21 Şubat 2018

Bülbülü Öldürmek - Harper Lee


Bazen bir insanın elindeki incil, babanın elindeki viski kadehinden daha tehlikeli olabiliyor...Harper Lee - Bülbülü Öldürmek 

Arka Kapak Bilgisi

 1960 yılında yayımlandığından bu yana bütün edebiyatseverlerin gönlünde özel bir yer edinen, Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek, Amerika'nın güneyinde yaşanan ırkçılığı ve eşitsizliği bir çocuk kahramanın, Scout Finch'in gözünden anlatıyor.

Harper Lee, kullandığı yalın ama çarpıcı dil aracılığıyla adalet, özgürlük, eşitlik ve ayrımcılık gibi hâlâ güncel temaları, Scout'ın büyüyüş öyküsüyle birlikte dokuyarak, iyilik ve kötülüğü hem bireysel hem de toplumsal düzeyde mercek altına alıyor. Bir "zenci"nin haksız yere suçlanması üzerinden gelişen olaylar; önyargılar, riyakârlık, sınıf ve ırk çatışmalarıyla beslenen küçük Amerikan kasabasının sınırlarını aşıp, insanlar arası ilişkide adaletin ve dürüstlüğün önemini anlatan evrensel bir hikâyeye dönüşüyor. Etkileyici gerçekliği ile ürperten, "insani" vurgusuyla sarıp sarmalayan, çağdaş dünya edebiyatının en önemli örneklerinden biri olan bu klasik roman, Ülker İnce çevirisiyle tekrar Türkçede.

"İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır."

                                                        Özet
 Scout, henüz 6 yaşında olan küçük bir kız çocuğudur. Abisi Jem ve babası Atticus ile birlikte yaşarlar anneleri Scout daha iki yaşındayken hayatını kaybetmiştir. Bir de yanlarında aşçıları Calpirnua vardır.

Kitap, küçük kız Scout’un ağzından anlatılır. Scout ve Jem günlerini mahallede türlü türlü yaramazlıklar yaparak oyunlar oynayarak geçirirler bir de sadece yazları Maycomb’a teyzesinin yanına gelen Dill onlara katılır. Bu küçük afacanların en büyük zevkleri kendi içine kapanmış bir aile olan Radley’ler hakkında hikâyeler uydurmak ve onların evinin çevresinde çeşitli macera ve güç gösterisi olan oyunlar kurmaktadırlar. Hatta evin oğlu olan ve Öcü Radley adını verdikleri genç adam en büyük ilgi odaklarıdır.

Scout abisi Jem’i örnek almakta ve mahalledekilerin, Calpirnua’nın ısrarlarına rağmen bir kız çocuğu gibi giyinip yemek yapmayı öğrenmeyi reddetmektedir. Onun için asıl ilgi çekici olan Jem ile birlikte çeşitli maceralara atılmaktır. Babaları Atticus ise avukattır. Her zaman sakin ve bilge tavırlarıyla betimlenir. Aynı zamanda da çok iyi bir babadır. Çocuklarını dinler onlarla konuşur ve her şeyden önce iyi birer insan olmayı öğretir.

Kış gelince Scout okula başlar. Jem onu okulda yalnız bırakır çünkü kendi arkadaşlarıyla takılmak ister. Atticus, Scout’a daha okula başlamadan sık sık okumalar yaptırır. Scout’un da okumaya çok ilgisi vardır çünkü Atticus çok iyi bir okur olduğundan onu örnek alır. Scout’un okumayı bilmesine öğretmeni sinirlenir ve babasına bir daha Scout’a okul dışında okutma yapmaması için haber yollar. Scout okulu hiç sevmez çünkü fazla açık sözlü olduğu için başı hep belaya girer. O kış kasabada da işler yolunda gitmez. Scout ve Jem’in zaman zaman bahçesinde çocukları gibi sevdikleri çiçeklerine zarar vermeme koşuluyla vakit geçirdikleri Bayan Maudie’nin evinde büyük bir yangın çıkar. Bayan Radley ölür. Atticus ise mahkemenin görevlendirmesiyle bir davayı üstlenmek zorunda kalmıştır. Çocuklar daha farkında olmasa bile bu dava Atticus’ta büyük bir tedirginlik yaratmaktadır. Çünkü Atticus bir beyaza karşı bir siyahiyi savunmak zorundadır. Atticus işini özveriyle yapan ve haksızlığa karşı koyarak çocuklarına her zaman örnek olmaya çalışan bir adam olduğundan özellikle de suçsuzluğuna inandığı Tom Robinson’u hakkıyla savunmakta kararlıdır. Tom, Bay Ewell’in büyük kızına tecavüz etmekle suçlanmaktadır. Bay Ewell’ın kötü ünü kasabada bilinmektedir. Çalışmayan, çocuklarına kötü davranan ve ona buna sataşan beş para etmez bir adamdır. Atticus, iki tarafın da ifadelerini dinlediğinde Ewellların ifadelerindeki tutarsızlıklar ortadadır. Ayrıca tıbbi incelemeler de tecavüz bulgusuna rastlamamaktadır. Atticus, ne olursa olsun Tom’un suçsuzluğunu kanıtlamakta kararlıdır. Çocuklar için de kötü günler başlamaktadır. Çünkü babaları bir zenciyi mahkemede savunacaktır. Arkadaşları, mahalleli ve akrabaları tarafından sözlü tacize uğramaktadırlar.

Mahkeme günü geldiğinde Atticus tüm kanıtları jüriye sunmuş ve tanıkların ifadelerinde açıklamaları ortaya koymuştur fakat jüriden Tom’un suçlu olduğu kararı çıkmıştır ve Tom idama mahkûm edilmiştir. Bir beyaza karşı bir zencinin kazandığı hiç görülmese de herkesin vicdanın da bir parça Tom’un suçsuz olduğu fikri belirmiştir. Birkaç kişi dışında hiç kimse açık sözlülükle bunu ifade etmemiştir çünkü onlara göre zenciler bozuk ahlaklıdır ve değişemezlerdir.

Atticus, kararın temyize gideceğini, Tom’un serbest kalma ihtimalinin yüksek olduğunu Tom’a söylese de Tom, kaderinin bir beyaz adamlara bırakılmasına dayanamayarak cezaevinden kaçmaya çalışmış ve vurularak öldürülmüştür. Karısı Helen’e ve üç küçük çocuğuna bu acı haberi vermek Atticus’a düşmüştür.

Herkesin Almanya’da Hitler’in Yahudilere yaptığı eziyetleri kınadığı sırada Scout, Amerika’da zencilere yapılanların da farklı olmadığını fakat kimsenin bunu eleştirmediğini düşünüp çok şaşırmıştır.

Günler normale dönerken Ewell, mahkemede olmasa bile herkesin vicdanında haksız çıkarılmanın hıncını yaşamakta ve Atticus’u pek çok kez tehdit etmektedir. Atticus ise tüm sakinliğiyle Ewell’ı geri püskürtmektedir.

Bir gece ay gökyüzünde bulutların arkasına gizlenmişken Jem ve Scout okuldaki balodan eve dönmektedirler. Scout, gösteri için jambon kılığına girmiş ve dönüşte yalnızca Jem’in yönlendirmesiyle yürüyebilmektedir. Derken birisinin kendilerini takip ettiğini fark ederler ve tam Radley’lerin evinin arka sokağında bir boğuşma başlar. Scout’un hareketleri çok kısıtlı olduğundan üstüne atılan kişiden kendini kurtaramaz ve Jem’e de yardım edemez. Bir boğuşma sesi duyar Jem’in çığlığından sonra bir kişinin daha geldiğini kendilerine yardım ettiğini duyar. Tanımadığı bu adam Scout’u yerden kaldırır. Jem’i de kucağına alarak evlerine doğru koşarlar. Eve vardıklarında herkes onları büyük bir panikle karşılar. Jem kendinde değildir ve kolu ciddi bir şekilde kırılmıştır. Scout ise kostümü sayesinde ciddi bir yara almamıştır. Şerif kostümü incelendiğinde bıçak darbelerini görür fakat kostümdeki tellerin bıçağın Scout’u yaralamasına engel olduğunu söyler. Onlara saldıran Bay Ewell’dır. İki küçük çocuğu öldürecek kadar alçalmıştır fakat boğuşma sırasında bıçağının üzerine düşmüş ve cezasını bulmuştur. Onları kurtaran bu tanımadıkları adam ise Öcü Radley adını verdikleri Bay Arthur’dur.

Küçük bir kızın gözünden yetişkin insanlar olmanın en gülünç, en anlamsız yönlerinin aktarıldığı muhteşem bir eser. Okuma zevki vermesinin yanında akıcılığıyla da elinizden bırakamayacaksınız.

Bülbülü Öldürmek Konusu
 Scout’un ağabeyi Jem’in on üç yaşındayken kolu kırılmıştır. Aralarında kolunun neden kırıldığını konusunda farklı nedenler söylerler. Babaları Atticus ikisinin de haklı olduğunu söyler. Evde Jem, Scout, babaları Atticus ve aşçıları Calpurnia ile birlikte Maycomb isimli küçük bir kasabada yaşamaktadırlar. Anneleri onlar küçükken ölmüştür.

Her yaz mahalle komşularının yeğeni Dill gelir ve onunla oynarlar. Bütün yaz komşuları Boo Radley’i dışarı çıkarmak için uğraşırlar. Babaları Atticus bir avukattır ve çok yoğun çalışmaktadır. O yıl Scout okula başlar. Öğretmeni okumayı bildiğini fark edince ona kızar okumasını yasaklar. Okula gitmek istemez, babası akşamları okuyacaklarına söz verince okula gitmeye ikna olur. Ama okulda çok sıkıntı yaşamakta diğer öğrenciler de onunla dalga geçmektedir.

Okula giderlerken önünden geçtikleri bir ağaca birileri hediyeler ve şeker koyar ancak Nathan Radley ağaçtaki o kovuğu çimentoyla kapatır. Dill o yaz yine gelir ama Scout’la çok oynamazlar artık. O da Bayan Maude’nin terasında yaz boyunca ikindi vakitleri oturarak onunla sohbet eder.

O kış ihtiyar Bayan Radley ölür. Bayan Maude’ nin evinde yangın çıkar, çocuklar ve komşular ona yardımcı olurlar. O sıralar Atticus’un zenci bir adamın davasına bakması istenir. Bu duruma Maycomb’ lular çok tepki gösterirler. Okuldaki çocuklar da Scout ve Jem’le dalga geçer. Babaları aldırış etmemelerini ve dik durmalarını söyler. Komşuları Bayan Dubose’dan ikisi de çok korkmaktadırlar ama Bayan Dubose babalarının bu davaya bakmasıyla ilgili laf edince Jem Bayan Dubose’un bahçesindeki çiçekleri yolar ve dağıtır. Babaları özür dilemesini ister Jem den. Bayan Dubose Jem’in her gün gelip kendisine kitap okumasını ister. Scout’ la beraber her gün gidip kitap okur ama Bayan Dubose kısa bir zaman sonra ölür. Babaları Bayan Dubose’ un çok yaşlı ve hasta olduğunu yıllardır ağrılarını dindirmek için morfin kullandığını, artık acılarının dindiğini söyler.

Bir gün Calpurnia çocukları kendi gittiği kiliseye götürür. Çocuklar orda diğer zencilerle tanışır ve onların iyi insanlar olduklarını öğrenir. Babalarının davasına baktığı Tom Robinson Bay Ewell’in kızına tecavüzden suçlanmaktadır. Ama işin aslında kız Tom’ a iftira atmaktadır ama zenci olması sebebiyle kimse inanmaz. O sıralar çocuklara göz kulak olmak için Alexandra Hala gelir. Scout’un bir erkek gibi davranmasını istemez, atık bir hanımefendi gibi davranması gerektiğini söyler, elbise giydirmeye çalışır.

Mahkeme günü gelince tüm Maycomb sanki panayır izlemeye gider gibi mahkemeye izlemeye gider. Gizlice Scout, Jem ve Dill de mahkemeyi izlemeye giderler. Herkesin ifadeleri alınır. Ancak jüri üyeleri Tom’u, tüm deliller aksini gösterse de, suçlu bulur. O dönemlerde bir zenci suçlu bulunursa cezası idamdır. Tom idam edilir. Çocuklar bu duruma çok üzülürler.

Ekim ayının sonlarında okulda bir gösteri yapılacaktır, Scout jambon kılığına girecektir. O gün akşam Jem’ le ikisi giderler. Dönüşte yol çok karanlıktır, Scout kıyafeti çıkarmak ister. O esnada birisi çocuklara saldırır. Daha sonra ise aniden adam durur biri gelir ve onları kurtarır. Çocuklar karanlıktan kimseyi göremezler. Babaları gelir, Jem’in kolu kırılmıştır. Onu tedaviye alırlar. Scout abisi için çok endişelenir. Ama doktor ve babası iyi olacağını söylerler. Bu esnada çocuklara saldıran Bay Ewell’ in ekmek bıçağı karnına saplanmış cansız bir şekilde yerde yatmakta olduğunu görürler. Atticus Jem’ in yapmış olmasından endişelenir ama Bay Ewell çocukları öldürmeye çalışırken ayağı takılmış ve bıçağın üzerine düşmüştür. Bay Tate olayı aydınlatır, kimsenin suçlu olmadığını söyler. Çocukları kurtaransa Boo Radley’ dir. Scout onu görünce çok sevinir. Ağaç kovuğuna hediyeleri koyanın da Boo olduğunu anlar. Scout onunla terasta oturur. Babasına Boo’ nun çok iyi bir insan olduğunu söyler.