Daktiloya Çekilmiş Şiirler
Olmak kış konuklarından bu yeryüzünün ve beklemek...
Güzün
utancımızı
örttüğü
yapraklarımızı
düşürdük
karşılıklı,
Kış
çırılçıplak
geçti, örtünülmesi
gerek
bir
dahaki
güze
dek
Geri
dönmüyor
yapraklar
yerine,
kapanmıyor
yaralar,
açık
herşey
Bu
üzüntü
bedeninde,
yeniden
varolduğunu mu
sanmalıyız
yaprakların?
Bir
ansıma
penceresi
asla
diye
yanıtlar;
arzusu
kış
çıplaklığıdır,
uzlaşmacı
örtünme
değil,
yalın
bir
şimdilenmesidir
üşümenin.
Utanç
sıcaklığı
değil
hiç
bir
zaman.
Öğretmen,
Hiçbir şeyi öğretiyordu,
Geri alıyordu çift katlı korkudan
Bilme sevincini.
Naylon bir peruka saç yerine -kafası kazılıydı-
Naylon bir hayat ve plastik korku.
İnce kolları ince bacaklarıyla düğümlenmiş,
Tebeşire tahtaya ve harflere.
Öğretmemek için geliyordu sınıfa,
Kapatmaya ve öğrenme arzusunu
yargılamaya; bir kitap tıkayıp
boğazlara, susturmaya zaman hakkını.
Korkuyordu, çoğunluk sandığı
bu azınlıktan.
Hiçbir şeyi öğretiyordu,
Geri alıyordu çift katlı korkudan
Bilme sevincini.
Naylon bir peruka saç yerine -kafası kazılıydı-
Naylon bir hayat ve plastik korku.
İnce kolları ince bacaklarıyla düğümlenmiş,
Tebeşire tahtaya ve harflere.
Öğretmemek için geliyordu sınıfa,
Kapatmaya ve öğrenme arzusunu
yargılamaya; bir kitap tıkayıp
boğazlara, susturmaya zaman hakkını.
Korkuyordu, çoğunluk sandığı
bu azınlıktan.
Kendinden başka her neni geri iten ve titreten öz; oluş doğrusu,
çemberin içkinliği… Saydam yankılamşlarla sunar düşürtücü sevincin
ateşini. Ak bedeni kuştüyünün yeniden ve yine her konmayışı toprağa,
uçucu teması onun suyla, geri dönüşü bir gökkuşağına. Karanlık ruhu
özlemin, ışıltı yükledikçe o densiz din bölgesine, ay dansı acının
yayılır geçmişten sonsuza doğru… İncecik uluyarak ince çağrısı yaralı
köpeğin, kıpırtısız göl ve çevresi ve dönen MANDALA gözle gök arasında.
Sular sular sular. Kızıl, mor, kahverengi, yeşil, mavi, kalın ağır
sular… Biriktirilen artmayan akış… Nurdan çehresi yağmurun, kasnağın
tepinişi kendi bağnaz çevriminde, çekilişi bir o yandan bu öbür yana
yalnızlık ısrarıyla. Una., una., e una çığlığıyla o olanın o olmayanı
yadsımasından dağılan yaş bağışıyla… sürdürülen canevi yıkımı, sis,
buhur ve ıslaklık yemini. Bu bir içim su tığıyla, işlediği dantellerle
sonlunun çukurunu sonsuzla dolduran kayra yükü. Coşku külü, ben
yangınından sonra doymuş inancın kanıtı.