Muhsin Ertuğrul, vefatının 41'inci yılında...
Nehire Nehir hanımefendi şöyle anlatır "O zamanlar kadınların sanatçı kimliğini yeni yeni kazandığı dönemler. Benim tiyatroda çömezlik dönemim. Muhsin Ertuğrul, Darül Bedai'ye başyönetmen olarak atanmış. Çok titiz bir insan...Provadan oyuna her şey saat titizliği ile işliyor, perde bir saniye bile geç açılmıyordu. Provaya geç kalan oyuncu derhal oyundan uzaklaştırılıyordu. Eee tahmin edersiniz ki, bu durumda Muhsin Ertuğrul'unda düşmanı çoktu. Bir gece Dolmabahçe'den Atatürk'ün Şehir Tiyatrolarına geleceği haber verildi. Ben de karşılamak için hazırdım. Fakat Paşa gecikti. Muhsin Ertuğrul kendisini beklemeden perdeyi saniyesi saniyesine açıp oyunu başlattı. Atatürk 4 dakika geç kalmıştı. Etraftaki dalkavuklar Atatürk geldiğinde Muhsin Ertuğrul'un onu beklemeden perdeyi açtığını ellerini ovuştura ovuştura anlattılar Atatürk, "Yaaa öyle mi Muhsin Ertuğrul'la görüşürüz" dedi.
Herkes Muhsin Ertuğrul'un işinin bittiğine inanıyor, ben müdür olacağım, sen müdür olacaksın kavgaları bile başlamıştı. Atatük, piyesin bitiminde Muhsin Ertuğrul'u ayakta karşıladı. Deminkileri de yanına çağırarak aynen şunları söyledi. "Sizi tebrik ederim işinizle ilgili ciddiyetiniz ülkenin gelişimini ciddiye aldığınızı gösterir. Biz geç kaldık, siz vazifenizi yaptınız Eğer bir tek benim için perdeyi açmayıp oyunu başlatmasaydınız bu dalkavukluktan ileri gitmez ve beni çok üzerdi. Ben herkesin her sahada işini bu kadar ciddiye almasını istiyorum, ülke ancak böyle ilerler efendiler!"