Terli yüzlere vuran meşale kızıllığından sonra,
Bahçedeki buzlu sessizlikten sonra,
Taşlı topraktaki can çekişmeden sonra,
Bağırmalar ve ağlamalar,
Zindan ve saray ve yankılanması,
Gökgürültüsünün baharda, uzak dağlarda,
Yaşayan o adam artık öldü.
Yaşayan bizler artık ölmekteyiz,
Nerdeyse tükenmekte sabrımız...Çorak Ülke
Dalgaların sırtında dolaştıklarını gördüm ummanda
Dalgaların ak saçlarını tarayaraktan
Rüzgârla suların ağarıp karardığı an
Oyalandık sarayında denizin
Kendimizi yosun duvaklı su perileri dünyasında bulduk
Uyandırıncaya dek insan sesleri bizi, ve boğulduk... J. Alfred Prufrock'un Aşk Şarkısı
Bizler içi oyuk adamlarız
Bizler içi doluk adamlarız
Birlikte eğilen
Kafaları saman tıkılı.
Yazık!
Kurutulmuş seslerimiz
Birlikte fısıldaşınca
Sessizdir, anlamsızdır
Yel nasılsa kuru otlarda
Ya da sıçan ayakları cam kırımlarında
Kuru kilerimizde...Oyuk Adam