"Geleceğin savaşı beyin savaşı olacaktır. Bu savaşın zaferi Eğitim yoluyla kazanılacaktır."Atatürk
11 Haziran 2019
Oktay Rifat "Ozanlar böyledir işte Ya varılmaz umutlar peşindedirler Ya anlaşılmaz bir bekleyişte.
Sessizlik
Bir sessizlik oldu ardında
Dönmedi bakmak için
Yitebilirdi dönse
Kuş mu saz mı yaprak mı
Neyse
Seninle Sensiz
Sen gelince bir mutluluk ülkesiyim, Cıvıl cıvıl; Az gelişmiş toplum gibi, sen gidince, Boynum bükük.Penceremde
Sen benim penceremde olmasan. Geçmesen önümdeki sokaktan, İnan ki bitmişti. Bir toz duman, Bir atlı dağlara doğru giden. Ama şimdi bıraktığın yerden Yeniden başlıyorsun, yeniden Suda Güneş
Suda güneş ışımaya başladı mı, Suyun yüreği çarpmaya başladı mı, Bir aşk mektubu gibi gelir, kırlangıç, Uzaktaki sevgiliden, Bir elinde çiçeklenmiş badem dalı, Bir elinde çayır çimen. Kuş Dili
Param olsa satar mıydım Kahve rengi elbisemi Damalı gömleği giyerdim Alaca mendili takardım Kuş dilinden geçerdim Param olsa satar mıydım Kahve rengi elbisemi Fatih'in Resmi
Ayasofya kubbesinde ak bir bulut,
Baktım, gitti gider. Balrengi tesbihim
Kehribar günler, düştü yaprak ve umut,
Güz yağmuru indi camda düğüm düğüm.
Eski Zaman
Eski zamanda
Büyükler henüz küçük
Ölüler ölmemişti daha
Altmış para şekerin okkası
Portakalın sandığı bir mecidiye
Meyva sebil
Kiler dolu
Kaf
Bezdik yüzlerini görmekten, gözlerine bakmaktan gece gündüz. Bizi de götür, Keloğlan, padişah sarayının olduğu o kente, ayağımızda demir çarık, elimizde demir asa, kırk gün kırk gece, kimi yollarda yayan yapıldak, kimi Anka'nın sırtında, gak deyince su, guk deyince et. Evlerinin önü mersin. Bıktık gölgelerinde yaşamaktan, kırıntılarıyla geçinmekten, patlangaç kesekâğıtları gibi yozlaşmış sözler duymaktan. Bir onların ellerine bak, bir bizimkine, bizimkiler yarık. Nicedir kazarız toprağı, toprak bize, bereket onlara, gak deyince su, guk deyince et. Evlerinin önü nane. Pencere
Sarı bir zambak açtı Karanlığın bahçesinde pencerem Geceyi odamdan geçirmek için Bir ağaç cama vuruyor Üşüdün mü dışarda narin ağaç Yoksa hırsızlardan mı korkuyorsun Nafile çoktan bağladılar ellerimi Kırk haramiler Ve gafil köpeğim kapımda habersiz Bir tavşan kovalıyor rüyasında Bulutlar şimdi insanların koynunda Sabahleyin savuşurlar bacadan Telli Telefon
Ne ettim de bâd-ı saba ile yolladım Gurbet elden nazlı yâra selâmı Yetiş imdadıma telli telefon Ayağına düştüm posta tatarı Vazife
Rengi üzümden kara
Beli iğneden ince
Bu yükle çıkılır mı
Yokuşlardan karınca
Nedir bu dünya hali
Nedir bu bozuk düzen
Dün çıktı yumurtadan
Bugün sevdalı kumru
Kaşla göz arasında
Şahin kapar kırlangıcı
Ceylân kanına girer
Su başında canavar
Bütün yük benim üstümde
Düşünmek lâzım hepsini ayrı ayrı
Dünyasından habersiz Dünyaya gelen yavru Güneşin şarktan doğmasını sağlamalı Şaşırmaya gelmez Sonra bana düşer tasası Çocuğu soksa arı
Ayağı kanasa tilkinin Bir hal olsa kuzuya Oktay şu kurdun kuşun Sana lâzım mı derdiEvvel Zaman İçinde
Her ağacın arkasından karşıma siz çıktınız öylesine çoktunuz ki bunaldım yalnızlıktan
Her köşebaşından karşıma siz çıktınız öylesine yoktunuz ki ağladım deliye döndümAkşam Balığın Karnında Bekliyor
Bir yağmurla çıkıyor rıhtımına sıkıntının, büyük kayıkların dönüşünü gözlüyordu, akşam balığın karnında bekliyor. Fitili tütüyordu servilerin ve yazılar dallar arasında.Ben Maksada Bakarım Mademki maksat barış Yurtta barış Cihanda barış Salla gitsin atom bombasını Mister Fısfıs İnsan dedigin nedir Abur cubur Olsa da olur Olmasa da olur Maksat barış Yurtta barış cihanda barış Kendi savaş Adı barış Ama yanarmış yıkılırmış Boş veeer Maksat barış... Kıyıda Bu gölün kıyısında ne söğüt dalı Ne suda ışıldayan çakıl Ne sarı çiçekler açan çalı Uzaktaki sazlara bakıyorum Kilitlenmiş akşamla kapalı.
Bir kuş mu kalkacak ordan yabanıl Bir sandal mı çıkacak yarım Yoksa geceye dönüşen gizden Saklı bir ay mı doğacak bizden.
Ozanlar böyledir işte Ya varılmaz umutlar peşindedirler Ya anlaşılmaz bir bekleyişte.