan ve merak içinde kendisini izleyen Almanlara da kısa bir çeviri ile şiiri açıklamıştı. Şimdi anlıyorum ki, insanın Meral Hoca gibi bir yol arkadaşı olmalıymış, yerine göre hoca, yerine göre korkusuz bir mücadele kadını, yerine göre arkadaş,yerine göre de ortama uygun bir şiiri yakalayarak herkesi hipnotize eden bir bilge kişi...M. Tayfun Gülle


Salkım Söğüt

Akıyordu su gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.

Salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını!

Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!

Birden bire kuş gibi vurulmuş gibi kanadından yaralı bir atlı yuvarlandı atından!

Bağırmadı, gidenleri geri çağırmadı, baktı yalnız dolu gözlerle uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına! Ah ne yazık!

Ne yazık ki ona dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak, beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde, atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar, atları rüzgâr kanatlılar!

Atları rüzgâr kanat...

Atları rüzgâr...

Atları...

At...

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi.

Gölgeler gölgelendi renkler silindi.

Siyah örtüler indi mavi gözlerine,sarktı salkım söğütler sarı saçlarının üzerine!

Ağlama salkımsöğüt, ağlama,

Kara suyun aynasında el bağlama! el bağlama! ağlama!

Nazım Hikmet1928


Salkım Söğüt

Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat...
Atları rüzgâr...
Atları...
At...

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!

Ağlama salkımsöğüt
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!

1928

Not: "Salkımsöğüt" ile "Bahri Hazer" Nâzım Hikmet'in ününün sanat çevrelerini aşmasını ilk sağlayan şiirleridir. Odeon firmasının şairin kendi sesinden plağa aldığı bu şiirler kahvelerde çalınıp dinlenmeye başlamıştı. Nâzım Hikmet yazarken düşündüğü bir ahenge uyarak şiirlerini çok güzel okurdu. Okunup dinlenmelerine herhangi bir yasal engel bulunmayan bu şiirlerin şairin adını çok yaygınlaştırdığı düşünülerek Odeon firması plağa yeni basımlar yapmaması için uyarılmıştı.