Maksim Gorki'nin "Yılan ve Şahin" adlı muhteşem şiirsel metnini kaçınızın okudugunu bilmiyorum. Şimdi size o metinden örnek vermek istiyorum. Yılan, şahini bir türlü anlayamamaktadır. "Niçin bu tozun topragın içinde karanlıkta kalmıyorsun da göklerde süzülüp cennete uçmaya niyetleniyorsun?" diye sorar ona. "Seni orada bekleyen tehlikeleri, pusuya yatmış olan gerilimleri ve fırtınaları bilmiyor musun, seni avlayıp hayatına son verecek olan avcının silahını görmüyor musun?" Fakat şahin, yılanın söylediklerini umursamaz. Kanatlarını çırpar ve gökyüzüne doğru yükselir, cennete doğru uçtukça zafer şarkıları söylediği duyulmaktadır. Günlerden bir gün yılan şahini yerde görür; kalbinden akan kanlarla yere serilmiştir. Yılan, "Seni sersem, seni uyarmıştım," der hemen ona, "sana burada, karanlıkta, tozun toprağın içinde güvenlikte kalmam söylemiştim, kimse sana zarar veremezdi burada." Şahinse, son nefesini verirken söyler söyleyeceğini: "Ben semaya çıktım, göz kamaştırıcı tepelerin üstünden uçtum, ışığa baktım, yaşadım, hayatımı yaşadım!"