“Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği
boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye
çalıştığımız yaşam gibi. Sevgi isteği, kendi kendine yaşamı kanıtlama
isteği kadar büyük. Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan
insanlar, sevgileri de derinliğine duymadan, acıya dönüştürmeden yaşayıp
gidiyorlar. Ya da sevgiyi sevgi, beraberliği beraberlik, ayrılığı
ayrılık, yaşamı yaşam, ölümü ölüm olarak yaşıyorlar. Oysa yaşam ölümle,
ölüm yaşamla tanımlı. Ama sen. Senin için her beraberlik ayrılış, her
ayrılış beraberlik, sevgi sevgisizlik, duyum duyumsuzluğun başladığı an.
Birisinin teniyle yan yana olmak, kendi varoluşumu unutmak mı. Ya da
daha derin algılamak mı. Kendi varoluşum. Her varoluş kendisiyle
birlikte ölümü getirmiyor mu.”
Yaşamın Ucuna Yolculuk