Resim çekilmiş, süre dolmuş, zaman geçmişti; öyle uzaktık ki birbirimizden, o horlayıp hırpalayan eylem yapılmış bitmişti bile hiç kuşkusuz, göz yaşları çoktan akıtılmış...gerisi kestirmeceler ve üzüntüydü yalnızca. Durup dururken olayların akışı tersine dönmüştü, canlanmışlardı, hareket ediyorlardı, gelecekte neler yapacaklarına karar veriyorlardı, vermişlerdi bile. Bense bu yanda başka bir zamanın tutsağı, beşinci kattaki bi odada, onların kim olduklarını bilememek, o kadın, o adam, o çocuk, yalnızca fotoğraf makinamın merceği olarak kalmak, araya girebilme yeteneğinden yoksun, olduğu yerde duran, olduğu yere çakılı bir şey...Blow-Up and Other Stories
Pencere çerçevesinin üst kısmında bir damlacık beliriyor, onu bin sönük ışıltıya bölen gökyüzüne doğru titreşiyor, sonra büyüyor ve sendeliyor, düştü düşecek, ama düşmüyor, henüz düşmüyor. Bütün tırnaklarıyla oraya tutunuyor, düşmek istemiyor ve bir yandan göbeği büyürken dişlerini oraya geçirdiği görülüyor, o artık görkemli bir şekilde sarkan koca bir damla, derken birden, şıp ve işte düşüyor, parçalanıyor ve sonrası, hiçlik, mermerin üzerinde bir kayganlık...Ayak İzlerinde Adımlar