Öylesine gülünç olacaksınız ki herkes bir hiç olduğunuza inanacak. Bunun da tek amacı hayatınızı korumak... Gerçekten yaşanmaya değer olup olmadığı şüpheli olan hayatınızı.Gecenin bastırması, kökleri insanlık tarihinin başlarına kadar uzanan büyük bir psikolojik huzursuzluk yaratır. Gece daima bir güvensizlik ve korku zamanıdır ve cesaret güneşle birlikte batıp gitmiştir...Yok olmaktan kurtulanların pek azını teşkil eden bu edebiyat, beni
kendisine aşık etti. Bizim dışa dönük dünyamızın tam aksine bu eserlerde
içe dönük bir şeyler var...The Stars, Like Dust
Evet. Bu çok garip ama gerçekten özlemiyorum. Mavi göğü, yeşil kırları, akan suları özleyeceğimden emindim. Arza özgü bütün bu nitelikleri. Ama hiç birini de özlemiyorum. Onları rüyamda bile görmüyorum."
Selene, "Bazen öyle şeyler oluyor" dedi. "Daha doğrusu vatan özlemi çekmediklerini söyleyen bazı Göççülerle karşılaştım. Tabii öyleleri az. Ve hiç kimse bu küçük grubun müşterek özelliklerini anlayamıyor. Tabii türlü tahminler yürütülüyor. Kimisi bu Göççülerde ciddi bir duygusuzluk olduğunu, onların hiçbir şey hissedemediklerini söylüyor. Kimisi ise fazla duygulu olduklarını ve sinir krizi geçirmekten korktukları için vatan hasreti duyduklarını itiraftan kaçındıklarını...
Bu yaygın budalalık insanın cesaretini kırıyor. Galiba insanlığın sırf kötü kalpli ve pervasız olduğu için intihar etmesine üzülmeyeceğim. Kalın kafalılık ve ahmaklık yüzünden ölmek pek vakarsızca bir şey. Madem böyle öleceksin o zaman insan olmanın ne yararı var?...İşte Tanrılar
Tam şu anda hayatın bence en üzücü tarafı, bilimin bilgiyi biriktirme
hızının toplumun bilgelik edinme hızından daha fazla olmasıdır.
Aklı başında insan, haddini bilen insandır...
Yazmak heyecan vericiydi.
...Aslına
bakılacak olursa, romanlarımı hala aynı taktikle yazıyorum, konu
yazdıkça şekilleniyor; ancak bir farkla; hikayeye bir son
belirlemedikçe, olayların yazarken şekillenmesinin bir anlamı olmadığını
öğrenmiş bulunuyorum...
Artık yazmak için önce bir sorun ve o
sorunun çözümünü düşünüyorum. Ancak bundan sonra yazmaya başlıyorum;
hikaye, ilerledikçe geliştiği için karakterlerin başlarına neler
geleceğini, güçlükleri aşmayı nasıl başaracaklarını yazdıkça öğrenmenin
heyecanını yaşıyorum; ama hikaye önceden bildiğim bir sona, çözüme doğru
gittiği için de bu süreçte yolumu kaybetmemiş oluyoru. Yazarlığa yeni
başlayanlar benden tavsiye istediklerinde de hep bunun üzerinde dururum...... Hayata asıl neşe katan şey bilmek değil, öğrenme azmi ve kabiliyetidir.
...
Geçmişin hayaletleriyle boğuşmak zorunda olmayan, hafızası hala
yerinde, nostalji nedir bilmeyen, geçmişteki acıların üstüne sünger
çekebilmiş ve kaybedilenin ardından duyulan o ince sızıdan bihaber
'şanslı' insanlar vardır elbette; bu insanlar için üzgünüm; zira
kaybedilenlerin ardından gözyaşı dökmek, hayatta gözyaşı dökmeye değer
bir şeylerinin olduğunu gösterir...
...
Kendim için "insan" kelimesinden başka bir tanım kullanmayı
reddediyorum. Bana kalırsa medeniyet ve insanlık yok olmasın diye
gösterilen çabaların önündeki hızlı nüfus artışı dışındaki en büyük
engel, insanların kendi aralarında durmadan küçük gruplara bölünme ve
oluşan her yeni grubun da yalnız kendini yücelterek komşularını hakir
görme alışkanlıklarıdır......Peki ama ya yanılıyorsam ? Bunu ünlü matematikçi, filozof ve
sözünü esirgemeyen bir ateist olan Bertrand Russell'a da sormuşlardı.
"Peki ya ölüp de kendinizi Tanrı'nın karşısında buluverirseniz ? o zaman
ne yaparsınız ?" demişlerdi.
Bunun üzerine yılların gözü pek
fikir adamı şu cevabı verdi: 'O zaman ona, "Tanrım, bize daha fazla
kanıt göstermen gerekirdi' derim."
... Ben bir ateistim ve bana göre ölümden sonra gelen tek şey de sonsuza dek sürecek rüyasız, derin bir uykudur..... Öğrenmek demek ufkunuzu genişletmek, daha fazla şey yaşamak ve kendinize farklı yaşam alanları yaratmak demektir.
... Bilgi yalnızca güç değildir; bilgi mutluluktur ve bilginin size öğretilmesi ise entelektüel manada, sevilmekle eşdeğerdir...
Aklıma bir bilimkurgu kongresinde Ted Sturgeon'un söyledikleri gelmişti; ona göre bilimkurgu, temel insan hak ve özgürlüklerinin dillendirilebildiği son kaleydi. Sansürcü zihinler bilimkurgu okumayan; bilimkurguyu anlamaktan aciz olan ve okusalar dahi neyi yasaklamaları gerektiğini bilemeyecek kişilerdi. Sansürcü zihniyet bilimkurguyu kendine yem etme mertebesine yükseldiği gün zaten her şey bitmiş demekti. Artık demokrasiden geriye tek bir iz bile kalmazdı...
Yıllar önce Isaac bir mektubunda Lili adlı sinema filmini izlediğini ve hayali bale sahnesinde ağladığını yazmıştı:
"Beni niye ağlattığını biliyorum. Bu, aynı hayat gibi, insanlar birer birer giderler ve sen onları uğurlarsın, ta ki bir gün sıra sana gelene ve başkaları seni uğurlayana kadar. Sanırım burada önemli olan Carpe Diem - günü yakalamak - sonra geçip gitmesine izin vermektir...
Bana iyi olduğumun söylenmesine bayılıyorum. Neden mi ? Kesinlikle,
beni iyi olduğuma ikna ettiğinden filan değil. Beni, bir başka insanı
benim iyi iş çıkardığımı düşündürtecek kadar etkileyebilmiş olduğuma
ikna eder de ondan. O insan için ben hakikaten iyiyimdir. Bu gerçekten
de harikadır; zeka düzeyiniz doğuştan bellidir, sizin elinizde değildir,
hem korkunç ve iğrenç insanların da son derece parlak zekaları
olabilir; ya da yakışıklı olabilirler, den den; sağlıklı; den den;
müzikal yetenek, den den; yazarlık kabiliyeti, den den; ne varsa her
şey, den den.
Oysa iyi olma, bir başkasını mutlu
edebilme kapasitesi tamamen sizin yarattığınız, yaratılması son derece
güç ve fakat bir o kadar da tatmin edicidir...Dolu Dolu Yaşadım
1. Bir robot, bir insana zarar veremez. Ya da hareketsiz kalarak bir insanın zarar görmesine neden olamaz.
2.
Bir robot, insanların verdikleri emirlere uymak zorundadır. Ancak bu
tür emirler Birinci Yasayla çeliştiği zaman durum değişir.
3. Bir robot, Birinci ve İkinci Yasalarla çelişmediği sürece varlığını korumak zorundadır...Robotik El Kitabı Ben, Robot
Voy gülümsedi. "İşte bu fena. Ne zaman birisi belirli bir alanda tam
bilgi sahibi olmadığını belirterek konuya girse, arkasından o konuda çok
açık bir biçimde fikrini belirtecek demektir...Sonsuzluğun Sonu
Şiddet... yetersizin son sığınağıdır...Vakıf
En iflah olmaz aptal kişi kendi bilgisinin farkında olmayan...İkinci Vakıf
Çılgınlıklarının
seni götüremeyeceği yerin ilerisinde sınırlar vardır. Ben bundan
memnunum. Gerçekte, ben huzurluyum...Robot Düşleri
Bir gezegen dolusu insan, ekonomik zorunluluğun dikte ettiğinin karşısında hiçbir şey demektir.
Ekonomi bilimi şimdi insanlığın tarafında...Tanrılar Ve İmparatorlar
Ne yazık ki, Sonsuzlukta bile şimdiki zaman geçip gidiyor...Sonsuzluğun Sonu