"Açlık Sanatçısı", ilk olarak 1922'de periyodik olarak Die neue Rundschau dergisinde yayımlandı ve aynı ada sahip hikâye koleksiyonunda daha sonra dahil edildi. Ölüm, sanat, tecrit, asketizm, manevi yoksulluk, yararsızlık, kişisel başarısızlık ve insan ilişkilerinin yolsuzluğu gibi bilindik Kafka temalarını işlemektedir.
"Açlık Sanatçısı", üçüncü şahıs anlatımıyla geriye dönük olarak anlatılmaktadır. Anlatıcı, "günümüz"den birkaç on yıl öncesine, halkın profesyonel açlık sanatçısına, günlerce oruç tutan bir halk sanatçısına hayran kaldığı bir döneme bakmaktadır. Daha sonra bu tür gösterilere olan ilgi azalmaktadır.
Hikâye "açlık sanatçısı"nın genel bir tanımıyla başlar ve daha sonra hikâyenin ana kahramanı olan tek bir sanatçı ile anlatım daraltılır. Açlık sanatçısı, meraklı izleyicilere yönelik bir kafeste yer alır ve gizlice yemek yemediğinden emin olan nöbetçiler (genellikle üç kasap) tarafından izlenir. Bu tür önlemlere rağmen çoğu, bazı nöbetçiler de dahil olmak üzere, açlık sanatçısının gizliden bir şeyler yiyip hile yaptığını düşünür. Bu tür kuşkular açlık sanatçısını kızdırır ve menajeri (ya da "impresario") tarafından orucunun kırk gün sürmesi istenmektedir. Menajer, kırk günden sonra halkın açlık sanatçısına olan ilginin kaybolduğu konusunda ısrar eder. Ancak açlık sanatçısı, zaman sınırını, süresiz oruçtan kendi rekorunu kırmasını engellediği için sıkıcı ve keyfi bulur. Orucun sonunda açlık sanatçısı, tiyatral bir tantanayla kafesinden çıkarılıp yemek yiyeceği yere kadar taşınır fakat açlık sanatçısı bu iki durumdan da memnun değildir.
Bu gösteriler, sanatçının sağlığına kavuşması aralıklarıyla yıllarca devam eder. Şöhretine rağmen, açlık sanatçı memnun değildir ve yanlış anlaşıldığını hisseder. Görünüşte melankolisini gözlemleyen bir seyirci onu kontrol etmeye çalışırsa öfkelenerek kafesinin parmaklarını sallar. Menajer, izleyicilerden özür dileyerek bu sinir patlamasının oruçtan kaynaklandığını belirtir ve açlık sanatçısını cezalandırır. Açlık sanatçısının yaptığından daha fazlasına dayanabileceğinden bahseder fakat bir önceki orucun sonunda neredeyse ölecek gibi olan açlık sanatçısının fotoğrafını göstererek bu iddiayı çürütür. Açlık gösterisinin zamansız sonlandırılmasının sonucu olan bir durumu, menajer, sonlandırılmasının nedeni olarak gösterir. Açlık sanatçısı, menajeri dinlemek için kafesin parmaklarına yaslandığında menajerin o resimleri çıkarmasıyla parmaklıkları hemen bırakır.
Yıllar geçer ve bir gün açlık sanatçısı kendini izleyen kitlenin giderek azaldığını, izleyicilerin eğlenceyi başka yerlerde aramaya başladıklarını görür. Menajer, açlık sanatçısını yanına alır ve birlikte yeni izleyiciler bulmak adına Avrupa'nın yarısını gezdikleri bir turneye çıkarlar. Fakat izleyiciler artık gösterilerine ilgi göstermez. Açlık sanatçısı, menajeriyle yollarını ayırıp eskisinden daha uzun süre aç kalacağı bir sirkte işe başlar. Eskisi gibi ilgi odağı olmadığından kafesi sirkin dışındaki ahırların yanına konur. Sirkteki gösterilere verilen aralarda hayvanları görmek için ahırlara giden insanlar, açlık sanatçısının önünde biraz duraklar fakat arkadan gelenlerin öndekileri ittirmesiyle açlık sanatçısı izleyicilerini kaybeder. İlk zamanlar halkın geçişini dört gözle bekleyen açlık sanatçısı zamanla halkın neden olduğu gürültüden rahatsız olur ve hayvan ahırlarından gelen kötü koku, hayvanların sesi, hayvanlara götürülen çiğ etlerin önünden taşınması, hayvanların beslenirken çıkardıkları sesler içini burur ve hüznünü artırır. Sonunda açlık sanatçısı tamamen göz ardı edilir. Kimse, sanatçının kendisi dahil, aç kalınan günleri artık saymaz. Bir gün bir yönetici, açlık sanatçısının kafesindeki kirli samanı fark eder. Kafesin neden kullanılmadığını merak eder. Görevlilerle kafesi incelediğinde açlık sanatçısını neredeyse ölmek üzere bulurlar. Ölmeden önce affedilmeyi ister ve tadı hoşuna gidecek bir yiyecek olmadığı için çaresiz aç kalmak zorunda olduğunu ve bundan ötürü açlık gösterisinin beğenilmemesinin daha doğru olacağını söyler. Açlık sanatçısı öldüğünde otlarıyla birlikte taşınır ve yerine bir panter konur. Panteri izlemeye gelen seyirciler açlık sanatçısına göre daha fazladır. Bunun nedeni de panterin hayattan daha fazla keyif almasıdır. Hikâyede ayrıca panterin canı ne isterse verildiğinden bahseder. Bu da okuyuculara birçok açıdan yorumlanabilecek bir ipucudur.
tr.wikipedia.org