08 Nisan 2017

Julio Cortázar - Andres Fava'nın Güncesi

 “…bu nasıl söylenir bilmiyorum: yaşamım ve kendimin iki ayrı şey olduğunu duyumsarım ve keşke yaşamı sırtımdan bir ceket gibi çıkarabilsem derim, bir iskemlenin arkasına asabilsem bir süre, bir düzlemden ötekine atlayabilsem, tek tip ve hep süren bir aktarıma kaçabilsem. Sonra onu yeniden sırtıma geçirsem ya da başka bir tane arayabilsem. Yalnızca tek bir yaşamımızın olması ya da yaşamın yalnızca tek bir biçimde sürüp gitmesi öylesine usanç verir ki. Olaylarla ne denli dolarsa dolsun, () ne denli güzelleştirilirse güzelleştirilsin kalıp hep aynı, o tek kalıp: on beş yıl, yirmi beş yıl, kırk yıl - geçit.

*
 
Yasanın bir çiçek dürbünü olduğu o korkunç ülke, düşlerin ülkesi. Bir gece boyunca sokakta ya da ortak takıldığımız yerlerde hep rastladığım ve sevdiğim birinin yüzünde, bedeninde, duyarlığında yaşıyorum. Ertesi düşümde yine geri geliyor aynı kişi; haftalar boyu kendi yaşamındaki soğuk huzursuzluğuyla benim düşümde hüküm sürüyor.
Andrés Fava’nın Güncesi’ni oluşturan rüyalar, notlar, diyaloglar, öyküler ve alıntıları Cortázar 1950’de, Andrés Fava’nın da karakterleri arasında bulunduğu Sınav’ın bir parçası olarak kaleme alsa da daha sonraları bu metni Sınav’dan ayırmaya karar vermişti.
Yazarın sembol ve gizem merakına ışık tuttuğu kadar kendine has mizahını da açığa çıkaran Andrés Fava’nın Güncesi, Cortázar’ın yaşam ve edebiyat yaklaşımının temellerine ilişkin benzersiz bir kaynak.
 

Andres Fava’nın Güncesi, yazarlık yaşamının ilk yıllarında, genç Cortâzar’ın, roman kişisi Andres Fava aracılığıyla sorduğu sorularla dolu bir kitap. Yazarın işi nedir? Yazar kafasında kurduklarını nasıl dile döker, okura nasıl ulaşır? Metin nedir? Nasıl oluşur? Kitabın içine serpiştirilen metinlerarası göndermeler, bu büyük Arjantinli yazarın çıraklık yıllarında neler okuduğunun, hangi metinlerle, hangi düşijnsel birikimle yoğrularak kendi hamurunu kardığının ipuçlarını veriyor.

Kitabın kurmaca soyağacını izleyince, Cortâzar’ın ilk romanı El Examen ile karşılaşıyorsunuz: Günceyi tutan Andres Fava, kurmaca yaşamını bu romanda sürüyor. Okur günceyi okurken hem Cortâzar’ın kendi yaşamına, hem de bir başka romanına yolculuğa çıkıyor. Cortâzar, Arjantin edebiyatı, dünya edebiyatı, müzik, düşün, sanat, bir kuşağın kültürel geçmişi gibi bilindik bilinmedik bir daldan öbürüne sıçrayarak ardından sürüklüyor.

 
  “Cortâzar okumamış insan bir kader kurbanıdır. Eserlerini okumamak korkunç sonuçları olan, sinsi ve ölümcül bir hastalıktır. Hiç şeftali yememiş bir insanın durumu gibi. Kişi yavaş yavaş mutsuzlaşır… ve belki de azar azar saçları dökülür.”
Pablo Neruda