Bu
dünyaya aittirler, başkalarının hayatlarının bir parçasıdırlar,
yolculuklarına çıkarken sırtlarında heybeleri, ayaklarında sandaletleri
yoktur. Çoğu kez cesaretsizdirler. Her zaman doğru kararı alamazlar. En
önemsiz şeyler için üzülürler, düşünceleri sıradandır, bazen de
büyüyemeyeceklerine inanırlar. Çoğu kez, lütuf görmeyi ya da mucizeyi
hak etmediklerini düşünürler. Bu dünyada ne yaptıklarına her zaman emin
olamazlar. Hayatlarının anlamsız olduğuna inanarak uykusuz geceler
geçirirler. İşte
bu yüzden ışığın savaşçısıdırlar. Hata yaptıkları için. Kendilerine
soru sordukları için. Bir neden aradıkları için- ve onu kesinlikle
bulacakları için...