29 Mart 2014

Jiddu Krishnamurti "Zekasız sevgi olamaz köleliği yaratır; Sevgisiz zeka olamaz diktatörlüğü yaratır."

Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti,
Nice han nice sultan, tahtı bıraktı geçti,
Dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti...
Yunus Emre

Celladına aşık olmuşsa bir millet,
İster ezan ister çan dinlet.
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
Müstehaktır ona her türlü zillet...Hayyam

09 Mart 2014

Bir Demet Şiir

 Yaşamak Telaşı
Hiç böyle ısınmamıştım;
Daldaki vişneye,
Vitrindeki aydınlığa,
Salça kokusuna mutfağımın,
Akan dereye, uçan buluta,
Hiç böyle ısınmamıştım yaşamaya...Edip Cansever

Herşey Şiirdir
Her şey şiirdir, uğultusu rüzgarın
Bir ırmağa usulcacık yağan kar
Her gece okunan bir dua çocuklukta
Gökyüzünde bölük bölük turnalar

Her şey şiirdir, sevinç ve kader
Dünyada olmak duygusu...
Kıyıda, ıssız kayalarda
Kendi başına ışıldayan su

Her şey şiirdir, şimdi, şu anda
Ak kağıt üstünde dolanan elim
Karşıki avluda salınan söğüt
Yandaki odada uyuyan bebeğim

Her şey şiirdir, çağrısı aşkın
Bahar toprağından yükselen tütsü
Umut ve acı, başlayan ve biten,
Yağmurun ve akıp giden hayatın türküsü

Her şey şiirdir ve bir gün belki
İlk aşkım, ilk göz ağrım şiir
Koynunda ona yazdığım mektuplar
Bir yerlerden çıkıp gelecektir...Ataol Behramoğlu

Mekik
Şimdi aşk kaçmış bir ilmektir gövdenin örgüsünde
Uykusuz bir gecenin çitlerine takılan.
Sökülür durmadan uzayan ipliğiyle,
Sarılır mekiğine sabahın
Ürkek bir güvercin halinde.
Ve sen eksildikçe o güvercin tamlanır,
Kanatlanır böylece köpüren özlemiyle.
Uçar gider geçmiş bir günün ardından,
Bir tüy kalır geriye senin bittiğin yerde...Metin Altıok

Bir Halin Var Özlüyorum
Bir halin var seviyorum
Küçük ellerinden daha çok
Bir halin var özlüyorum
Sıcak dudaklarında yok

Yıldızlı gözlerinde ayrı ufuk
Bir halin var düşünüyorum
Bir halin var gülüyorum
Arsız burnunda çocuk
Bir halin var özlüyorum...Cahit Külebi


Karşılama
Anılardan yontulmuş yüze değil
bir felakete adadım kendimi
deneyerek sesimi yeni bir ölüde, her gün
sabahla, baharın geldiğini
resimlerde yaşayan ikindileri
akşamın yalnızlığa düşürdüğü kafiyeyi
kılıçla kesilen yatsıları
mavi kuş zındanlarını
ve sıkıntıyı adlandıran geceleri müjdeledim.
o, yüreğinde uzun hüzünler besledi.
Oysa acılar çoğalmış, dağlar uyumuştu
karanlığın kollarında şehir uyumuştu
denizin derinliğinde söken şafak
yüzündeki dalgınlık
ağzındaki ince harfler uyumuştu
Fala mı inanırdım artık, kelimelere mi
su terazilerine ölü tüccarlarına
geceye ve gündüze mi?
O gitti.Bir sevdaya yasladı kendini
Ben kaldım.Yalnızlıkla karşıladım her şeyi....Refik Durbaş

Gülerken yüzün
Dem çeken bir güvercinin sesini
İçin için büyüyen çimenleri
Baharda lunaparkı, bayramyerini
Ve alışkanlıklar dışında her şeyi

Gülerken yüzün
Aşıyor geçmişin acılarını
Kendini yarına değiştiriyor

Gülerken yüzün
Sanki çarmıhını kırmışsın
Senin ve ardından geleceklerin
Aylası alnına düşmüş gecenin
Oturmuş ağlıyor kendisi

Bunu öyle candan öyle yürekten
Öyle bir tutkuyla istiyorum ki
Aklımda hep öyle kalmalısın...Gülten Akın

Yaşamak Nedir
Yaşamak bir denizdi önceleri
Şimdi olsa olsa yalnız sevinçtir
Ne acılar ne gözyaşları
Onun güzelliğini silebilir
Kayaları ellerimizde ufalayarak
Kurduğumuz küçük evlerde
Küçücük devler gibi ölesiye seviştik.
Ağaçlar diktik çocuklar büyüttük
Savaşmayı ve paylaşmayı bildik
Doğrudur her zaman bir şey eksik
Doğmadan ölmeye benzer
Bir şey var içimizde
İnancı ve sevdası bize yeter
Ürkek bir gidiş gelişte
Benim sende aralıksız yaşadığım
Bilgelerin kitaplarda tanımladığı
Sonsuzluk budur işte...Afşar Timuçin

Öfkenin Adını Koy
Devrilen bir çınar
nasıl uzanırsa boylu boyunca
öylece düştü kollarına
kan-revan içinde dostun
donup kaldı soluk bir gülümseyiş
çocuksu kıvrımında dudaklarının

Kaşın seyirmeye başladı birden
yüreğin körüğü üflüyor
içindeki cehennemi
ve bir boşluğa nasıl çarparsa deli su
öyle uğuldamakta kulakların
bir bora patlıyor göğsünün okyanusunda

Ne ki tutulmuş nalçalı seslerle
umudun köşebaşları
korsanlar dalgalandırıyor
senin deli rüzgarlarınla bayraklarını
ve yitiriyorsun yolunu
balta kesmez ormanında öfkenin

Bil ki dostunda değil çekilen tetik
senin umuduna, unutma bunu
kör bir öfke delirtmesin
yıkmasın yaşamın direncini
unutma ki her köşebaşında
bunca dostun kurumadı hâlâ kanları

Hele dik tut başını önce
haykır yıkılmadığını, tükenmediğini
yüreğindeki yalım nasıl olsa
korlaştırır zamanın çeliğini
sen önce öfkenin adını koy
yanıltmasın yüreğini...Ahmet Telli

Sen ve Gökyüzü
Bir güzelim sensin, bir de gökyüzü,
Gerisi denizler ötesi, hepsi.
Gökyüzüyüm gündüzüyle, gecesiyle,
Sen güzelim aşkıyla, neşesiyle
Uyumlu, esgin, el ele, ikiniz,
Mutlarla bezer, gönendirirsiniz
Ömrümü, kıyısında bir akşamın.

Bu kutlu anlarında yaşamamın
Solumayı bile unutuyorum;
Sanki ölümsüzlüğü tutuyorum!
Ya o gökyüzü; öylesine mavi
Üstümüzde, öylesine ebedi
O gökyüzü ve öylesine gerçek;
Büyük, büyük, büyük, kocaman çiçek...A. Muhip Dıranas

Sevgi Üstüne
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
Kitaplara göre insan
Karanlıkta yüzüne bin mumluk lâmba tutulmuş
Gözleri, yüreği kamaşmış insandır
Aptaldır, hastadır, kahramandır
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır.
İçinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler
Bir tek yaprak veren dalın boynun burarlar
Bir tek meyve veren dalı keserler
İnsan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı
Esti mi rüzgâr bir değil milyonlar için esmeli
Bir tek meyve veren dalı kesmeli
İnsan dediğin derya misali
Üstünde milyonlarca dalga
İçinde kıyametler kopmalı
İnsan dediğin derya misali
Uçsuz bucaksız olmalı...Bedri Rahmi Eyüboğlu

 Donmuş Dallarda Çiçek
İyidir beraber olmamız
Yaklaşmış, değişik.
Duyulur çevrenin gürültüsünde
Issız
Bizde bir şey eksik.

Belki de bir şey fazla, yıllarca bilmedik
Çökmüş birdenbire ağır:
Bir kırık gülüşte
Yitik
Ümitsiz hatırlanır.

Bulmak gibi tıpkı
Karlar altında kayıp uzanırken ova
Yolu kendiliğinden,
Donmuş dallar esen ılık rüzgâra
Çiçek açar çekingen.

Aldanarak, unutulmuş
Senin yolun ayrı, benimki ayrı
Az sonra ikimiz de yalnız
Kısa bir zaman için, saat beş suları
İyidir beraber olmamız....Behçet Necatigil


05 Mart 2014

Chislaine D. Martel 'Sesler'

 
Müzik, aklın dilidir. Melodi tıpkı aşık çalgısının tellerini titreten, güzel bir meltem gibidir. Müziğin narin elleri, duygularımızın kapısını çaldığında, uzun süredir geçmişin derinliklerinde kapalı kalmış anıları uyandırır. Müziğin ruhu, akla ulaşır ve akıl da, kalbe ulaşır. Tanrı insanı yarattığında müziği ona diğer tüm dillerden farklı bir dil olarak verdi. Ve vahşi doğaya karşı, ilkel insan zafer şarkısı söyledi; ve zafer kralların kalbini ele geçirdi ve onları topraklarından uzaklaştırdı...

Ben Enerjiyim - Chislaine D. Martel

 
Music | PATRICK BERNARD (Prah-ladji)Patrick Bernard
 

Chislaine D. Martel 'Renkler'

 
Renkler
Doğa, kimi zaman canh sütunlarının
karmaşık sözler üretmesine izin veren
bir tapınaktır
insan, oraya
tanıdık bakışlarla izlediği
sembol ormanları içinden gider.
Uzaktan karmakarışık olan,
uzun yankılar gibi.
Karanlık ve derin bir bütünlük içinde.
Gece gibi, boşluk gibi engin.
Kokuların, renklerin ve
seslerin birbirlerine yanıt verdiği.

Ben Enerjiyim - Chislaine D. Martel

Sadece ol, hiçbir şeyi yargılama...

 
"Sadece ol...
hiçbir şeyi yargılama..
Başkalarını memnun etmeye, kendini affettirmeye çalışma.
Çünkü seni yargılayan bir daha affetmez.
Sen kendi kendini memnun et ve kendini affet her şeyden önce.
Neden mi?
Çünkü zaten affedecek  bir sey yok, bir kimse yok kendini yargılamandan başka.
Hiçbir zaman da olmadı... sadece sen varsın ve tek başınasın ilizyonu anla
Sevgi nedir?
Sinemalarda seyrettiğiniz aşk değildir.
Sizi birisi memnun ettiği için ona verdiğiniz karşılık değildir. Hormonlarınızın harekete geçirdiği cazibe ise hiç değildir.
Sevgi, başkalarının kendi gerçeklerini, ne olursa olsun, yaşamalarına müsaade etmektir.
Bu müsaade kendiniz için de gereklidir.. .
Başkalarının yarattığı realiteyi yaşamaya çabalamayın, kendi realitenizi yaratın...
Bir insanın edinebileceği bütün bilgilerin sahibi olabilirsiniz, fakat hissedip, yaşayıp, deneyimleyinceye kadar hiçbir şey değildir..."

Psikolog Arzu Arslanoğlu

Bay B'nin Başına Gelenler: Derlenmiş Brecht Anekdotları - Andre Müller & Gerd Semmer

O'nun mizahını biraz Nasrettin Hoca'nınkine benzetirsek yanlış olmaz: Adamın biri, Tanrı var mıdır diye Bay K.'ya sorar. Bay K. şöyle der: »Bu soruna vereceğim yanıtın senin davranışını değiştirip değiştirmeyeceğini düşünmeni isterim. Değiştirmeyecekse, soruyu sormamış kabul edebiliriz. Yok değiştirecekse, o zaman, zaten karar vermiş olduğunu söyleyerek sana en azından yardımcı olabilirim: Senin bir Tanrıya ihtiyacın var.

Friedrich Nietzsche " İki temel sorunu var insanlığın; Adaletsizlik ve anlamsızlık. Birine karşı hukuk'u bulduk, diğerine karşı sanatı. Ama insanlar hukuk'a ulaşamadı..Ve sanat insanlara. "

 

Soyadı Kanunu - Aziz Nesin

1934 yılında soyadı kanunu çıktı.  Her Türk kendine bir soyadı alacaktı. Herkes kendisine, soyadını kendisi seçtiği için insanların bütün  gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı.

Dünyanın en cimrileri -eliaçık-,
Dünyanın en korkakları -yürekli-,
Dünyanın en tembelleri -çalışkan-  gibi soyadları aldılar. 

Bir mektup yazabilecek zamanda ancak imzasını atabilen bir ögretmenimiz kendisine -çevikel- soyadını  almıştı.

Irkçılığın yayıldığı günler olduğundan, özellikle Türklüğü karışık olanlar ırkçılığı anlatan  soyadlarını kapışıyorlardı.  Her türlü yağmada hep sona kaldığım için güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. 

Bana, ortada böbürleneceğim bir soyadı kalmadığından, kendime -nesin- soyadını aldım.  Herkes -nesin- diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.


Eski Bir Tapınak Yazıtı

 
 Gürültü – patırtının ortasında sükunetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma.

Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış.

Sana bir kötülük yapıldığında, verebileceğin en iyi karşılık unutmak/bağışlamak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma.

İçten ol ; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş.

Başkalarına da kulak ver. Bilgisiz ve cahil oldukları zaman bile dinle onları ; çünkü, dünyada herkesin bir öyküsü vardır.

Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış.

Ne kadar küçük olursa olsun işinle ilgilen ; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle sev ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme.

İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.

Aşka burun kıvırma sakın ; o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.

Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır.

Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.

Yılların geçmesine öfkelenme ; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgara göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.

Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkansızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendinle barış içinde ol. Hatırlar mısın doğduğun zamanları. Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes kutlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Önünde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki, bütün kaosuna rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekanıdır.

XSENTIUS M.Ö. IX.YY.

Guernica - Picasso


Resim yağlı boya olmasına rağmen siyah beyazdır. Bu karanlık ölümü simgeler. İnsan gözünü andıran insan gözü formundaki ışık saçan ampül ( bilincin gözü) olayın medeniyetin gözü önünde meydaha gelmiş olmasını simgeler. Elinde kırık kılıcı ile yatan savaşçı kahramanca savunmanın alışılagelmiş sembolüdür. Can çekişen at, aslında can çekişen insanlık ve barışın ta kendisidir. Kucağında ölmüş bebeğine ağıt yakan anne hemen hemen bütün ressamlar tarafından işlenmiş Pieta’yı yansıtır. Pieta kucağında ölmüş İsa bulunan Meryem konusudur. Yangın içinde can çekişen haykıran, ellerini açmış insanlar, masum halkın acısını simgeler.

Elinde gaz lambası taşıyan (özgürlük anıtını çağrıştıran) figür yarınlar için ümit vadeder. Kızgın boğa figürü bütün dünyada gelişen milliyetçilik akımlarının İspanyol uzantısıdır. Resmin içinde yer alan gazete parçaları insanlığın buna kayıtsız kalmayacağı ve bu acının bütün insanlığa mal olacağı gibi imgelerdir.
 
Picasso, 1973′de öldüğünde, eseri hala İspanya’ya bir kez bile girememişti. Picasso’dan iki yıl sonra da diktatör Franco öldü. Picasso, eserini memleketine armağan etmişti. Franco’nun ölümünden sonra tablonun İspanya’ya girmesi için bir engel kalmadı. Ve Guernica’nın acılarını simgeleyen El Guernica, Picasso’nun doğumunun 100. yılı kutlanırken, 25 Ekim 1981′de Madrid’ e ayak bastı.


01 Mart 2014

Köylüler - Anton Çehov


 FRENKÜZÜMÜ
Güçlülerin küstahlığı, avareliği, zayıfların cahilliği, yabaniliği, her yerde aklın alamayacağı bir yoksulluk, darlık, soysuzlaşma, sarhoşluk, ikiyüzlülük, yalan…bununla birlikte bütün evlerde, sokaklarda sessizlik, güvenlik; kentlerde yaşayan ellibin kişinin içinde bağıracak, öfkesini yüksek sesle haykıracak bir kişi yok. Yiyecek almak için pazarda gezenleri, gündüz yiyen, gece uyuyanları, saçma konuşanları, evlenen, ihtiyarlanan, ölülerini sessiz sedasız mezarlığa taşıyanları görüyoruz, ama acı çekenleri görmüyoruz, duymuyoruz; hayatta korkunç olan şeylerde kulis arkasında bir yerlerde geçiyor. Herkes sessiz, herkes rahat. Protesto eden yalnız dilsiz istatistik: Şu kadar insan çıldırdı, şu kadar içildi, şu kadar insan gıdasızlıktan öldü.