ENGİN KOZMİK KARANLIĞIN İÇİNDE
Hayatta kalabilmemiz için gerekli bilgilerin tümünü devralmaya genlerimiz yeterli olmayınca beyinler gelişti. Fakat sonradan öyle bir zaman geldi ki, örneğin on bin yıl önce, beyinde bulundurabileceğimizden daha çok bilgi edinme ihtiyacı duyunca, vücudumuz dışında yığınla bilgi biriktirmenin yollarını bulduk. Gezegenimizde, genlerinin ve beyinlerinin dışında olmak üzere topluluğa maledilmiş ortak bellek geliştiren tek tür insandır. Bu bilgi deposu kitaplık adını verdiğimiz yerlerdir.
Kitap bir ağaçtan yapılmıştır. Koyu renk boyalı kargacık burgacık
çizgilerin çizildiği ve adına «yaprak» denen parçaların biraraya
getirilmesinden oluşur. Bu kitaba bir göz attığınızda, başka bir insanın
seslenişini duyarsınız; binlerce yıl önce ölmüş birinin sesidir bu. Binlerce yılın geçtiği zaman köprüsünün ötesinden yazar, kitabı aracılığıyla size,
zihninizin içine, açıkça ve sükûnetle bir şeyler aktarıyordur. Yazı, insanların
belki de en büyük icadıdır. Birbirlerini hiçbir zaman tanımamış, aralarına
çağların girdiği insanları birbirine sağlayan en büyük araçtır. Kitap, zamanın
zincirini çatır çatır koparır. İnsanların mucize yaratan sihirbazlıklarının bir
kanıtıdır.