Bir Delinin Haykırışı
“içimde hangi atam konuşuyor?
hem bedenimde hem de aklımda aynı anda yaşayamam.
bu yüzden tek kişi olamıyorum.
kendimi eşzamanlı olarak tamamlanmamış bir sürü şeyden menkul hissedebiliyorum.
çağımızın gerçek hastalığı, artık büyük ustaların olmayışıdır.
kalplerimize giden yollar gölgelerle kaplanmış;
yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz;
meşgul kafalardan, uzun kanalizasyon borularından, okul duvarlarından içeri böceklerin vızıltıları girmesine ihtiyaç var.
her birimizin gözlerini ve kulaklarını büyük bir rüyanın başlangıcı olan şeylerle dolmasına ihtiyaç var.
birisi piramitleri inşa edeceğimizi haykırmalı.
yapmamamızın bir önemi yok!
o isteği beslemek gerek..
ve ruhun köşelerini uçsuz bucaksız bir çarşaf gibi esnetmeliyiz;
dünyanın ilerlemesini istiyorsanız, el ele vermeliyiz.
sözüm ona sağlıklıları, sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız.
siz, sağlıklı olanlar, sağlığınız ne anlama gelir?
insanoğlunun bütün gözleri, içine daldığımız kocaman çukura bakıyor.
özgürlük faydasızdır; eğer yüzümüze bakmaya, bizimle yemeye, bizimle içmeye,, bizimle uyumaya cesaretiniz yoksa!
dünyayı yıkımın eşiğine getirenler, sözüm ona sağlıklı olanlardır.
“
İnsanoğlu dinle!
Domenico burada, Bagno Vignoni'nin delisi.
Hayır, onun deli olmadığını biliyorum.
Öyleydi, bunu anlayacaksın.
O burada Roma'da, bir gösteri için.
Üç gündür konuşmalar yapıyor.
Nasıl gidiyor?
Kalbin nasıl?
Bilmiyorum, sınıra dayandım.
İçimde hangi atam konuşuyor?
Hem aklımda hem de bedenimde...
Aynı anda ayrılamam.
Bu yüzden tek kişi olamıyorum.
Kendimi aynı anda sayısız şey olarak hissedebiliyorum
Fazla büyük usta kalmadı.
Zamanımızın gerçek kötülüğü budur.
Kalbin yolları gölgelerle kaplanmış.
Yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz.
Okul duvarları, asfalt ve refah reklâmlarının
Uzun kanalizasyon boruları ile dolu beyinlere...
Böcek
ler
in v
ızıl
tıla
rı g
irme
li
Her birimizin gözlerini ve kulaklarını...
Büyük bir rüyanın başlangıcı olan şeylerle
doldurmalıyız.
Birisi piramitleri yapacağımızı haykırmalı.
Yapmamamızın bir önemi yok!
O isteği beslemeliyiz...
Ve ruhun köşelerini esnetmeliyiz...
Sınırsız bir çarşaf gibi.
Dünyanın ilerlemesini istiyorsanız...
El e
le ve
rmel
iyiz
Her birimizin gözlerini ve kulaklarını...
Büyük bir rüyanın başlangıcı olan şeylerle
doldurmalıyız.
Birisi piramitleri yapacağımızı haykırmalı.
Yapmamamızın bir önemi yok!
O isteği beslemeliyiz...
Ve ruhun köşelerini esnetmeliyiz...
Sınırsız bir çarşaf gibi.
Dünyanın ilerlemesini istiyorsanız...
El e
le ve
rmel
iyiz
Siz sağlıklı olanlar!
Sağlığınız ne anlama gelir?
İnsanoğlunun bütün gözleri, içine...
Daldığımız çukura bakıyor.
Özgürlük faydasızdır...
Eğer gözlerimizin içine bakmaya...
Yemeye, içmeye ve...
Bizimle yatmaya cesaretiniz yoksa!
Dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler...
Sözüm ona sağlıklı olanlardır.
İnsanoğlu dinle!
Senin içinde su, ateş...
Ve sonra kül...
Ve külün içindeki kemikler.
Kemikler ve küller!
Gerçekliğin içinde veya...
Hayalimde değilken, ben neredeyim?
İşte yeni anlaşmam:
Geceleri güneşli olmalı...
Ve Ağustos da karlı.
Büyük şeyler sona erer...
Küçük şeyler baki kalır.
Toplum böylesine parçalanmaktansa...
Yeniden bir araya gelmeli.
Sadece doğaya bak
Hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin.
Bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz...
Yanlış tarafa döndüğümüz noktaya.
Hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz...
Suları kirletmeden…
Deli bir adam size...
Kendinizden utanmanızı söylüyorsa...
Ne b
içim
bir
dünyadı
r bu
rası
Şimdi müzik
Müzik!
Ah… Anne!
Başının etrafında dolaşan...
Ve sen güldükçe berraklaşan...
O hafif şey havaymış.
Andrei Tarkovsky
Nostalghia (Final
* * *
insanoğlu dinle!
senin içinde su, ateş
ve sonra kül
ve külün içindeki kemikler!
kemikler ve küller!
gerçekliğin içinde veya
hayalimde değilken, ben neredeyim?
işte yeni anlaşmam:
geceleri güneşli olmalı…
ve ağustos da karlı.
büyük şeyler sona erer…
küçük şeyler baki kalır.
toplum böylesine parçalanmaktansa
yeniden bir araya gelmeli.
sadece doğaya bak
hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin.
bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz…
yanlış tarafa döndüğümüz noktaya.
hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz;
suları kirletmeden…
deli bir adam, size
kendinizden utanmanızı söylüyorsa;
ne biçim bir dünyadır burası!
şimdi müzik
(teyp tutukluk yapar)
müzik!
ah… anne!
başının etrafında dolaşan
ve sen güldükçe berraklaşan
o hafif şey havaymış.”