09 Ocak 2019

Simone De Beauvoir "Genellikle güne telaş içinde başlarım, günün ilk saatlerini pek sevmem."

Etrafımızdaki dünyanın sarsıcı boyutlarına, cehaletimizin yoğunluğuna, bizi bekleyen felâket risklerine ve o muazzam topluluk içindeki bireysel zayıflığımıza rağmen, gerçek şu ki varlığımız kendi sınırlılığı içinde, sonsuza açılan bir sonluluk içinde sürdürme irademizi kullanırsak tamamen özgür oluruz.

Ve aslında, gerçek aşkları, gerçek başkaldırıları, gerçek düşleri ve gerçek iradeyi tanımış olan her insan bilir ki, hedeflerinden emin olmak hiç kimsenin iznine, güvencesine muhtaç değildir; O kesinlik duygusu kendi içgüdüsünden kaynaklanır.

Gerçek yeteneğinizi göstermek daima, bir anlamda, yeteneğinizin sınırlarını zorlayarak, ötesine gidebilmektir. Cüret etmek, araştırmak, yaratmak; işte ancak öyle bir anda yeni yetenekler ortaya çıkar, keşfedilir ve hayata geçirilir.

İlk olarak çay içerim, ardından saat on gibi çalışmaya başlarım ve saat bire kadar çalışırım. Sonra arkadaşlarımla görüşürüm, saat beş gibi yeniden çalışmaya dönerim ve saat dokuza kadar çalışmaya devam ederim. Öğleden sonraları ilerlemede en ufak bir zorluk yaşamam. Şimdi de siz gittikten sonra bir şeyler okuyacağım ya da alışverişe gideceğim. Genelde çalışmanın benim için bir zevk olduğunu söyleyebilirim. 

Eğer çalışma iyi gidiyorsa, on beş dakikamı ya da yarım saatimi bir gün önce yazdıklarımı okumaya ayırırım ve ufak düzeltmeler yaparım. Sonra kaldığım yerden devam ederim. İlerleme kaydetmek için yazdıklarımı okumak zorundayım.