Balenin kökenleri
En küçük el hareketinden odanın karşı tarafına yürümeye kadar her hareketin ve mobilyanın etek boyuna kadar her görsel detayın, karmaşık bir kurallar dizisine göre düzenlendiği bir parti hayal edebilirmisin?? Yüzyıllarca, Avrupalı soylular için bu adetler sıradan birşeydi.Bunların modası geçse de, bu bileşenleri tanıdık bir ad altında görmeye devam ediyoruz. Bale. Bale İtalyanca "Balletto" yani küçük dans sözcüğünden gelir. Kökleri Rönesans İtalya'sına dayanmaktadır ve aristokratik toplantılarda yapılan sosyal danslarla koreografiye dayalı gösterinin bir bileşimidir. Bale, birçok açıdan saraydaki insanları uygun davranış sergilemeleri için kontrol etmenin bir yoluydu. İnsanların adım atma, baş selamı verme, el ele tutuşması biçimlerini belirliyordu. Bale, ayrıca bir kişinin giyiminden kralla ilişkisine göre nerede yürüyüp oturabileceğine hükmeden kurallar içerir. Zamanla bele, saray yaşamının ana unsurlarından biri haline geldi ve kurallarının doğru kavranması, birinin saraydaki başarısını belirler hale geldi. Saray el kol hareketlerinin çoğu, modern bale tekniklerinden hala görülebilir. Bale Fransa'ya 16.yüzyılda, Kral II.Henry'nin İtalyan karısı, Catherine de' Medici tarafından getirilmiştir. Kutlamalar daha aşırıya kaçtıkça dans da daha ileri gitmiştir. Genç soylulara karmaşık adımlar öğreten dans hocaları ve birleştirici bir tema sağlayan hikaye unsurları ile. Zamanla, odak noktası katılımdan performansa kaydı ve bale türü daha dramatik öğeler kazandı. Profesyonelce tasarlanmış setler ve yerden hafifçe yüksek, perdeleri olan bir platform ya da sahne gibi. Ama balenin bugün bildiğimiz sanat haline gelmesi 17.yüzyılda XIV. Louis'nin sarayında oldu. Louis'nin kendisi de çocukluğundan beri bale eğitimi almaktaydı. On beş yaşında, Güneş Tanrısı Apollo olarak oynadığı ilk rolü, balenin onun hükümdarlığında ana rolde olacağını gösteriyordu. Ayrıca bu rol, ona Güneş Kralı ünvanını kazandırdı. Muhteşem altın kostümü ve kralın ilahi olarak takdir edilmiş bir yönetici olduğu fikrini destekleyen koreografisi nedeniyle.
Louis 40 büyük balede, 80 rol oynayarak baleye devam etti, bazen görkemli başrol olarak, bazen de sonda başrol olarak ortaya çıkmadan önce daha küçük komik rollerde oynayarak. Günlük bale eğitiminin yanısıra, eskrim ve binicilik eğitimi de alıyordu. Onun örneğiyle, dans etmek, çağın erkekleri için temel bir beceri haline geldi. Ama XIV. Louis'nin baleye ana katkısı icracı olarak değildi. 1661'de Kraliyet Dans Akademisini kurması ile balenin kontrolü yerel loncalardan kraliyet sarayına geçti. Louis, akademinin yöneticisi olarak kendi bale hocası ve sıkça da dans partneri olan Pierre Beauchamp'i görevlendirdi. Beauchamp, bale de bugün de kullanılan beş vücut pozisyonunu sistemleştirmiştir. Kraliyet Müzik akademisi'nin yöneticisi Jean-Baptiste Lullye ve ünlü oyun yazarı Moliere ile işbirliği içinde olan Beauchamp, balenin ihtişamlı bir temsil haline gelmesini sağlamıştır. 1669'da da ayrı bir bale akademisi kurulmuştur. Paris Opera Balesi bugün dünyadaki en eski bale kumpanyası olarak yaşamaktadır. Bale, kraliyet sarayından uzaklaşarak tiyatroda yaşamını sürdürüp sonraki yüzyılda takip eden demokratik devrim ve reformları atlamıştır. Romantik akımla birlikte hayali ve folklorik temalar balede sıradan motifler haline gelmiştir. Fransa'da balenin etkisi azalırken Rusya gibi başka ülkeler balenin gelişiminde büyük rol oynamıştır. Şanslıyız'ki, bugün pek çoğumuz karmaşık bir dizi adım öğrenmek zorunda değiliz, sadece bir düğünde sosyalleşmek için. Onun yerine tiyatroya gidip hayatını titizlikle baleye adamış. XIV. Louis zamanında hayal edilemeyecek beceriler gösteren profesyonelleri izlemeye gidebiliriz.