21 Eylül 2018

Bedri Rahmi Eyüboğlu Üçüncü Mektup

1.
Al gözüm seyreyle
Hep aynı hikâye
Hep aynı türküler
Hep aynı kinâye.

Sevaplara borazan
Günahlara tabut
Balıklara banka
Alıklara bulut
Sen bunu kırk gün kırk gece unut!
 

2 .
Al gözüm seyreyle:
Hep aynı hikâye
Mahpusa mendil kadar bir gök parçası
Şaire gökleri tımar için bir kaşağı
Ressama tosun gibi bir ebemkuşağı
3.
Al gözüm seyreyle
Hep aynı hikâye
Yine aynı Âdem
Yine aynı Havva
Yine aynı elma
Yine aynı armut
Kalanlara yâsin
Gidenlere mevlût
Sen bunu kırk gün kırk gece unut!

Sormuşlar

Fidana sormuşlar: - Niçin büyürsün?
- Tohum itiyor, demiş.

Tohuma sormuşlar: - Niçin itersin?
- Toprak rahat bırakmıyor! demiş.

Toprağa sormuşlar: - Niçin tohumla uğraşırsın?
- Sebebini toprak olduğun zaman kulağına söylerim, demiş.

Nara sonmışlar: - Tanelerin kaç tane?
- Yiyenler saysın bana ne, demiş ? ...

Güle sormuşlar: -Niçin kokarsın?
- Bu benim ibadetimdir, demiş.

- Kavakağacı sen hiç dua etmez misin? demişler.
- Nasıl etmem demiş; benim boyumun yarısı toprağa gömülüdür.
Benim topraktaki parçam dua eder; ben secde ederim!

Kavağın dibini kazmışlar. Kavak devrilmiş ve devrilirken kavak ağacının dua ettiğini duymuşlar.

Bir buluta sormuşlar: - Güzel bulut, sen niçin ele avuca sığmazsın?
- Ele düşersem beni ata benzetenler arabaya koşar. Bakraca benzetenler kuyuya atar. Ayıya benzetenler oynatır. Mendile benzetenler burunlarını silerdi! demiş.

Yıldızlara sormuşlar: - Niçin bizden bu kadar uzaklarda yanar tükenirsiniz?
- Ya sizin göz bebekleriniz demişler, niçin biz açılırken onlar kapanır?