23 Nisan 2021

" Egemenlik, hiçbir mâna, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez." M.Kemal Atatürk

23 Nisan 1920’de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin hedefi ülkemizin tam bağımsızlığını sağlamaktı. 

Peki bunu Türkiye nasıl sağlayacaktı? Türkiye bunu başka ülkelerden nasihat ve tavsiye alarak değil, kendi gücüyle ve iradesiyle sağlayacaktı.
Atatürk şöyle diyordu:

“…Güç ve kuvvet, Türkiye’de ve Türkiye halkında olan gelişme cevherine, zehirli ve yakıcı bir sıvı katmıştır.
 
Bunun etkisi altında kalarak, milletin, en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. 

Oysa hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür.”

Egemenlik, hiçbir mâna, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez.” 1922 (Nutuk II, S. 700)

“Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kat’î mânasiyle millî egemenliğin kurulmuş bulunmasına bağlıdır. Bundan ötürü hürriyetin de eşitliğin de adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir.”

“Arkadaşlar! Türkiye devletinde ve Türkiye devletini kuran Türkiye halkında tacidar yoktur, diktatör yoktur! Tacidar yoktur ve olmayacaktır. Çünkü olamaz.
Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdani ve mevcudiyetidir.” 1923 (Atatürk’ün S.D. I, S. 300)