26 Ağustos 2018

Fazıl Hüsnü Dağlarca gençlere şiir için neler söylüyor?

İnsanın şiirleri insanın alınyazısıdır. İsteseniz de istemeseniz de size kendilerini yaşatırlar. 

Şiiri seversen şiir de seni sever. Gerçek şiir büyük bir coğrafya ve tarihtir. Önceyi, bugünü ve sonrayı da kapsar. Asıl şiir, beyindeki değişik katmanların birbirini anlamasıdır. Dağa göre ben uzanamam, uzanamaz dağ bana göre. Şair adayları sürekli şiir yazmalı ve hemen çöpe atmalılar. Bu yalnızca parmakları alıştırmak içindir. Türkçe muazzam bir dünyadır. Çok başka bir şeydir. Körlere ben kör demem, sağırlara sağır; kim ki konuşması gereken yerde güzel Türkçeyi kullanmaz da susar ya da Arapça Farsça konuşur; ki onlar yaşamlarını yok etmişlerdir. Bir şair ne kadar şiir yazsa yazmadıkları da o oranda birikir. Büyük şiir, Türkçenin dibine varmaktır. 

Geçen Şey
Kocaman yıldızlar altında ufacık dünyamız,
Ve minnacık bir ''hane'':
Kokar kır çiçekleri gün ağarmadan,
Anısız, uykusuz,
Kokar nane.

Ta öncelerden beri mestolmuş herkes,
Bir bakıma her şey ''mestane''.
Hayal edilir nazlı yar yönlerden,
Aşk ile kuşlar süzülür,
Değişir gökler şahane.

Farkında değil gönül,
Sanki hepten divane;
İçimizden, dışımızdan
Geçer vakit
Zalim, zalimane!