Hepimiz acıklı bir şarkıyı severiz.
Herkes yenilgiyi tadar.
Kimsenin tam istediği gibi bir hayatı olmaz.
Hepimiz sahnenin ortasında kendi kahramanımız olarak yeni role başlarız ve zamanla kenara itilir kalırız.
Zaman geçer; kahramanımız yenilir, hikâye değişir, tepetaklak olur ve biz bir kenarda artık neden bize rol verilmediğini merak ederiz.
Hatta neden rol istemediğimizi…
Herkes bunu yaşar ve bir şarkının tatlı kaşığıyla verildiği anki duygusuyla kalpten kalbe bir yol açılır.
O zaman daha az dışlanmış hissederiz kendimizi.
İşte herkes gibi bu olup biten lanet olası şeylerin, yaşamın olağan adımlarıdır der dururuz.
Ve, bu zincirin parçası olduğumuzu kabulleniriz.
Anlarız ki herkes yeniliyordur.