SABİHA GÖKÇEN
Türkiye'nin ilk kadın pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen dünyanın
da ilk kadın savaş uçağı pilotu oldu. Sabiha Gökçen, kariyeri boyunca 8
bin saat civarı uçuş gerçekleştirdi.
Sabiha Gökçen, 1935'te Türkkuşu'nun açılış töreninde yapılan planör
gösterilerinden etkilenerek havacılığa ilgi duydu. Atatürk’ün de destek
vermesi ile 1935'te Türk Hava Kurumu'nun Türk Kuşu Sivil Havacılık
Okulu'na girdi, Ankara'da yüksek planörcülük brövelerini aldı. Gökçen, 7
erkek öğrenciyle birlikte Kırım, Rusya'ya gönderilerek yüksek
planörcülük eğitimini tamamladı. 1936'da Eskişehir Askeri Hava Okulu'na
girdi, burada av ve bombardıman uçaklarıyla başarılı görevler yaparak,
dünyanın ilk 'Kadın Savaş Pilotu' unvanını kazandı. 1937 yılında Türk
Hava Kurumu'nun yetiştirdiği ilk kadın pilot olması nedeniyle kurumun 9
numaralı Murassa (iftihar) Madalyası ile ödüllendirildi.
1938'de Balkan devletlerinin davetlisi olarak, uçağıyla Balkan turu
yapan Gökçen, daha sonra Türk Hava Kurumu Türkkuşu'na başöğretmen tayin
edildi. 1955'e kadar bu görevini başarıyla sürdürdü. Hayatı boyunca
toplam 22 değişik hafif bombardıman ve akrobatik uçakla uçan ve birçok
ödülün sahibi olan Sabiha Gökçen, 1991 yılında Uluslararası Havacılık
Federasyonu Altın Madalyası'nı aldı. 1996 yılında Amerika’da düzenlenen
Kartallar Toplantısı'nda dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20
havacıdan biri seçilen Sabiha Gökçen, bu ödüle layık görülen ilk kadın
havacı olmuştur.
KERİMAN HALİS ECE
Keriman Halis Ece, zamanın ünlü tüccarlarından olan, 'Hızır' adlı
yangın söndürme aletlerinin mümessili Tevfik Halis Bey ve Ferhunde
Hanım'ın 6 çocuğundan biri olarak İstanbul'da doğdu. Dedesinden kalan
mülklerden ve babasının tüccar olmasından dolayı varlıklı bir ortamda
büyürken iyi derecede eğitim aldı. 18 yaşındayken arkadaşları,
Cumhuriyet Gazetesi'nin düzenlediği güzellik yarışmasına katılmasını
tavsiye etti. Ne var ki babası Tevfik Halis Bey'den bu konuda izin
alamadı.
O yıl düzenlenen yarışmada Naşide Saffet Türkiye güzeli seçildi. Bir
sonraki yıl Keriman Halis Ece, yarışmada birinci seçilince 31 Temmuz
1932'de Belçika'nın Spa kentinde yapılan dönemin en prestijli yarışması
olarak kabul edilen, Türkçe karşılığı Uluslararası Güzellik ve Zarafet
Yarışması olan International Pageant of Pulchritude'de Türkiye'yi temsil
etme hakkı kazandı. Keriman Halis Ece, 28 ülkenin güzellerinin
katıldığı International Pageant of Pulchritude'de birinci seçildi.
AFİFE JALE
1902 yılında İstanbul'un Kadıköy semtinde dünyaya gelen Afife
Jale, İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim gördü. Darülbedayi'nin 10
Kasım 1918'de tiyatro kursları için açtığı sınavı kazandı. Müslüman
kadınların sahneye çıkması o zamanlar yasaktı fakat Darülbedayi,
Müslüman kadınların sadece kadınlara özel gösterilerde oynayacakları
gerekçesiyle Müslüman kadınları bünyesine almıştı. Afife Hanım, kabul
edilen beş Müslüman kadından biriydi. Diğer kadınlardan üçü kursu
bıraktı, Refika Hanım ise suflör oldu. Afife Jale 3 Nisan 1919'da,
Hüseyin Suat'ın Yamalar adlı oyununda Emel rolü ile ilk kez sahneye
çıkarak Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk Müslüman kadın oyuncu oldu.
Asıl ismi Afife olan sanatçı, bu oyunda Jale takma ismini kullandı, daha
sonraları Afife Jale adıyla anılmaya başlandı. 1923 yılında Türkiye'de
cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra Türk kadınlarının sahneye çıkması
önündeki yasal engeller kalktı. Ancak sanatçının sağlığı bozuldu ve
tiyatroyu bırakmak zorunda kaldı.
CAHİDE SONKU
1919 yılında Yemen'de dünyaya gelen Cahide Sonku Türk sinemasının ilk
kadın yönetmeni ve ilk kadın sinema yıldızıydı. 1933-35 yılları
arasında balerin olarak sahneye adımını attı. Sonku'yu keşfeden isim ise
Muhsin Ertuğrul'du. 1933'te Söz Bir Allah Bir filmiyle sinemaya geçti.
Bataklı Damın Kızı Aysel adlı filmle ünlenen Cahide Sonku, o günden
sonra hemen her filmde erkeklerin kalbini kırıp kaçan güzel kadın
rolüyle izleyicinin karşısına çıktı. Aynı zamanda 1950 yılında kendi
adına Sonku Film şirketini kurdu. 1963 yılında bir yangın sonucu kurmuş
olduğu Sonku Film'in yanması üzerine iflas eden Cahide Sonku hayatının
geri kalan kısmında kısa bir süre Şehir Tiyatrosu'nda çalıştı. Daha
sonra buradan ayrılan Sonku ömrünün son yıllarını sefalet içinde
geçirdi. 1981 yılında da aramızdan ayrıldı.
SEMİHA BERKSOY
İlklerin kadını Semiha Berksoy 1910 yılında dünyaya geldi... İstanbul
Konservatuarı'nda ve Güzel Sanatlar Akademisi Namık İsmail Atölyesi
Resim ve Tiyatro Okulu'nda eğitim alan sanatçı, devlet devlet bursu ile
Almanya'da Berlin Devlet Yüksek Müzik Akademisi Opera Bölümü'nde eğitim
aldı. Üstelik bölümü birincilikle bitirdi. Opera kariyerine
1934'te başlayan Semiha Berksoy Türkiye, Almanya ve Portekiz'de sahneye
çıktı. 1939'da Richard Strauss'un Ariadne Auf Naxos isimli operasındaki
Ariadne rolü ile Avrupa'da sahne alan ilk Türk opera sanatçısı oldu.
Küçük yaşta müziğe olduğu kadar, resim ve plastik sanatlara yeteneği ve
ilgisi olan sanatçı ilk sesli Türk filminde de oynadı. Renkli
kişiliğiyle öne çıkan sanatçı 94 yaşında aramızdan ayrıldı.
FERHUNDE ERKİN
Türkiye'nin ilk kadın konser piyanisti ve piyano eğitimcisi ise
Ferhunde Erkin'di... 1909 yılında dünyaya gelen Erkin, 98 yıllık
yaşamında pek çok piyanist ve müzik eğitimcisi yetiştirdi. Türkiye'de
klasik müziğin yaygınlaşmasına katkıda bulundu. 22 piyano konçertosunun
Türkiye'de ilk çalınışını gerçekleştirdi. Paul Hindemith, Ernst
Praetorius, Hans Rosbaud gibi dünyaca ünlü şeflerin eşliğinde çaldı.
Ferhunde Erkin, birçok konçertonun Türkiye'de ilk seslendirişini
yapmanın yanı sıra, yetiştirdiği öğrenciler, Türk bestecilerinin
eserlerini seslendirmesine verdiği önem, yurt çapında verdiği resitaller
ve oda müziği etkinlikleriyle, Cumhuriyet Türkiye'sinin müzik
alanındaki en önemli simalarından biri oldu.
SABİHA BENGÜTAŞ
Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşı olarak tarihe geçen Sabiha
Bengütaş, 1920 senesinde bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanat
Üniversitesi'nde Resim bölümü okudu. Resim bölümünde bir sene okuduktan
sonra, hocası İhsan Bey’in yeteneğini keşfetmesi ve tavsiyesi üzerine
ikinci yıl heykel bölümüne girdi. Sabiha Hanım, heykel bölümündeki ilk
kız öğrenci oldu. Üniversitede açılan bir sınavda birinciliği elde
ederek Prix de Rome’u kazandı ve yurt dışına gitme imkânına kavuştu.
Taksim Meydanı’ndaki Atatürk abidesini yapan İtalyan heykeltıraş Pietro
Canonica'nın asistanlığını yaptı. Türk sanat tarihinin önemli ve uzun
soluklu faaliyetlerinden biri olan Galatasaray Sergileri'ne katılan ilk
kadınlardan biri oldu. Bengütaş, 1938 yılında yapılan Atatürk ve İnönü
heykel yarışmalarında birinci oldu. Çankaya Köşkü'ndeki Atatürk heykeli
ilk kadın heykeltraşımızın eseri...
EMEL GAZİMİHAL
Türkiye’nin ilk kadın haber spikeri Emel Gazimihal, televizyonun
olmadığı yıllarda radyoda haber spikerliği yaptı. 1937 yılında başladığı
spikerlik yıllarında Ankara Radyosu'nda çalıştı. BBC Türkçe’nin ilk
sunucularından olan Emel Gazimihal, savaş yıllarında farklı cephelerdeki
son gelişmeleri aktardı. 1968 yılında başlayan televizyon yayınlarıyla
TRT'de haber spikeri olarak kayda geçen ilk kadın haber spikeri ise
Jülide Gülizar oldu...
İNCİ ÖZDİL
"Neden kendi yazdığım eserleri yönetmeyeyim diye düşündüm ve orkestra
şefi olmak istedim" sözlerinden yola çıkan İnci Özdil, Türkiye'nin ilk
klasik batı müziği kadın orkestra şefi... 1960 yılında dünyaya gelen
sanatçı Ankara Devlet Konservatuarı Piyano bölümünden mezun oldu. 1983
yılında Orkestra Şefliği uzmanlığı için devlet bursuyla İngiltere'ye
gönderildi. Londra'da önce Guildhall School of Music, daha sonra Royal
Academy of Music'te orkestra şefliği üzerine; 1986'da İtalya'da
Accademia Musicale Chigiana'da Alman Romantik Müziği üzerine çalıştı.
1988 yılında Hans Werner Henze Festivali'nde "En İyi Yorumcu" ödülünü
kazandı. 1988'de Türkiye'ye döndü ve Ankara'da Devlet Çoksesli
Korosu'nun açılışını ve şefliğini yaptı. 1994 yılında Antalya Oda
Orkestrası'nı kurdu. 1997 yılında bu orkestrayı Antalya Devlet Senfoni
Orkestrası’na dönüştürdü.
BEDRİYE TAHİR GÖKMEN
Gökmen Bacı adıyla tanınan Bedriye Tahir Gökmen ise İlk Türk kadın
pilot olarak adını tarihe yazdırdı. Bir yandan memurluk yaparken bir
yandan uçuş eğitimlerini sürdüren Gökmen çok fazla engellemelere maruz
kaldı. Gökmen, 1932 yilinda sivil uçak okulundan 12 erkek öğrenciyle
birlikte eğitimini sürdürüp 1933'de brövesini aldı.
1934 yılında Vecihi Okulu, brövelerin onaylanması için öğrencilerin
Hava Kuvvetleri Müsteşarlığı tarafından sınavdan geçirilmesini
istedi. Ancak sınav heyeti geldiğinde okulun tek faal uçağı kırım
geçirmiş olduğundan sınav yapılamadı, heyet yeniden gelmeyi kabul
etmeyince okul kapandı ve Gökmen Bacı'nın pilotluğu onaylanmadı.
LEMAN ALTINÇEKİÇ
İlk Türk kadın jet pilotumuz Leman Bozkurt Altınçekiç, aynı zamanda
NATO kuvvetlerinin de ilk ve uzun zaman boyunca tek kadın jet pilotu
olmayı başardı. 1932 yılında Kars'ın Sarıkamış ilçesinde dünyaya gelen
Altınçekiç, Liseyi bitirdiği yıl Türkkuşu İnönü Tesisleri'nde planör
eğitimi aldı. Türkkuşu Motorlu Okulu'na öğretmen adayı olarak katıldı.
1954 yılında Silahlı Kuvvetler'e kadınların da alınmasıyla ilgili karar
çıkınca İzmir Hava Harp Okulu'na başvurdu ve Ekim 1955'te burada eğitime
başladı. Pervaneli uçaklarla eğitimini tamamlayarak 30 Ağustos 1957'de
mezun oldu. Daha hızlı ve daha yüksekten uçmak arzusuyla jet pilotu
eğitimi almak istedi. Ağustos 1958'de Eskişehir'deki jet eğitim filosuna
katıldı ve kısa sürede eğitimini başarıyla tamamladı. Kasım 1958'de jet
pilotu brövesini taktı.
SAFİYE ALİ
Safiye Ali, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın tıp doktoru ve tıp
eğitimi veren ilk kadını... Amerikan Kız Koleji'nde öğrenim gören Ali,
lise yıllarında doktor olmak istiyordu. Ancak Darülfünun Tıp Fakültesi
henüz kadın öğrenci kabul etmiyordu. I. Dünya Savaşı sürerken maddi
güçlüklere rağmen Almanya'ya giderek ile Würzburg Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nde öğrenim gördü. Bavyera Milli Eğitim Bakanlığı, sınavda
aldığı birincilik derecesi karşılığı Safiye Ali'ye doktor namzeti
unvanını verdi. Haziran 1923'te Türkiye'nin ilk kadın doktoru olarak
icazetnamesini aldı ve eşi ile birlikte Cağaloğlu'nda muayenehane açtı.
İstanbul’da beş yıl doktorluk yaptı ancak karşılıksız olarak anne-çocuk
sağlığına yaptığı hizmetler klinik çalışmalarının önüne geçti. Bu
dönemde ayrıca Amerikan Koleji bünyesinde açılan ilk kız tıp okulunda
jinekoloji ve obstetrik dersleri vereek kızlara tıp eğitimi veren ilk
kadın öğretim üyesi olarak tarihe geçti. Anne çocuk sağlığı üzerine
çalışmalar yapan Safiye Ali'nin adı Süt Damlası Bakımevleri ile
anılıyor.
FERİHA SANERK
İlk Türk kadın emniyet müdürümüz olan Şerife Feriha Sanerk, 1941'de
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne ilk kız öğrenci olarak
girdi. Kaymakamlık kursunu bitirmesine karşın cinsiyeti nedeniyle
kaymakam olma isteği geri çevrildi. O da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne
başvurdu, komiser muavini olarak göreve başladı. 1953'te Emniyet Müdürü
rütbesine yükselmesine karşın kadın olduğu için ataması
gerçekleştirilmedi. Olayı yargıya taşıdı ve kazanarak aynı yıl göreve
atandı. 1974 yılında emekliye ayrıldı.
SÜREYYA AĞAOĞLU
Ülkemizde avukatlık mesleğini seçen ve yapan ilk kadınımız Avukat
Süreyya Ağaoğlu'ydu... Ünlü düşünür ve siyasetçi Ahmet Ağaoğlu'nun kızı
olan Süreyya Hanım, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk
Fakültesi'ne başvuran ilk kız öğrenci olarak fakültenin kız öğrencilere
açılmasında öncü rol oynadı. 1925'te bu fakülteden mezun olduktan sonra
Ankara'da Şurayı Devlet Tanzimat Dairesi'nde çalıştı. 5 Aralık 1927'de
Ankara Barosu'na kaydoldu. 1928'de serbest avukatlık ruhsatını alarak,
Türkiye'nin ilk kadın avukatı unvanının sahibi oldu ve hayatı boyunca
avukatlık mesleğini sürdürdü. Kadın hakları savunucularından olan
Ağaoğlu, Atatürk'ün desteğiyle kadınların da erkekler gibi
arkadaşlarıyla beraber lokantaya giderek, yemek yiyebilmelerine öncülük
etti.
NURCAN AKAD
Nurcan Akad, 2002 yılında Akşam gazetesi'nin genel yayın
yönetmenliğini üstlenerek Türkiye'nin ilk kadın genel yayın yönetmeni
oldu. Akad, gazeteciliğe 1983’te Nokta Dergisi’nde ekonomi muhabiri
olarak başladı.
Nurcan Akad verdiği demeçte sektörde kadın olmayı şu cümlelerle özetledi:
“Karar mercilerindeki erkekler beni yok saymaya devam ettikçe, söz
söyleme hakkıma daha fazla sahip çıktım. Kabullenen onlar oldu ama
sadece pes ettiler. Bakış açılarını değiştirmeyi başarabildim mi? Hiç
sanmıyorum. Bu yapıyı sarsacak tek şey, karar mercilerindeki kadınların
sayısının artması. Elbette bu kolay değil. Çünkü erkekler, o çok
önemsedikleri iktidarlarını bir kadınla paylaşmaya kolay kolay razı
olmuyorlar. Kadınların pes etmeyip haklarını aramaları ve yazı
işlerinden uzak tutulmak için kendilerini vitrine çıkaracak köşelere,
görevlere hemen razı olmamaları, ısrarlı olmaları gerekiyor.
TÜRKAN AKYOL
Türkiye'nin ilk kadın bakanı ve rektörü unvanına sahip Prof. Dr.
Türkan Akyol, çalışmalarıyla hem tıp hem siyaset alanında saygın bir yer
edindi. Türkiye'nin göğüs hastalıkları konusunda uzman
akademisyenlerinden ve önemli kadın politikacılarından biri olan Prof.
Dr. Akyol 1928'de İstanbul'da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini
subay olan babasının görevi nedeniyle Anadolu'nun çeşitli okullarında
yapan Akyol, İstanbul'da Erenköy Kız Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitimini sürdürdü.
Tıp fakültesinden 1953'te mezun olan Akyol, aynı fakültenin Göğüs
Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nda önce asistanlığını tamamladı, 1965′te
doçentlik, 1970′de de profesörlük kadrosuna yükseldi. Fransa ve
Hollanda'da kısa dönem burslu olarak çalışan Akyol, 1959'dan 1962'ye
kadar New York'taki Albert Einstein Tıp Fakültesi'nde solunum
fizyolojisi ile ilgilendi. Türkan Akyol, 26 Mart 1971'de Türkiye'nin ilk
kadın bakanı olarak kabineye girdi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı
olarak görevlendirilen Akyol, 13 Aralık 1971'de görevinden istifa etti.
1980'de Ankara Üniversitesi'nin ilk kadın rektörü olarak seçilen ve
atanan Akyol, 1982'de YÖK Kanunu'na karşı çıkması nedeniyle YÖK'ün onayı
ile rektörlük görevinden ayrıldı. 1987′de 18. dönem milletvekilliği
seçimlerinde İzmir Milletvekili seçilen Akyol, bu dönem sonunda
fakülteye geri döndü. Erdal İnönü'nün Başbakan Yardımcısı olduğu Demirel
hükümetinde 1992'de Kadın İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı olarak
dışardan atanan Akyol, 25 Haziran 1993 - 27 Temmuz 1994 tarihlerinde 50.
hükümette de görevini sürdürdü.
FİLİZ DİNÇMEN
Filiz Dinçmen, 1982 yılında Hollanda Lahey Büyükelçisi görevine
getirilerek Türkiye'nin ilk kadın büyükelçisi unvanını aldı. 1984
yılında Strasbourg'da Avrupa Konseyi Türkiye Daimi Temsilcisi görevine
getirildi. 1988 yılında Çok Taraflı Siyasi İşler genel müdürü, 1989
yılında ise; bakanlığın ilk kadın müsteşar yardımcısı ve 1991 yılında bu
görevine ek olarak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü oldu. 1993-1997 yılları
arasında Avusturya büyükelçiliği yaptı. 1997-2001 yılları arasında TBMM
Başkanı Başmüşaviri (Hikmet Çetin, Yıldırım Akbulut ve Ömer İzgi'nin)
olarak görev yaptı. 2001-2004 yıllarında Vatikan Büyükelçiliği'nde
bulundu.
DRAHŞAN ARDA
1967-68 sezonunda kursu tamamlayan ve Zonguldak'ta hakemlik
sertifikasını alan Drahşan Arda, daha sonra Almanya'da yaşamını devam
ettirdiği için Bavyera Bölgesi'nde maçlarda görev almaya başladı. 1985
yılında 'İlk Türk Kadın Hakem' olarak Elmas Arabacı gösterilirken,
Avrupa'nın ilk FIFA kokartlı Türk kadın hakemi ise Lale Orta ise 1995'te
olmuştu. Ancak FIFA, dünyanın ilk kadın futbol hakeminin Drahşan Arda
olduğunu 2018 yılında onayladı. Drahşan Arda, dünyada ilk kadın hakemin
kendisi olduğunu geçmiş yıllarda zaman zaman dile getirirken, eline
ulaşan FIFA mektubu ile de hakkını teslim aldı.
JALE İNAN
Türkiye'nin ilk arkeoloğu Jale İnan uzun yıllar devam eden programlı
kazılarla Perge ve Side antik kentlerinin gün ışığına çıkarılmasına çok
emek verdi... Eğitiminden sonra 1946 yılında İstanbul Üniversitesi
Klasik Arkeoloji Kürsüsü'nün kurulması çalışmalarına katıldı ve bu
kürsünün ilk asistanı olup Prof. Dr. Arif Müfid Mansel'in asistanlığını
yapmaya başladı.
Aynı yıl Arif Müfid Mansel'le birlikte Türk Tarih Kurumu adına
Antalya'da Side antik kenti kazısına, ertesi yıl Perge antik kenti
kazısına başladı. 1953 yılında doçent, 1963 yılında profesör oldu.
Mansel'in ardından 1974-1980 yılları arasında Side, 1975-1987 yılları
arasında Perge kazılarına başkanlık etti. Kazıları sırasında Side Roma
Hamamı'nın Side Müzesi’ne dönüşmesi için emek verdi. 1975 yılında Klasik
Arkeoloji Kürsüsü'nün Başkanı oldu ve bu görevini 1983 yılında emekli
oluncaya kadar sürdürdü. Jale İnan, 1980 yılında Perge’de ekibiyle
birlikte belden yukarısı olmayan bir Herakles heykeli buldu.Yorgun
Herkül olarak bilinen heykelin belden aşağısı Antalya Müzesi’nde
sergilenirken üst bölümü yıllarca bulunamadı. Antalya’da sergilenen
heykelin üst kısmı olduğu, 1970’lerde Türkiye’den kaçırıldığı iddia
ediliyordu. Jale İnan Boston Güzel Sanatlar Müzesi’ndeki parça ile
Antalya müzesindeki parçanın birbirine ait olduğunu 1990 yılında
kanıtladı. Heykel 2011 yılında Türkiye'ye getirildi.
SELMA RIZA
Hayatın her alanında verdiği mücadelelerle kadının gücünü kanıtlayan
bir diğer isim de Selma Rıza'ydı. 1872'de İstanbul'da 7 çocuklu bir
ailenin en küçük kızı olarak dünyaya gelen Rıza, eğitimini evde
sürdürdü. Bir gece her şeyi geride bıraktı ve İstanbul'dan ağabeyi Ahmet
Rıza Bey’in yanına Paris'e kaçtı. Selma Hanım, böylece İttihat ve
Terakki'nin ilk ve tek yeminli kadın üyesi olarak tarihe geçti. Sorbonne
Üniversitesi'nde eğitim alan ilk Türk kadın oldu. Selma Rıza
gazeteciliğe, Meşveret gazetesinde başladı ve ilk kadın gazeteci oldu.
SABİRE AYDEMİR
Türkiye’nin ilk kadın veteriner hekimlerinden Sabire Aydemir, 1910
yılında İnebolu, Kastamonu’da dünyaya geldi. İlkokulu İnebolu'da,
ortaöğrenimini Erenköy Kız Lisesi'de 1933'te tamamladı. Tıp fakültesine
giderek doktor olmayı planlarken, o sene ilk olarak veteriner
fakültesine kız öğrencilerin alınacağını öğrenince hayvanlara olan
sevgisi nedeniyle veteriner hekimliği tercih etti. 1937 yılında Ankara
Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden mezun oldu. Mezuniyetinden sonra
Ankara Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü'nde bakteriyoloji dalında
asistan olarak 5 yıl daha çalıştı; Bakteriyoloji Mütehassısı (uzmanı)
unvanını elde etti. Bakteriyolog Veteriner hekim olarak İstanbul Pendik
Bakteriyoloji ve Araştırma Enstitüsü; Ankara Etlik Veteriner Kontrol ve
Araştırma Enstitüsü'nde çalıştı. Gönüllü olarak Anadolu'ya tayinini
istedikten sonra görev yaptığı Samsun'da emekli oldu.
SEHER AYTAÇ
İlk Türk kadın makinistimiz Seher Aksel Aytaç, Yıldız Üniversitesi
Meslek Yüksekokulu Demiryolu İnşaat ve İşletmeciliği bölümünü bitirdi.
1990 yılının şubat ayında TCDD de 1. Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Haydarpaşa
Loko Bakım Atölye Müdürlüğü'nde makinist olarak işe başladı. Çalışma
ortamının erkeklere göre düzenlenmesi nedeniyle yaşadığı zorlukları
aşamayan kadın makinist, unvan değişikliği yaparak teknik eleman olarak
büroda çalışmaya başladı.
SAMİYE MORKAYA
Cumhuriyet tarihine adını altın harflerle yazdıran, Türkiye'nin ilk
kadın otomobil yarışçısı ve ralli şampiyonu Samiye Cahid Morkaya’nın
başarı hikayesi, günümüzde sadece otomobil sporlarıyla uğraşan kadınlara
değil toplumun her kesiminde görev alan tüm kadınlara ilham kaynağı...
1922 yılında ehliyet alan ilk Türk kadını olan Samiye Hanım’ın “Şeytan
işi, hem de nasıl! Atsız öküzsüz arabayı bir de kadın idare ediyor...
Kadının kullandığı otomobile zinhar binilmez!” diyenlere en güzel
cevabı; yıllarca hafızalardan silinmeyen başarılarıdır...
Bir şeyh kızı olmasına rağmen gayet modern bir şekilde yetiştirilen
Samiye Cahid Morkaya, 1922 yılında ehliyetini alan ilk Türk kadını.
Erkek egemen bir toplumda, bir tutkuya dönüşen otomobil sevdası ile
birlikte yarışlara katılmaya başlayan Samiye Hanım 1930 ve 1931
yıllarında çok önemli dereceler elde ederken ilk birinciliğini ise 1932
yılında İstanbul’da bulunan İstinye Köprüsü ile Zincirlikuyu arasındaki
9.5 kilometrelik parkurda düzenlenen rallide kazandı.
Fakat daha da ilginci yarışta ikinci olan Vehbi Bey ise birinci ilan
edilen yarışmacının bir kadın olması sebebiyle sonuçlara itiraz etti.
Mahkemeye taşınan bu itiraz, hakimin verdiği “Bir kadın da otomobil
yarışlarına katılabilir, birinci gelebilir" kararıyla son buldu ve
Samiye Cahid Morkaya’nın birinciliği resmiyet kazandı. O yıllarda
kararlı duruşu, azmi ve başarısıyla kadınların otomobil sporlarına
yönelmesine öncülük eden Samiye Hanım, 1933 yılında yapılan yarışlarda
da birinciliği göğüsledi. Samiye Hanım, 1934 yarışlarında talihsiz bir
kaza yaparak, otomobilinden son anda ağır yaralı olarak kurtarıldı.
Kazanın ardından tutkuyla bağlı olduğu yarışlara bir daha geri dönmemek
üzere veda eden Samiye Cahid Morkaya, 1972 yılında vefat edene kadar
otomobil kullanmaktan hiç vazgeçmedi.
MÜFİDE İLHAN
1950 yılında Mersin'den belediye başkanı seçilen Müfide İlhan,
Türkiye'nin ilk kadın belediye başkanı olarak biliniyor. Mersin'in ilk
Belediye Başkanı Galip İlhan'ın oğlu olan Doktor Faruk İlhan ile evlenen
İlhan, eşinin görev yerleri olan Erzurum, Doğu Beyazıt ve
Kırklareli'nde öğretmenlik yaptı. 1936–1937 yıllarında Almanya'ya
giderek Almanca öğrendi ve Alman okullarında incelemelerde bulundu. 1946
yılında eşi ile birlikte Mersin'e yerleşti ve Mersin'de aktif siyasete
başladı. 1950 yerel seçimlerinde Demokrat Parti'den aday olarak Belediye
Başkanı seçildi. Siyasi çatışmalar nedeniyle Aralık 1951'de görevinden
ve partisinden ayrıldı...
KADIN MİLLETVEKİLLERİ
Kadınların ilk kez oy kullandığı TBMM 5. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935'te yapıldı ve 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi. Mebrure
Gönenç Afyonkarahisar, Sabiha Gökçül Erbay Balıkesir, Şekibe İnsel
Bursa, Huriye Öniz Baha Diyarbakır, Fatma Memik Edirne, Nakiye Elgün
Erzurum, Fakihe Öymen İstanbul, Hatı Çırpan Ankara, Ferruh Güpgüp
Kayseri, Bahire Bediş Morova Konya, Mihri Pektaş Malatya, Meliha Ulaş
Samsun, Fatma Esma Nayman Seyhan, Sabiha Görkey Sivas, Seniha Hızal
Trabzon, Benal Nevzat Arıman İzmir, Türkan Örs Baştuğ Antalya ve Hatice
Özgener Çankırı'dan milletvekili seçilerek 'ilk kadın milletvekilleri'
oldu.
LEMAN TOMSU VE MÜNEVVER BELEN GÖZELER
Türkiye'de mimarlık diploması alan ilk iki kadın Münevver Gözeler ve
Prof. Dr. Leman Cevat Tomsu'ydu... Modern tarzı benimseyen bu iki kadın
mimar pek çok halk evi ve konut binasını beraber projelendirdi.
SABİHA RIFAT GÜRAYMAN
Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendisi olan Sabiha Gürayman aynı
zamanda Fenerbahçe Spor Kulübü'nün ilk kadın voleybolcusuydu. Dahası,
Fenerbahçe erkek voleybol takımının kaptanlığını üstlendi. Hayatının pek
çok döneminde zorluğa göğüs geren Günayman, İstanbul Kız Lisesi’nden
mezun oldu. Bir arkadaşının ve matematik öğretmeninin teşvik etmesiyle o
yıl ilk kez kız öğrenci alacak olan Yüksek Mühendis Mektebi'ne (İTÜ)
başvurdu. Mühendislik eğitimi gören Gürayman, 1933 yılında eğitimini
tamamladı. Mezun olduğu sene Ankara Bayındırlık Baş Mühendisliği'ne
atandı. Yüksek Mühendis Mektebi'nin en iyi mezunlarını şehir dışındaki
projelere göndermesiyle Ankara'da bir köprü yapımında yer aldı. Kemer
Köprüsü'nün inşaatında çalışması nedeniyle köprüyü yöre halkı Kız
Köprüsü olarak isimlendirdi. 35 yaşında Anıtkabir İnşaatı Başmühendisi
oldu. Bu görevi tam 10 yıl sürdürdü...
LEYLA AĞAÇKOPARAN
Leyla Ağaçkoparan Türkiye'deki ilk kadın uzun yol şoförü. 20 yıl ağır
vasıtalarla uzun yol şoförlüğü yapan Ağaçkoparan, 'erkek mesleği'
olarak kabul edilen işini yürütürken, pek çok zorlukla karşılaştı.
Cinsiyetinden dolayı iş bulmakta zorlandı ancak pes etmedi. Geri Vites
Hayatlar adlı kitabında deneyimlerini kaleme aldı.
LALE AYTAMAN
1944 doğumlu Lale Aytaman, 1991-1995 arasında Muğla Valisi görevini
üstlenerek Türkiye'nin ilk kadın valisi unvanını aldı. İstanbul
Avusturya Kız Lisesi’inden mezun olan Aytaman, 1962 Phoenix, Arizona’da
AFS öğrenci değişimi programına katıldı. İstanbul Üniversitesi Alman
dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş, ve Hamburg’da Alman Dili ve
Edebiyatı doktorası yaptı. Ankara Üniversitesi ve Boğaziçi
Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak Almanca dersler verdi. 6
Temmuz 1991 tarihinde Muğla Valiliği görevine getirildi ve bu görevi
1995 yılına kadar sürdürdü. 1995 yılında ANAP’tan Muğla milletvekili
seçildi. TBMM Kadının Statüsünü Araştırma Komisyonu Başkanlığı yaptı.
PROF. DR. SAFFET RIZA ALPAR
Türkiye'nin ilk kadın rektörü olan Ayşe Saffet Alpar, aynı zamanda
ilk kadın kimyacılarımızdan... İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya
Enstitüsü'nden mezun oldu. 1933'te Üniversite reformunda İstanbul
Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Enstitüsü'ünde Ord. Prof. Herzog'un
Sınaî Kimya ders muavini oldu. Aynı yerde doçent ve profesör oldu. Kimya
fakültesi dekanlığı görevinde bulundu. Karadeniz Teknik Üniversitesi
Temel Bilimler Fakültesi'nde Sınaî Kimya profesörü olarak ders verdi ve
burada 1972-1974 yılları arasında dekanlık görevini üstlendi. Karadeniz
Teknik Üniversitesi'nde rektör oldu. 1977 Türkiye genel seçimleri'nde
MHP İstanbul'dan 4. sırada milletvekili adayı oldu.
YILDIZ MORAN
Türkiye’nin akademik eğitim almış profesyonel ilk kadın fotoğraf
sanatçısı Yıldız Moran, doğa, soyut, manzara, portre, yaşam, Anadolu,
İstanbul, yurt dışı gibi farklı konularda fotoğraflar çekti. Moran,
fotoğrafçılık eğitimi için 1950 yılında Robert Kolej’deki eğitimini son
sınıfta bırakarak, dayısı sanat tarihçisi Mazhar Şevket İpşiroğlu'nun
önerisiyle İngiltere'ye gitti. İlk sergisini 1953 yılında Cambridge'de
açtı.1954 Londra'da beş sergi daha gerçekleştirdi. Çeşitli Avrupa
ülkelerini gezerek İspanya ve Portekiz'i kapsayan bir fotoğraf kitabı
hazırladıktan sonra 1954 yılında Türkiye'ye dönen Moran, 1955-1962
yılları arasında beş kişisel sergi açtı. 1963 yılında Özdemir Asaf ile
evlendi ve dört yıl içinde üç çocuk sahibi oldu. Yaşamının bundan
sonraki bölümünü çocukları Gün, Olgun ve Etkin'e ayırdı. Son sergisini
1970 yılında İstanbul'da açtı. Sonrasında yalnızca retrospektif
sergilerde yer aldı. Profesyonel fotoğrafçılığı bırakarak, sözlük
yazarlığı ve çevirmenlik yapmaya başladı. Özdemir Asaf'ın tüm eserlerini
yayıma hazırladı, şiirlerinden ve düzyazılarından İngilizceye çeviriler
yaptı. 15 Nisan 1995'te, ardında fotoğraf tarihimize unutulmayacak
fotoğraflar bırakarak hayata veda etti.
HANDAN DALAY KAFTANCI
Atatürk'ün özel emriyle İzmir'e atanan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk
kadın savcısı olan Handan (Dalay) Kaftancı, Yunanistan'ın Kavala
şehrinde dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni
bitirdi. Bursa'ya 1936'da hâkim olarak atanan Kaftancı, Toprak
Mahsulleri Ofisi'nde baş hukuk müşavirliği göreviyle avukatlığa adım
attı, ardından serbest çalışmaya başladı.
SEMİHA ES
1912’de İstanbul’da dünyaya gelen Semiha Es, evde bulunan bir
makineyle fotoğraflar çekmeye başladı. 15 yaşlarında Cumhuriyet
Gazetesi'nin düzenlediği güzellik yarışmasına katılmak istedi ancak
yaşının küçük olması nedeniyle yarışmaya katılamadı. O sırada ünlü
gazeteci Hikmet Feridun Es'le karşılaştı ve o anda ikisi birbirine aşık
oldu. Ailesi bu beraberliğe karşı çıksa da Semiha Hanım aniden aşkıyla
evlendi. 1950'li yılların en meşhur gazetecilerinden olan Hikmet Feridun
Es, eşine fotoğrafçılığı öğretti ve ikisi beraber dünyayı gezmeye
başladı. Semiha Es Kore’de 3, Vietnam’da 5 yıl boyunca savaş
fotoğrafçılı yaptı ve Türkiye'nin ilk kadın savaş muhabiri ve
fotoğrafçısı oldu. Haberleri o yıllarda büyük ilgi gördü. 100 yaşında
hayata veda eden Semiha Es'in bir anısı şöyleydi:
"Cephelerde, her zaman ölümle burun buruna yaşadık. Fakat bir
keresinde, bir Çinli asker, beni öldürmek için bayağı uğraştı. Sonra
bize esir düştü. Zavallıcık yaralanmıştı. Onun hastaneye gönderilmesini
sağladım, yaralarıyla ilgilendim..."