Pico‟nun bu yeni felsefesinin otodidaktik bir tanrı bilgisi özelliği de vardır. Örneğin Savonarola‟nın Floransa vaazlarının ardından Angelo Politian‟a yazdığı bir mektubunda şöyle demektedir:“Tanrı‟yı bilmek zor değildir, yeter ki kişi kendisini O‟nu tanımlamaya zorlamasın” Pico der ki: “Tanrı‟yı sevin. İnsanlar sevgiyle sahip olmaktansa, ve sevgi olmadıkça elde edilse bile bir şey ifade etmeyeceği halde, arzuladıkları şeyleri bulmalarına asla yardımcı olmayacak bir bilgiyle armaya çok heveslidirler.”
Pico için gerçek Amor Dei(Tanrı sevgisi), Amor Dei intellectualis. (entelektüelin Tanrı sevgisidir) Çünkü ancak entelektüel için evrenin hakikatleri açılmaktadır. Bu da Tanrının varlığının gerçek bir işareti ve zorunlu varlığına delalet eder. Bu nedenle Pico, Tanrıyı “intellectus agens” (faal akıl) olarak tanımlar. Pico için “visio intellectualis” (entelektüel müşahede) mistik “his” ile aynı anlama gelmemektedir. Bunun tamamen farklı bir içeriği ve anlamı vardır.
Pico, manevî dünyasındakideğişime rağmen eski pagan dinî inançlarındaki iddiaları da ciddi bir şekilde ele alır. Pico bu inançların en kesif ve karanlık problemlerini çözmede son derece titiz davranmıştır.Cassirer‟e göre Pico‟nun tanrısal bilgi tasavvuru bağlamında otodidaktik bir felsefe çizgisi vardır. Cassirer, bu anlamda adeta Hayy b. Yakzan metniyle ilgili bir takım tazammunlar ortaya koyarcasına şöyle demektedir: “Tanrının insan ruhunun derinliklerinde bulunabileceği kanaatindedir. İnsanın ulaşabileceği bilgi türlerinden en yücesi “scientia abdita”(gizli bir bilgi)‟dir. Pico için bilginin doğal bir yönü vardır. Bu da dış dünyayı gözlemleyerek onları suretler, algılar ve hayal şeklinde kavramaktır. Bu kavrayışlar muhtelif şekillerde olur ve belirli türlere indirgenir. Ama tanrıya ve ruha ilişkin bilgimiz farklıdır. Burada duyu bilgisinden farklı bir bilgi vardır. Pater, onun bu çizgisini değerlendirirken şöyle der:”Onu bu istikamete yönlendirmiş birçok düşünce ve birçok tesirle birlikte bir keşiş olmadı”.
Pater‟e göre Pico, Hıristiyanlığa dönmekle birlikte içindeki çoğulcu dinî söylemi yitirmemiştir. Bu durum onun entelektüel faaliyetlerine de yansıtmıştır ve yahudi bilgeliğini merakla incelemiştir. Yahudi mistisizmine ilgi duyan bir grupla bağlantı kurmuştur. Bu grup, kabala, kutsal kitap hermönotiğinde uzman olan bazı kişileri içerisinde barındırmaktaydı. Bunların arasında Yahudilerden Elias Del Medigo, Flavius Mithridates, Jochanan Alemanno yer almaktadır.