İnsanca, Pek İnsanca (1. Kitap)
Güzelliğin ağır oku.
En asil güzellik türü bizi
birdenbire çarpmaz,
fırtınalı ve sarhoş
edici saldırılarda bulunmaz
(böyle bir güzellik kolayca nefret
uyandırır); tersine en asil güzellik,
neredeyse farkında olmaksızın yanımızda taşıdığımız,
ağır ağır içe işleyen ve yine kimi zaman
bir rüyada karşılaştığımız, ama en
sonunda, uzunca bir süre yüreğimize
özenle yerleştikten sonra
bize tamamen sahip olan ve
gözlerimizi yaşlarla, yüreklerimizi
tutkuyla dolduran türden bir güzelliktir.
Güzelliği görünce ne için yanıp
tutuşuruz ? Güzel olmak için: Güzellikle
birikmiş epeyce bir mutluluk / kısmet
olması gerektiğini tasavvur ederiz.
Ama bu bir yanılgıdır.
Friedrich Nietzsche
İnsanca, Pek İnsanca (2. kitap)
Yolcular beş basamağa ayrılmalıdır: en altta, birinci basamaktakiler
seyehat eden ve görünenlerdir gerçekte ise seyehat ettiriliyorlar ve
kördürler. Bir sonraki basamaktakiler gerçektende bizzat dünyaya
bakarlar ve görürler. Üçüncü basamaktakiler görmenin sonucunda bir şey
yaşarlar. Dördüncü basamaktakiler yaşananları özümser ve beraberinde
götürürler ve son olarak, gördükleri her şeyi, yaşadıktan ve
özümsedikten sonra, eve dönerek faaliyetler ve eserler ile tekrar dışarı
çıkartmak zorunda olan, yüksek bir güce sahip insanlar vardır. Yaşam
seyahatine çıkan tüm insanlar aslında bu beş dereceye ayrılan yolculara
benzer. En alt basamakta duranlar pasif olanlardır. En üst
basamaktakiler ise içsel olayların kalıntılarını bile bırakmadan
faaliyet gösteren ve yaşamlarını doya doya yaşayanlardır.
Friedrich Nietzsche