Sevgili Müjdat,
Seni seviyorum.
Bu
mektubu sana Engin’den gizli yazıyorum çünkü o beni sadece ona âşığım
zannediyor. Oysa ben babama benzeyen tüm insanları, elimde olmadan hep
çok sevdim. Yani, böyle ayran gönüllü olmamın sebebi babamdır.
Ben
küçük bir çocukken, babam bana kim olursa olsun, hangi ırktan, dinden,
ülkeden, şehirden, köyden gelirse gelsin, her insanın öncelikle “İyi
İnsan” olması gerektiğini öğretti. Bu öğretiyi o kadar ciddiye almışım
ki, merhametli, alçakgönüllü, adalet duygusuna sahip, yüce yürekli,
kendilerini başkalarının yerine koyabilme hasletine sahip insanlara
elimde olmadan aşk besliyorum.
Sonra yine
babamın öğretilerinden yola çıkarak, bakıyorum, bu iyi insanlar,
akıllılar mı, düşünmeyi, sorgulamayı, araştırmayı, kendilerini
geliştirmeyi biliyorlar mı diye?
Babam
bana demişti ki ayrıca, komşun açken tok yatma. Kendine yetenin
dışındaki varlıklarınla senin kadar şanslı olmayanlara hep yardım et. Bu
yardımı kimseye duyurmadan, hele yardımcı olduğun kişilerin gözüne
sokmadan yap çünkü Kibir en büyük günahtır. Mert ol, yalana hiç
başvurma. Vefa duygunu hiç kaybetme ki, seni yetiştiren insanlara da,
kurumlara da, vatanına da hayrın dokunsun. Ve, cehalet tehlikelidir,
bilginin hep peşinde ol ve bilgini hep güncelle.
İçinde yaşadığın doğaya da saygılı ol. Nehirleri, denizleri kirletme, dalları kırma, unutma ki bu dünya da senin evin.
Sanatçıları baş tacı yaptı
Hiç
unutmadığım bir nasihatı da sanatla ilgiliydi. Allah her kuluna o özel
yeteneği vermeyebilir, sanat dallarından herhangi birini icra edecek
yeteneğin olmasa da mutlaka hayatında sanata zaman ayır ve sanatçıları
baş tacı et çünkü onlar Tanrı’nın özel kullarıdır, da demişti.
Ben
seni sahnede ilk kez yetmişli yıllarda gördüm, Müjdat. Bir tiyatroda
oyundan önce, sahneye zebra desenli giysinin içinde pür ciddiyet çıktın,
konuştun ve sahneden çekildiğinde benim gülmekten karın kaslarıma
ağrılar girmişti.
Müdavimlerinden biriydim artık.
Aradan
geçen onca yıl sonra rahmetli Talat Halman Hoca bizi UNICEF’in çatısı
altında buluşturdu. Seninle sahnelerin dışında İyi Niyet Elçileri olarak
çalışmaya başlayınca, küçücük bir çocukken babamın yüreğime kazıdığı
hasletlerin hepsine sahip olduğunu, onun bana ideal insan olarak çizdiği
resme tıpatıp uyduğunu gördüm. Sen sadece üstün yetenekli bir sanatçı
değil, yüce gönüllü, kendinden önce başkalarını düşünen, çalışkan,
vefakâr, tertemiz bir insandın, sevgili arkadaşım.
Ben seni nasıl sevmem!
Senin
aracılığınla, ülkemin senin gibi yüksek vasıflı ve bir o kadar da özgür
ruhlu ve mert sanatçılarına yeni bir yılın eşiğinde en içten
dileklerimi, saygı ve selamlarımı yolluyorum. Yeni yılda her şey
gönlünüzce olsun!
Ayşe Kulin