03 Ağustos 2016

Michel Foucault - İnsan Doğası İktadara Karşı

“'Siyasetle neden bu kadar ilgileniyorsun", diye soruyorsunuz. Size çok basit bir cevap verecek olsaydım, '"neden ilgilenmeyeyim ki?" derdim. Yani, belki de hayatımızın en can alıcı konusuyla, içinde yaşadığımız toplumla, onun içine işlediği ekonomik ilişkilerle ve davranışlarımızın düzenli biçimlerini, tabi oldukları düzenli izin ve yasakları tanımlayan iktidar sistemiyle ilgilenmemek için nasıl bir körlük, nasıl bir sağırlık, ne kadar bir ideoloji çökmüş olmalı insanın üzerine! Hayatımızın özü, kendimizi içinde bulduğumuz toplumun siyasi işleyişinden ibarettir ne de olsa. Yani neden ilgilendiğim sorusuna cevap veremiyorum, sadece neden ilgilenmiyeyim ki diye cevap verebiliyorum.

*
 
Yüzyılın iki büyük düşünürünün yıllar önce yaptığı bu tartışma iki konu etrafında odaklanır: Bilimsel bilginin gelişimi nasıl yorumlanmalıdır? Siyasal mücadelede adaletin, bir başka deyişle etiğin yeri nedir?

Foucault’ya göre, tarihte bilgi üretimini farklı çerçeveler belirlediği için, her çağda farklı bilimsel söylem tipleriyle karşılaşırız. Chomsky ise kendi dilbilim kuramından hareket eder ve insanın doğarken beraberinde getirdiği bir yaratıcılık kapasitesi olduğunu savunur.
Siyasal mücadele, bir sınıfın tarihsel haklılığına dayandığı için mi, yoksa daha adil bir toplum hedefi güttüğü için mi meşruluk kazanır?
Görüşlerin en çok ayrıldığı konu bu olacaktır.