Çok kimseler, hele biraz mektep medrese görmüş olanlar, her işten her şeyden ille bir fayda beklerler. Ara sıra kırlara çıkmaları, bir su boyunca gezinmeleri bile, hoş bir vakit geçirmek için değil, oturdukları yerde toz, duman olsun olmasın, ciğerlerini şehrin pis havasından temizlemek içindir. Vitamin bulunalı beri, nefislerini körletip bol soğanlı domates salatasını da hor görmekten kurtuldular yoksa salt canları çekti diye yemeyi ciddiliklerine bir türlü yakıştıramıyorlardı. Onlar da öyle yol tutturmuş, yaşamının tadını fayda aramakta buluyorlar.
Sanata düşmandırlar demeyeceğim. Gerçi içlerinde şiire, musikiye, resme ancak çocukların, bir de çocuk kalmış insanların heves edeceği birer iş diye bakanlar vardır. Bayılırım öylelerine; düşündüklerini olduğu gibi söyleyen, el âlemin ne diyeceğine aldırmayan, boşa boş demekten çekinmeyen kimselerdir.