Sevgili meleğim,
Neredeyse delirmek istediğim kadar, sana kızgınım: Kendini onların
arasına sokmadığın iki fikri bir araya getiremem. Artık senden başka
hiçbir şey düşünemiyorum. Kendime rağmen, hayal gücüm beni taşıyor. Seni
yakaladım, seni öpüyorum, seni okşuyorum. En aşk dolu okşamaların
binlercesi beni ele geçiriyor. Her zaman içinde olacağın kalbim gibi… Şu
anda da fazlasıyla oradasın. Orada sana dair nefis hislerim var. Ama
Tanrım, beni nedenimden mahrum edersen, benim için ne olacaksın? Bu, bu
sabah beni korkutan bir monomania (sabit fikir, saplantı). Her an ayağa
kalkıp kendime şunu söylüyorum, “Gel, oraya gidiyorum!”. Sonra
yükümlülüklerimin duygusuyla hareket edip tekrar oturuyorum. Korkunç bir
çatışma var. Bu bir hayat değil. Daha önce hiç böyle olmadım. Her şeyi
mahvettin. Seni düşünürken kendimi aptal ve mutlu hissediyorum. Bir anda
bin yıl yaşadığım lezzetli bir rüyada koşuşturuyorum. Ne korkunç bir
durum! Sevgiyle aşmak, her bakışında sevgiyi hissetmek, yalnızca
sevgiyle yaşamak ve kendini kederlerin tükettiğini görmek ve binlerce
örümceğin ağına takılmak… O, sevgilim Eva, bunu bilmiyordun. Kartını
aldım. Benden önce orada ve şimdi sanki buradaymışsın gibi konuştum.
Seni dün gördüğüm gibi görüyorum, çok güzel, şaşırtıcı derecede güzel.
Dün, bütün akşam boyunca kendi kendime “O benim!” dedim. Ah! Cennet’te
melekler benim dün olduğum kadar mutlu değiller!
22 Mayıs 2020
Honoré De Balzac "Kendini arasına dahil etmediğin iki fikri bir araya getiremem."
Haziran, 1835