“Duygular kalıcı olamaz. Bu yüzden onlara
duygular (emotions) denir. İngilizcedeki motion, “hareket” sözcüğü
buradan gelir. Onlar hareket eder; bu nedenle onlar duygudurlar:
Birinden diğerine sen sürekli değişirsin. Şu an sen üzgünsün, bu an sen
mutlusun; şu an sen öfkelisin, bu an sen şefkatlisin. Şu an sen sevgi
dolusun, diğer bir an nefretle dolusun; sabah güzeldi, akşamsa çirkin.
Ve bu böyle sürer. Bu senin doğan olamaz çünkü tüm bu değişimlerin
ardında onların hepsini bir arada tutan ip gibi bir şeye ihtiyaç vardır.
Bir çelenkte sen çiçekleri görürsün ama ipi görmezsin. Bu duygular bir çelenkteki çiçekler gibidir. Bazen öfke çiçek açar, bazen üzüntü, bazen mutluluk, bazen acı…bazen de ıstırap çiçek açar. Bunlar çiçeklerdir ve hayatın tümü de çelenktir. Bir ip olmalıdır; yoksa sen çoktan parçalara ayrılmış olurdun. Sen bir varlık olarak devam edersin; o halde ip nedir, kutup yıldızı nedir?
Sende kalıcı olan şey nedir?”