28 Ekim 2018

Sylvia Plath, “yazıyorum çünkü içimde susturamadığım bir ses var.”

Bir öykü oku:  Düşün.  Yapabilirsin.  Dahası, yapmalısın, uyku sırasında sürekli kaçmamalısın  ayrıntıları unutmamalısın  sorunları umursamazlık etmemelisin  kendinle dünya arasında ve bütün parlak zekalı neşeli kızlar arasında duvar çekmemelisin - : lütfen düşün – kurtul bundan.  İnan, sınırlı benliğinden daha yüce yararlı bir güce:  Tanrım, tanrım, tanrım:  Neredesin?  Seni istiyorum, ihtiyacım var:  Sana ve sevgiye ve insanlığa inanmaya.  Böyle kaçmamalısın.  Düşünmelisin. 
 
 
*
Ölmek bir sanattır her şey gibi.
Eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi.
Öyle ustaca ki insana korkunç geliyor.
Öyle ustaca ki gerçeklik duygusu veriyor.
Bu konuda iddialıyım sanırım.
*
Bu ‘eşini bulmaya çalışma, sınama, deneme, yanılma’ oyununda çok fazla acı var.
*
Daima hareket halinde ve mutlu olmak ile içime dönerek pasif ve hüzünlü olmak arasında bir tercih yapabilirim. Ya da bu ikisi arasında sekerek aklımı yitirebilirim.
*
Yaşama, okumaya, aşka, keşfetmeye olan tutkusunu duyumsayan Sylvia tüm istediklerine ulaşmanın zorluğunu hissettiğinde yaşadığı burukluğu şu sözlerle anlatır: İstediğim bütün kitapları okuyamam, olmak istediğim bütün insanlar olamam ve istediğim hayatları süremem, istediğim bütün becerileri edinemem. Öyleyse ne istiyorum?Yaşamak ve hayatta olabilecek bütün zihinsel ve fiziksel deneyimlerin bütün renklerini, tonlarını yaşamak ve duyumsamak istiyorum ve berbat bir şekilde kısıtlıyım.