GYODAİ
Tan soğuğunda,
Dorukta durmuş bekler
Tek başına çam
Hava kararır
Ve Başlar kar,
Lapa lapa yağmaya
ŞİKİ
Unutturdu bak
Kavun çalmayı bile
Soğuyan hava
Kar manzarası
Kalıvermiş baharda
Başı dumanlı
BONÇO
Rüzgarsız günde
Kendisi isteyerek
Düşüyor yaprak
SOSEKİ
Konma kelebek!
Çiçek değil, gölgesi
Fırçamdan çıkan
Güz rüzgarında
Yok benim için
Ne bir tanrı ne Buda
SAMPU
Gel, yorgan ol ört,
Aşk için parlayan ay,
Kalbimi ısıt
Vardır her otun çiçeği,
Bilmesek de
İsimlerini
KYORAİ
Soğuk yüzünden
Bakamam yarım aya
Başım göğsümde
YAYÜ
Ah saf korkuluk,
Tahta gövden altından
Çalıyor kuşlar
Hapşırdığımda
Gözden yitirdim birden,
Tarlakuşunu
ONİTSURA
Suskun bir çiçek
Kulağının ardında
Seni izlerim
Bu sonbaharda
Yok dizimde çocuğum
Aya bakarken
İSSA
Tombul kurbağa
Umudunu yitirme
İssa burada
Bir adam ile
Paylaşıyor odayı,
Bir büyük sinek
Anayurdumda
Sivrisinekler bile
Beni sokuyor
Şebnemin ömrü
Bu kadarcıktır işte,
Daha ne gerek
Bir kurbağacık;
Sakin ve huzur dolu
Bakar dağlara
Sakin ol cırcır,
Deprem yok yatağımda
Kıpırdıyorum
Arkadaşıdır
Ateşböceklerinin,
Handa fareler
Güz rüzgarları
Dağın gölgesini de
Savuruverdi
ÇORA
Bakınca bulut,
Bakmadığım zamansa,
Parıldayan ay
OTSUCİ
Soğuk gecede
Coşkuyla konuşurdum,
Sesim yabancı
GOÇİKU
Uzun gecede
Suyun sesiyle gelir
Düşündüklerim
RAİZAN
Japon bülbülü
Raşomon'dan duyarım
Baygın sesini
RANSETSU
Karpuzlar bile
Kendi kendilerini
İdare eder
Tırtılın biri
Kemiriyor çeltiği
Ses çıkartmadan
Neler neler getiriyor
insanın aklına -
şu çiçek açan kiraz!
BAŞO
Ah, şu yaz günleri!
Adsız, önemsiz bir dağ
bürünmüş sabahın sisine
BAŞO
Burada, dağ geçidinde
nasılsa deliyor yüreği
otlarda menekşeler
BAŞO
Bütün gün
şakıdı durdu tarlakuşu-
günler ne kadar kısa!
BAŞO
Uyan! Uyan! Benim gelen,
bana arkadaşlık edesin diye,
uyuyan kelebek!
BAŞO
Gel, gidip
yağan karı seyredelim
üzerinde yuvarlandığımız
BAŞO
Yağışını
birlikte seyrettiğimiz kar
bu yıl gene yağdı mı?
BAŞO
İlk soğuk sağanaklar
sanki maymun bile
hasır bir palto derdinde
BAŞO
Kyo'dayım ya,
gene de Kyo'yu özlüyorum-
ey, zaman kuşu!
BAŞO
Güz rüzgarları esiyor
gene de ne kadar yeşil
kestane kozalakları
BAŞO
Kala kala
kuruyan otlar kalmış
askerin düşlerinden
BAŞO
Yıl sonu-
hala başında hasır şapka
hala ayağında çarık
BAŞO
Haziran yağmuru-
gülhatmiler
güneşe çeviriyorlar yüzlerini
BAŞO
At sırtında uyukluyorum,
aya doğru yükseliyor
yanan çay yapraklarının dumanı
BAŞO
Yolun sonu-
ben hala yaşıyorum
şu güz akşamı
BAŞO
Kış günü-
atımın üstünde
donmuş bir gölge
BAŞO
Güz-
kuşlarla bulutlar bile
yaşlı görünüyorlar
BAŞO
Denize sürüklüyor
kızıl kızgın güneşi
Mogami nehri
BAŞO
"Karanlık indiğine göre,
şahinin gözleri de görmeyecek!"
Böyle şakıyor bıldırcın
BAŞO
Güzün sonuna doğru,
kim bilir ne yapıyordur
şu anda komşum?
BAŞO
Her yer öyle sessiz ki,
kayaları deliyor
ağustosböceğinin sesi
BAŞO
Dağ yolunda çiçek açan
eriğin kokusuyla birden
güneş doğuyor!
BAŞO
Arada bir bulutlanıyor gök,
böylece dinlenme fırsatı buluyor
aya bakmaktan yorulanlar
BAŞO
Bu yol:
kimseler yok görünürde,
iniyor güz karanlığı
BAŞO
Güz, gün kavuştu;
"Lambayı yakayım mı?" diye
sormaya geliyor biri
ETSUJİN
Bu yılın da sonu geldi:
gizledim bizimkilerden
saçıma ak düştüğünü
ETSUJİN
Yağmurdan eğilen
olgun arpa başakları
nasıl da daraltıyorlar yolu!
JOSO
Uyuyan bir kelebek!
Kim bilir ne yapıyordur
geceleri?
KİKAKU
Her şeyden önce
korkulukları deviriyor
güz fırtınaları
KYOROKU
Ateş küllenmiş, gece ilerliyor-
birden
kapım çalınıyor
KYOROKU
Birden bir ürperme-
odamda ölmüş karımın
ayağıma takılan tarağı
BUSON
Öyle bir ay var ki gökte,
hırsız da durmuş
türkü söylüyor
BUSON
Yağmurda bir geyik,
üç kez bağırıyor-
sonra hiç duyulmuyor
BUSON
Öfkeyle geri döndüm:
sonra baktım, bahçede
söğüt ağacı
RYOTO
Mum ışığına bakıyorum,
evet, rüzgar çıkmış,
bu gece kar yağacak
RYOTO
Giden bana
ve kalan sana
iki ayrı güz
TAİGİ
Uçan bir ateşböceği!
"Bak! Bak şurada!" diyecekken
yanımda kimseyi göremiyorum
TAİGİ
Tapınağın çanında
uyuyakalmış
bir kelebek
TAİGİ
Birden yağmur boşanıyor-
binmişim çırılçıplak
çıplak atımın üstüne
İSSA
"Kiraz çiçek mi açmış?"
Buralarda
otlar da çiçek açıyor
İSSA
Bülbülün türküsü
yağmurda sırılsıklam
bu sabah
İSSA
Böcekler, ağlamayın!
aşıklar da, yıldızlar da
ayrılmak zorunda birbirlerinden
İSSA
N'olur uçup gitme bülbül,
türkün güzel olmasa da
benimsin
İSSA
Unutma,
cehennemde yürüyoruz
çiçeklere bakarak
İSSA
Çekirge,
ben gidince,
göz kulak ol mezarıma
İSSA
Ne güzel
gökteki yıldızlara bakmak
kağıt pencerenin deliğinden
İSSA
Erik
çiçek açtığında
cehennem donar
İSSA
Ödünç alıp evimi
böceklerden
uyudum
İSSA
Bırakıp gittiğim
eski evimde
kirazlar çiçek açmış
İSSA
On bir atlı birden
geriye bakmadan gidiyorlar
savrulan karların içinden
ŞİKİ
Kimseler bilmiyor
kimin yazdığını
bu eşsiz bahar türküsünü
ŞİKİ
Pembeler arasında
uçup duran beyaz kelebek
kim bilir kimin ruhu!
ŞİKİ
Gece - seni beklerken
gene yağmura dönüyor
şu soğuk rüzgar
ŞİKİ
Çeşitli
Çeşitli